Tsunami öncesi...

Yahu!
Sizin gücünüz, bana mı yetiyor?
15 Temmuz diye Cumhuriyet tarihimize düşen o kara günden, nasıl haberdar olduğumu daha önce kısaca anlatmıştım! Detaylıca anlatmalıymışım!
Başımdan geçmemişti, ne bilecektim?
O kara gün, saat 21.00 gibi, çalışmak üzere bilgisayarımı açtım. Aklımda kaldığı kadarıyla ekranımda, kocaman bir piramit, içinde ters bir üçgen ve kırmızı büyük puntolu İngilizce bazı cümleler vardı. Yabancı dilim olmadığı için ne yazdığını bilmiyorum!
Bilgisayarımı kontrol edemiyor, resetleyemiyor, hatta kapatamıyordum!
Teknolojik özürlüyüm; bilgisayarıma herkes öyle dediği için ben de bilgisayar diyorum. Aslında benim için, yazdıklarımı kaydedip saklayabildiğim bir daktilo sadece!
Bilgisayarım kontrolümden çıkınca, -her zaman yaptığım gibi- Hukukçu olan Oğlum ve teknik desteğim Torunumu aradım. Her iki de; "Baba/Dede! Seni hack'lemişler. Hemen elektrik fişini çek!" dediler, yaptım.
Sonra Yaygın Kanalların naklen yayınlarından, kahpe kalkışmayı öğrenip kendimi sokağa attıydım.
Bunlar tarih oldu!
Hemen herkes, o Kahpe Kara Gün hatıralarını hafızalarına kaydettiler. Anlatıyorlar, anlatacaklar.
Sıcağı sıcağına Demokrasi Nöbetleri süresince başlatılan bir uygulama ile hemen her yanımız, pişman düşmanlarla, itirafçı iftiracılarla doldu!
Bu memleketin ne çok "Alnı Secdeli Kahpe"si varmış!
Kahpeler, ekranlara çık/ar/ılıyorlar, hatta konuşsunlar diye belki paralar da veriliyor! Konuşan konuşana, iftira eden edene! Pişmanlık gösterilerinde,  aba altından sopa gösteren gösterene!
Yıllardır; Yaygın Basın ve Medya'dan Emniyet İmamı oldukları söylenen iki isim duyarız: Kemalettin Özdemir ve Kozanlı Ömer...
Bunlar öylesine etkin ve meşhur ki; Emniyet genel Müdürlüğü bünyesinde "KOZ" ve "KÖZ" diye guruplanmalardan söz edilir yani Kemalettin Özdemirciler (KÖZ) ve Kozanlı Ömerciler (KOZ)...
Yaygınlıktan Yandaşlığa geçen, yalakalık için gayretlerde olan bir TV ve bir program yapımcı veya sunucusunun canlı yayın konuklarından biri Kemalettin ÖZDEMİR'di!..
Nasıl bir tecelliyse Askeriyenin hayalet İmamı düşman, Emniyet imamı pişman!
Güvenlik tamamen İçişleri ve Emniyete devredildiği için olabilir mi diye sorgulamaya başladım!
Adamın gözlerini yakaladım bir kaç kere ki, korkakların, hele suçluların gözlerini ekranın bile yakalaması çok zordur hatta mümkün değildir!
Adam, bakışlarını sakınmıyordu! İzleyenlerine; "Baaak! Akıllı olun! Söylerim haaa!"edalarıyla tehditler savurdu! Bugün bile Meclis'te örgüt ile bağlantılı siyasilerin var olduğunu söyletiyorlardı!
AKP'de varlarmış, MHP'de varlarmış, CHP'de olup olmadığını araştırmak gerekirmiş ve ne programcının, ne de itirafçı iftiracının gündemlerinde HDP diye bir parti veya vekiller yoktu!
Elimde olmadan Son Seçimi ve Yeniden Seçimi, hatırladım!
Bir milletvekili düşünün; aday adayı olarak müracaat etmiş, parasını ödemiş ve aday olabilmek için Parti Genel Başkanı veya kurmaylarına olabildiğince yakın davranıyor! Onlar nereye giderse o da gidiyor! Konaklama ve yeme-içme ücretlerini ödemede ışık hızıyla davranıp bonkörlüğünü, aynı zamanda peşinden sürüklendiği şahsa bağlılığını gösteriyor!
Yine o dönemde AKP Kurucu Genel Başkanı ve Atanmış AKP Genel Başkanı ve Eş-Başbakan da dahil, AKP'nin tamamına yakınının açıkça kutsadıkları kalleşle veya imam(!)larıyla aynı fotoğraf karesine düşüyor!
Yağmur yağıyor, devasa köprüler altından seller akıyor, sel köprüleri yıkıyor ve fotoğraf karesine düşen aday adayı, FETÖ'cü!
Hadinin bee!
Kimden mi bahsediyorum? KÖZ'ün tehdit ettiklerinden her kimlerse tabii...
Yahu! Siz sadece kendinizi akıllı, milleti ahmak mı zannediyorsunuz?
Adını söylemeye tenezzülde çok zorlandım ama Didem Arslan Yılmaz'ın soruları ve K. Özdemir (KÖZ) 'in cevaplarından sonra, AKP ve MHP Gruplarından şüphe duymayan kimse kalmış olabilir mi?
Düşünülüp çıkarılırken müthiş -yani sert- ama uygulamada pempiş -yani yumuşak- TCK (Türk Ceza Kanunu)'na göre; bir kişi -genellikle- mürûr'uzaman (zaman-aşımı) dan sonra pişman olur ve itirafa niyetlenir ama onun işlediği suç mürûru zaman kapsamı dışındadır! Olsun, önemli mi? Nasılsa, yakında örtülü afla serbest kalacak ve vicdan rahatsızlığından kurtulacaktır!
Yalnız; ekran ekran dolaştırılan bu kalleş-kahpe-kaypak adamların, işledikleri suç-fiîl daha demin, 15 Temmuz değil mi Yahu?
Devleti ve sistemi tamamen yok edip 300'den fazla insanı Şehit, hâlâ tedavileri süren 1.500'den fazla insanı Gâzi eden bu kahpelerin kalkışmaları 15 Temmuz'da değil miydi?
Ne zaman müruru zamana uğradı?
Zaman denilen kavram, bunlar için ışık hızında mı?
Başkalarını bilemem ama şahsen canımı acıtıyorsunuz!
KÖZ 'ün söylediğine göre; AKP yönetiminden alınmışlarmış da, vekil olarak Meclis'te varlarmış! "Yavru Muhalefet MeHaPe" için de aynı KÖZ'ün söyledikleri! CHP için araştırma gerekirmiş!
Hay canı közlere düşesice! Hay ocağı batasıca!
Başta Partili Cumhurbaşkanı olmak kaydıyla atanmış ama Anadolulu edalarıyla ciddi manada irtifa kazanmış Başbakan'ın; bu lânet iftiracı itirafçılar' a ve bu kahpe örgütün siyasal uzantılarına dokunmaları gerek!
Büyük cesaret gerektiriyor elbette!
Hepsinden önemlisi, bir samîmiyet testi bu! Çünkü dünkü suç ortağını, bulundukları konum ve makam itibarı ile der-dest edecekler, eğer yaparlarsa!
Çarşı karışır ki -darısı Haçlı müttefiklerimizin başına- deprem sonrası tsunami gibi..
Korkuyor muyum? Vallahi hayır!
Bütün imkânlarıma rağmen, deprem ve tsunamiye karşı tedbir bile almadan heyecanla beklemedeyim!
Ya yapacak, ya da önümüzeki ilk seçim sandığına kadar susacaksınız Kardeşim!
Güneydoğu Anadolu'daki Emniyet Gücü evlatlarımızı; Devletsizliğe, sahipsizliğe terk etmeyeceksiniz!
Biliyorum işitiyorsunuz hatta artık duyduğunuz doğrulardan utanmaya başladığınızı da biliyorum...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN"  Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...