Türk milleti köklü bir geçmişe ve birikime sahip necip bir millettir. Türk milleti, köklerinden kaynaklanan ve sahip olduğu medeniyet anlayışından oluşan, bütün dünya milletleri ve özellikle diğer Müslüman milletler nezdinde haklı bir itibara sahiptir.
Türk milletinin geçmişi, birikimleri ve itibarı, her ne ad altında olursa olsun bir devletin peşine takılmayı kaldırmayacak kadar derindir. Hele birilerinin mandası veya sömürgesi olmayı bu millet hiç ama hiç kabul etmez/edemez.
Bu temel tespitler bağlamında yaşadığımız gerçekleri göz önüne getirdiğimizde Türk milletinin bünyesine taban tabana zıt bazı kulvarlarda yürünmekte olduğu gerçeğine kimsenin itiraz edeceğini zannetmiyorum.
2001 yılında koalisyon hükümeti, ABD'nin Afganistan'da yürüttüğü "Sonsuz Özgürlük Operasyonu (!)" kapsamında Türkiye'ye ilettiği asker talebini değerlendirerek Afganistan'a asker gönderilmesi kararlaştırmıştı.
Afganistan gibi Türk milletinin itibarının yüksek ve ortak geçmişinin olduğu bir ülkeye, ABD istiyor diye asker yolluyorsunuz. Orada çok büyük hizmetler yaptığınızı iddia edebilirsiniz ama değil mi ki, ABD'nin senaryosunda bir rol almış bulunmaktasınız. Afgan halkı nezdinde millet olarak bütün itibarınızı kaybettiniz demektir. Neden mi?
ABD Afganistan'da Irak'ta yaptığından farklı bir şey mi yapıyor sanıyorsunuz? Orada da vahşet, katliamlar ve tecavüzler ayyuka çıkmış durumda. İşte bu vahşeti sergileyen ABD'nin senaryosunda rol almak Türk milletine yakışmıyor.
ABD, Afganistan'da uyguladığı stratejiyi Ortadoğu'da da uygulamaya çalışıyor ve Türkiye'ye BOP projesinde taşeronluk görevi yüklüyor. Başbakan Erdoğan "BOP projesinde Diyarbakır bir yıldız olabilir" sözüyle bunu kabul ettiğini ifade etmişti.
Para sihirbazı lakaplı Corc Soros "Türkiye'nin en iyi, en kaliteli ihraç ürünü ordusudur" demişti.
Burada artık iyice ortaya çıkan bir gerçeği de belirteceğim. Türkiye BOP projesindeki rolünü oynamaya başlamıştır.
Dışişlerimizin İsrail ve Suriye arasındaki İsrailli casusun kemikleri için arabuluculuk yapması BOP kapsamında bir görev olarak telakki edilebilir. Erdoğan hükümeti Ortadoğu ülkelerini ziyaretlerinde ABD ve İsrail'in mesajlarını götürdükleri artık sır olmaktan çıkmıştır.
Türkiye kendi gücünün farkına varmadığı sürece, birileri Türkiye'ye kendi çıkarlarına hizmet eden senaryolarda rol vermeye devam edeceklerdir. Bir gün AB, öteki gün ABD, sonra başkaları Türkiye'nin farkında olmadığı ya da farkında olup kullanmadığı elindeki imkânları sömürmeye çalışacaklardır.
Burada düğüm şu temel soruya cevap bulmakla çözülecektir. Türkiye kendi gücünün farkına nasıl varacaktır?
Kendi gücünün farkına varmak için önce bu gücün var olduğuna inanmak gereklidir. Buna inanmamış bir liderin ve kadronun bu gücü değerlendirmesini beklemek beyhudedir.
Kendi gücünün varlığına inandıktan sonra millet olarak topyekûn kendi içinden çıkan ve değerlerine ters düşmeyen bir liderin etrafında toparlanmak gereklidir.
İşte o lider Türk devletine geçmişine, birikimlerine ve itibarına yaraşır bir yön verecektir.
Türk milletinin geçmişi, birikimleri ve itibarı, her ne ad altında olursa olsun bir devletin peşine takılmayı kaldırmayacak kadar derindir. Hele birilerinin mandası veya sömürgesi olmayı bu millet hiç ama hiç kabul etmez/edemez.
Bu temel tespitler bağlamında yaşadığımız gerçekleri göz önüne getirdiğimizde Türk milletinin bünyesine taban tabana zıt bazı kulvarlarda yürünmekte olduğu gerçeğine kimsenin itiraz edeceğini zannetmiyorum.
2001 yılında koalisyon hükümeti, ABD'nin Afganistan'da yürüttüğü "Sonsuz Özgürlük Operasyonu (!)" kapsamında Türkiye'ye ilettiği asker talebini değerlendirerek Afganistan'a asker gönderilmesi kararlaştırmıştı.
Afganistan gibi Türk milletinin itibarının yüksek ve ortak geçmişinin olduğu bir ülkeye, ABD istiyor diye asker yolluyorsunuz. Orada çok büyük hizmetler yaptığınızı iddia edebilirsiniz ama değil mi ki, ABD'nin senaryosunda bir rol almış bulunmaktasınız. Afgan halkı nezdinde millet olarak bütün itibarınızı kaybettiniz demektir. Neden mi?
ABD Afganistan'da Irak'ta yaptığından farklı bir şey mi yapıyor sanıyorsunuz? Orada da vahşet, katliamlar ve tecavüzler ayyuka çıkmış durumda. İşte bu vahşeti sergileyen ABD'nin senaryosunda rol almak Türk milletine yakışmıyor.
ABD, Afganistan'da uyguladığı stratejiyi Ortadoğu'da da uygulamaya çalışıyor ve Türkiye'ye BOP projesinde taşeronluk görevi yüklüyor. Başbakan Erdoğan "BOP projesinde Diyarbakır bir yıldız olabilir" sözüyle bunu kabul ettiğini ifade etmişti.
Para sihirbazı lakaplı Corc Soros "Türkiye'nin en iyi, en kaliteli ihraç ürünü ordusudur" demişti.
Burada artık iyice ortaya çıkan bir gerçeği de belirteceğim. Türkiye BOP projesindeki rolünü oynamaya başlamıştır.
Dışişlerimizin İsrail ve Suriye arasındaki İsrailli casusun kemikleri için arabuluculuk yapması BOP kapsamında bir görev olarak telakki edilebilir. Erdoğan hükümeti Ortadoğu ülkelerini ziyaretlerinde ABD ve İsrail'in mesajlarını götürdükleri artık sır olmaktan çıkmıştır.
Türkiye kendi gücünün farkına varmadığı sürece, birileri Türkiye'ye kendi çıkarlarına hizmet eden senaryolarda rol vermeye devam edeceklerdir. Bir gün AB, öteki gün ABD, sonra başkaları Türkiye'nin farkında olmadığı ya da farkında olup kullanmadığı elindeki imkânları sömürmeye çalışacaklardır.
Burada düğüm şu temel soruya cevap bulmakla çözülecektir. Türkiye kendi gücünün farkına nasıl varacaktır?
Kendi gücünün farkına varmak için önce bu gücün var olduğuna inanmak gereklidir. Buna inanmamış bir liderin ve kadronun bu gücü değerlendirmesini beklemek beyhudedir.
Kendi gücünün varlığına inandıktan sonra millet olarak topyekûn kendi içinden çıkan ve değerlerine ters düşmeyen bir liderin etrafında toparlanmak gereklidir.
İşte o lider Türk devletine geçmişine, birikimlerine ve itibarına yaraşır bir yön verecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024