"Türkçe olimpiyatları"

Pensilvanya'dan "Arkadaşlarımız 10'a yakın mektup okudu. Hepsi Peygamber Efendimizin (s.a.v) Olimpiyat Statlarına teşrif buyurduğunu söylediler.Şimdi ben kendi içimden hep diyordum ki; 'yav acaba meseleyi tahrif mi ediyoruz, aşağıya mı çekiyoruz, folklorlardır, şarkılardır, şiirlerdir... bunlarla' Fakat demek ki bazı hakikatlerin ifade edilmesi adına, ittifakın sağlanması adına, kalplerin birbirlerine karşı yumuşaması adına, bunlar çok önemli faktörler ki; İnsanlığın iftihar tablosu (Peygamberimiz) bazılarımızın, bir kısım mutasavvıf ve sufi görünümlü kimselerin yadırgamalarına rağmen Efendimiz (s.a.v) inanın Peygamberimiz teşrif etti..." açıklaması yapılmasaydı böyle bir yazı yazmak aklımızın ucundan bile geçmiyordu."Olimpiyatlar" Hocaya göre, "İttifakın sağlanması" ve "kalplerin birbirlerine karşı yumuşaması adına" yapılıyormuş; böyle olduğu içindir ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gelmiş, bateri, gitar, davul, zurna çalan başları ve göğüsleri açık, omuz omuza ve kol kola horon çeken kızlı erkekli gurupları ve belki de misafir sanatçıları, mesela Emel Sayın'ı dinlemiş?Bu "olimpiyatlarda" olup bitenleri izleyenlerin kalpleri neye ısınıyor? Kur'an'a mı, Hz. Muhammed (s.a.v.) yoksa cemaate ve Cemaatin açtığı ve tedrisatı İngilizce olan okullara mı? Her taraf "Diyalog Dernekleri" ile dolu. Bunların kimileri kiliselerde organizasyonlar gerçekleştiriyor, Müslümanlar kiliselere dolduruluyor, kimilerinde, "Eşhedü Enne Muhammeden Resulullah" bölümlerinin olmadığı ezanlar okunuyor (Belçika, Brüksel Sean Jean Babptiska kilisesinde olduğu gibi) Camilerde Kiliseler gibi uygunsuz kıyafetlerle tiyatro gösterileri yapılıyor (Münih, Mehmet Akif Camii). Müftülük Dergilerinde Hahamların makaleleri  kanatlı melek resimleri yayımlanıyor (Beyoğlu), Aksiyon dergisi, "İnsanlık onu bekliyor" diye güya Hz. İsa(a)'nın resmini kapak yapıyor. Kimi hocalar camilerde Müslümanlara, "İncil adına, Tevrat adına, Zebur adına" diyerek duaların kabul olunması için el açtırıyor (Safranbolu), Kur'an meallerine tahrif edilmiş kitaplardan alıntılar serpiştiriliyor; açık ayetlere rağmen Müslüman kadınların Hıristiyan erkeklerle evlenmesi teşvik ediliyor ve böyle bir hareketin şarkılı, türkülü, açık saçık "Türkçe Olimpiyatlarına" Hz. Muhammed (s.a.v)'in bizzat iştirak etiği iddia ve kabul ediliyor.Diyecek bir şeyimiz yok. Allah (c.c.) hakikati biliyor.Buraya kadar yazdıklarımız bir "hatırlatma notu" idi. Şimdi "esasa" geçelim.Bir kere, "Türkçe Olimpiyatları" anlam itibariyle kökten 'üç yanlışı' barındırıyor. İki kelimede üç yanlışı hatta yalanı bir arada barındırmak gerçekten marifet ister. Bir: "Olimpiyat" spor müsabakaları için kullanılan bir terimdir.İki: Bu yapılan gibi her yıl değil, "dört yılda bir" yapılınca "olimpiyat" olur.Üç: Yapılan iş "Bir Türkçe müsabakası" değil, bir şarkı-türkü söyleme organizasyonudur.Cemaat gerçekten bir "Türkçe olimpiyatı" yapmak istiyorsa, kendilerine âcizane bazı tavsiyelerimiz olacak. Bu millete, "Biz İngilizce eğitim veriyoruz amma, Türkçe de öğretiyoruz" diyebilmeniz için, açtığınız her okulda en azından haftada bir "Mecburi Türkçe dersi" koydurtmalısınız. Öyle müziğe ve dansa istidalı birkaç çocuğa iki türkü öğretip milletin paralarını toplamak "aldatmak" olur."Şarkı-Türkü söyleme eğlencesi"ni gerçek bir "Türkçe Olimpiyatına" benzetebilmeniz, yaklaştırabilmeniz için ise?1. Her yıl bir "Türkçe yarışması" düzenlemek olmalıdır.2. Bu yarışmaya annesi ve babası Türk olanlar katılmamalıdır.3. Her yarışmacıya Türkçe kısa ve özgün bir hikâye yahut bir hatırası yazdırılmalıdır.4. Jüri karşısına çıktığında jüri üyelerinin Türkçe söylediklerini anlayıp anlamadıkları halkın önünde belgelenmelidir. Mesela bir jüri üyesi yarışmacıya "ayağını salla" dediğinde o bu 'olimpiyatlarda' olduğu gibi "kalçasını sallıyorsa" işte o kadar Türkçe öğretildiği ortaya çıkar.5. Türk klasiklerinden rastgele seçilen metinler okutulmalı, ne anladığının anlatılması istenmelidir.6. "Türkçe olimpiyatı" yabancının Türk'e propagandası değil, Türk'ün yabancıya tanıtımı için yapıldığında bir anlam kazanır.Öyleyse, bu yarışmalar her yıl bu okulların olduğu bir ülkede yapılmalı, o ülke insanına Türk milleti ve Türkçe takdim edilmelidir.Biz bir fikir olarak bu kadarını söyleyelim. Maksat zaten anlaşılmıştır. Bugüne kadar yapılan bir "aldatmadan ibarettir" ve "Aldatanlar bizden değildir" diyen Hz. Muhammed (s.a.v)'i çalgı türkü dinlemeye geldi diye rencide etmenin de lüzumu yoktur.