"Türkiye'ye sol lazım"mış

6 Nisan 2012 tarihli gazetelerde ABD'nin eski CIA Başkan yardımcılarından, Türkiye'de 1980 sonrası CIA İstasyon şefi olarak görev yapan Graham Fuller'in, Türkiye'nin kesinlikle daha fazla İslamî olmaması gerektiğini belirterek "Türkiye'nin daha çok sola ihtiyacı var" dediğini yazdı.
Özellikle Tanzimat'tan bu yana bize neyin lazım olup olmadığına Batı emperyalizmi karar vermiş. Biz bağımsız irademizle bize neyin lazım olduğunu bilemeyecek, anlayamayacak, düşünemeyecek kadar aptal, embesil, ahmak, tarih sahnesine yeni çıkmış ilkel bir millet olarak görülmüşüz ve Batı, bizi bizden daha çok düşünerek bize her defasında iyilik yapmış ve bize ne lazımsa onu vermiş.
Tanzimat'tan beri emperyalist Batı bize demiş ki size meşrutiyet lazım. Hemen arkasından parayla, kadınla, makamla, şöhretle, şununla bununla satın aldığı bir takım karanlık aydınları devreye sokup, Osmanlı Devleti'ni yıkmak için meşrutiyet kavgasına tutuşturmuş.
Sonra size pozitivizm, rasyonalizm, materyalizm lazım demiş, özel olarak eğittiği bir takım adamlar vasıtasıyla Türk'ün İslam imanını ortadan kaldırmaya çalışmış.
Size enternasyonalizm, nasyonalizm, hümanizm lazım demiş Türk'ün milliyetini yok etmeye çalışmış.  
Size alafrangalık, asrîlik, modernlik, ilericilik lazım demiş, Türk'ün İslam ahlakını ve İslamî gündelik yaşama biçimini yok etmeye çalışmış.
Size mandacılık lazım demiş, millî istiklal ruhumuza kastetmiş.
Size komünizm lazım demiş, millî Türk devlet kurumumuzu sarsmaya çalışmış.
Size sağcılık, kapitalizm, liberalizm, globalizm lazım demiş, yer altı yer üstü bütün zenginliklerimizi yerli işbirlikçi taşeronları vasıtasıyla yağmalamaya çalışmış.
Size cemaatçilik, ılımlı İslam, muhafazakâr demokratlık lazım demiş, insanımızı dindarlık damarından yakalayıp, millî kimliğini yok ederek samanla besleyip, hayalî samanyollarında gezdirip Amerika vesayetinde bir esarete sokmuş.
Her seferinde bize neyin lazım olduğuna Batı karar veriyor ve cömertçe bunları veriyor. En son verdiği şey de "sol". Aslında bu yeni değil, eskinin tekrarıdır.
Fuller efendinin "size sol lazım" fermanından sonraki süreçte Amerika, yeterince kullandığını düşünüp bilemediğimiz bir sebeple gözünden düşürdüğü muhafazakâr demokrat parti yerine "Amerikancı sol" bir iktidar hazırlığı yapmaktadır.
CHP bünyesinde, daha önce az da olsa var olan Atatürkçü, millici, ulusalcı hassasiyetler, Deniz Baykal operasyonundan sonra tasfiye edilerek bu parti yönetimi Amerikancı, Sorosçu, liberal ve Kürtçü bir siyaset çizgisine yakınlaştırıldı. Amerika, Soros bağlantılı ya da Amerika'ya gönülden ve göbekten bağlı birinin başkanlığında bir sol iktidar tezgâhlanmaktadır. Bu bağlamda bir takım sosyal tabanı olan grupların bu Amerikancı sol parti çatısı altında toplanması planlanıyor.
Bunun gerçekleştirebilmesi için PKK çizgisindeki Kürt ırkçılarının, Alevilerin, radikal İslamcıların ve Marksist devrimcilerin bir araya getirilmesi planı uygulamaya kondu. Bu bağlamda şunlar yapılıyor:
Son günlerde ülkemizin değişik kentlerinde Müslüman Türk evladı olan, Türklük şuuru oldukça yüksek Türkmen Alevi kardeşlerimizin evlerine "Alevilere ölüm" şeklinde belirsiz kişilerce yazılar yazılmış. Bu, Amerika'daki zencilere karşı ırkçı tavırları olan Ku Klux Klan örgütünün ve Almanya'da Neo Nazilerin yaptıkları eylemlere benziyor. Bu bir Türk âdeti değildir. Bu, tamamen Amerika kaynaklı provokasyon eylemlerine benziyor. Amaç şudur: Alevi kardeşlerimiz Sünnilere düşman edilsin, siyaseten keskinleştirilip militanlaştırılsın, solculuk kampına tekrar sokulsun.
Daha önce 1970'li yıllarda aynı oyun oynandı. Mesela 1978 yılında Maraş'ta Alevilerin çoğunluk olarak yaşadıkları semt ve mahallelerde görevli olduklarını söyleyen bazı kişiler evleri dolaşarak, "tuhaf" bir nüfus sayımı yaptıklarını, evlere yeni numaralar vereceklerini söyleyerek kapıları kırmızı boya ile işaretlediler. Bazı belgelerde ise PTT görevlileri olduklarını söyleyen kişiler, mektupların kaybolmasını engellemek için bir çalışma yaptıklarını söyleyerek kapılara boyayla işaretler koydular. Sonra da bilinen Alevi-ülkücü çatışmaları oldu. Bu evleri boya ile işaretleyenler ve Alevi-ülkücü kavgasını çıkaranlar, Alevi ve ülkücüler değildi. Bunu planlayan ve uygulayanlar, emperyalizmin görevlileriydi. Çünkü kargaşa çıksın ki Amerikancı bir askerî darbe için zemin hazırlansın isteniyordu.
Diğer yandan bir başka tezgâh da radikal müslümanları, memnuniyetsiz dindarları "Amerikancı sol" çatısı altında kullanmak. 1 Mayıs 2012 gösterilerinde "antikapitalist müslüman gençler", "solcu Müslümanlar" ya da "sosyalist Müslümanlar" diye bir grup çıktı. Bunların sloganlarına baktığımızda Müslümancılıktan ziyade Amerika'nın etnik siyasetine uygun olarak kullanılan; ama hiçbir zaman içeriğine uygun bir tavır sergilenmeyen, dünya kamuoyunu aldatmaya dönük birer malzeme olan "insan hakları", "ırkçılık karşıtlığı", "doğanın ve hayvanların korunması", "demokrasi" kavramlarını öne çıkardılar, Ermenicilik, Kürtçülük içerikli sloganlar attılar, pankartlar taşıdılar. Bu insanlar, "İnşaallah sosyalizm gelecek" diye bağırdılar. Amerikancı yazarlar da bu grubu sempatiyle karşıladıklarını yazdılar.
Aslında bunlar çok küçük bir gruptular, ama Türkiye'deki Amerikancı basının tamamı bu olayı günlerce haber yaptılar, haklarında yazılar yazdılar. Amaç radikal, keskin, kızgın, yoksul, az dindar, çok dindar fark etmez Müslümanlık hassasiyetine sahip olan insanlarımızı "Amerikancı sol" çatısı altına sokmaktır. Çünkü Haçlı-Siyon ittifakı demek olan kökü dışarıda Amerikan satanizmi böyle bir proje yaptı. CIA'nın adamı Fuller efendi de bunu ilan etti.
Yine bugünlerde eskiden hiç olmadığı kadar bütün basın yayın organlarında Deniz Gezmiş edebiyatı yoğunlaştı. Bir Deniz Geçmiş romantizmi, nostaljisi almış başını gidiyor. Bu işi pompalayan da kendilerine Amerika'nın etekleri altında hayat alanı bulan liberal faşistlerdir. Hiç yoksul, proleter olmamış, hiç mücadele etmemiş, hep gariban Türk işçisini, öğrencisini, halkını kullanmış, hiç solcu da olmamış; ama solcu gibi görünmüş, tek vasfı Türk ve Müslüman düşmanı olmak olan kozmopolit liberal faşistler, Deniş Gezmiş kiniyle Türk gençlerini kışkırtmaya çalışıyorlar.
Görüldüğü gibi Amerika kaynaklı şer odakları, bugünlerde Türkiye'de sosyal tabanı PKK'cı Kürt ırkçısı, Ermenici, Alevi, radikal İslamcı ve Deniz Gezmiş devrimcilerinin sac ayağını oluşturacağı bir "Amerikancı sol" çatısını kurmaya çalışmaktadırlar. Bu büyük satanist oyuna ve tezgâha karşı bütün İslamcı kardeşlerimi, Alevi Türkmen kardeşlerimi, iyi niyetle hak arama derdinde olan solcu kardeşlerimi "Amerikancı sol" çatısı altında değil; Amerikan emperyalizmine karşı "Türk millet birliği çatısı" altında birleşmeye davet ediyorum. Bu millî şuur, hepimizin var oluşunun temel zeminidir. Artık Amerika'nın işlerimize burnunu sokmaması için her kesimiyle bütün bir Türk milleti olarak irade beyan etmemizin tam zamanıdır. Amerika, ülkemizden bütün üsleriyle, ajanlarıyla, uzmanlarıyla, azmanlarıyla, kurumlarıyla, değerleriyle, ideolojileriyle, işbirlikçileriyle kovuluncaya kadar Türk'e rahat yoktur.