AB, PKK ve DHKPC'yi terörist örgüt listesine almamakla terörün arkasında kimlerin olduğunu ortaya koyadursun, Rusya da, 11 Eylül'den sonraki atmosferi kullanarak Türkiye etrafında ördüğü çemberi daha da daraltmaya başladı. Türkiye, tarihi, coğrafyası, jeo-stratejisi, misyonu, soydaşları, dindaşları, geçmişi ve geleceği ile arasındaki bağın koparılması, köprülerin atılmasına yönelik bir Rus tuzağı ile karşı karşıya. Hatta bu tuzağa düştü bile.
TERÖRİST VE SOYKIRIMCI RUSYA'DAN PERVASIZ TAVIRBaşbakan Ecevit'in Moskova'yı ziyareti sırasında, Putin'le yaptığı ve PKK ile Çeçenleri aynı kefeye koyan anlaşmaya dayanarak Rusya, bundan 1,5 yıl önce, Türkiye'den, Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti eski Dışişleri Bakanı ve Hükümet sözcüsü Movladi Udugov'un teslim edilmesini istemişti. Rus Rian Haber Ajansının Rus yetkililere dayanarak verdiği habere göre Türkiye, Rusya'dan, Movladi Udugov'un teslim edilmesi için gereken belgeleri istedi. Rus yetkililer, "Bu şahsı biz, Ankara'nın Moskova ile birlikte uluslararası terörizme karşı mücadelede işbirliği yapmaya hazır olduğuna dair kanıt olarak değerlendiriyoruz" dediler.
Rusya'nın kurduğu bu tuzağa Türkiye'nin düştüğü şeklinde yorumlanabilecek olay, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk tarafından da doğrulandı. Bakan Türk, yaptığı açıklamada, Movladi Udugov ile ilgili dosyanın kendilerine iletilmesi konusunda Dışişleri ve İçişleri Bakanlıklarına başvurduklarını söyledi.
TARİHTE GÖRÜLMEDİK OLAYÇeçen yönetimine yakın çevreler Çeçenistan'ın eski bakanlarından olan Movladi Udugov'un Türkiye'de bulunması halinde Rusya'ya teslim edilmesi konusunu değerlendirerek, "bu tür bir olay tarihte görülmemiştir" diyerek tepkilerini ifade ettiler.
Öte yandan Türkiye'de olmadığı bilinen Udugov'un dosyasının istenmesi şaşkınlık yarattı. Çeçenistan'da dışişleri bakanlığı dahil bir çok önemli görevlerde bulunmuş bir siyasinin Rusya tarafından uluslararası terörizme karşı mücadelede işbirliği çerçevesinde ele alınması, Rusya'nın olayı çarpıttığı şeklinde değerlendirildi.
UDUGOV: "AMAÇLANANLARI BİLİYORUM"Türkiye'nin Rusya'dan kendisi hakkında dosya isteme olayını Kavkaz Center Haber Ajansına değerlendiren Udugov ise konuyla ilgili şunları söyledi:
"Ankara'nın Moskova'dan belge istemesinin ardındaki asıl sebep olayın Lubyanka'da (Rus istihbarat binasının bulunduğu meydan) hazırlanmış olmasıdır. Ama gerçekten de Türkiye bana ve diğer Çeçen faaliyetçilere (siyasetçilere) karşı çeşitli adımlar atabilir. Hatta bu şekilde Türkiye, kendi topraklarında şahsımı istemediği mesajı veriyor olabilir. Zira bu güne kadar iki ülke arasında suçluları iade olayı hiç olmadı. Ya da iki ülke dışişleri bakanlıkları arasında olağan temaslar sırasında gerçekleşen protokol belgeleri alış verişini Rusya propaganda amaçlı kullanmış olabilir. Şimdi öyle bir zamandır ki, hiç bir ihtimali göz ardı edemezsiniz. Savaş durumunda olduğumuz için her şey olabilir. Ben ise bu savaşın enformasyon alanında bulunuyorum. Savaş olan yerde kahramanlık da ihanet de olabilir. Bunun yanında, bu haberin veriliş şekli de belli bir amaçla psikolojik baskı yapmanın planlandığını gösteriyor. Bu amaçlar çeşitli olabilir, ama genelde onları biliyorum."
Çeçenler Türkiye için de savaşıyorUdugov'un iade edilmesi için dosya istenmesi olayını değerlendiren Kafkas strateji uzmanları, Türkiye'nin bu Rus tuzağına düşmesi durumunda tarihi misyonu ve geleceği arasında müthiş bir kırılma söz konusu olacağını belirttiler. Bu olayın Türkiye'nin hinterlandı sayılabilecek ülkeler, soydaş ve dindaş halklar, özellikle Kafkasya'dakiler üzerinde büyük bir güvensizliğe yol açacağını söylediler. Bunun aradaki bağları kopartacağına, Deli Petro Vasiyetnamesi doğrultusunda sıcak denizlere inme politikasından vazgeçmeyen Rusya'nın isteğinin de bu olduğuna, sıcak denizlerle arasındaki engellerden Kafkasları böyle aşmak gibi bir uygulamaları olduğuna işaret ettiler. Rusya'nın sıcak denizlere inme emeli önündeki en büyük setlerden birini oluşturan Çeçenlerin, tarih boyunca Rus boyunduruğunu hiç kabul etmedikleri, verdikleri mücadelenin, bir terörizm değil 400 yıldır süren bir bağımsızlık savaşı olduğunun altını çizdiler. 300 yılda Çeçenleri aşamayan Ruslar'ın, bu engeli aştıktan onlarca yıl gibi çok kısa zamanda Kars'a, Erzurum'a, Trabzon'a kadar geldikleri gerçeğini hatırlatarak, tarihte olduğu gibi bugün de Çeçenlerin Türkiye için de savaştığının farkında olunması gerektiğini hatırlattılar. Tarihin çöp sepetinde, tarihten ibret almayan millet ve devletlerden geçilmediğini belirtmeyi de ihmal etmediler.