Ukrayna
21.09.2022 00:00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 06.03.2014 tarihli yayımlanan yazısıdır
Suriye'de işgalin önünde duran Rusya'nın, Kırım konusunda da aynı tavrı takınması, Arap Baharı'nın ilerlemesine engel görülen Rusya'ya karşı farklı yaptırımları gündeme getiriyor.
Savaş gemilerini Karadeniz'e kaydıran ve Kırım'a asker çıkaran Rusya'nın, bu bölgede olası bir savaşı engellemek için her şeyi göze alması karşısında, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Ukrayna topraklarından çekilmedikleri takdirde ekonomik yaptırım, vize yasağı ve Rusların varlıklarının dondurulabileceğini, olası önlemler arasında saydı.
Bugün dünya halkları işgalden ve sömürüden yorulmuş bir halde.
Yeni dünya düzeninde Rusya'nın misyonu, sadece Hıristiyan Batı için değil, İslam âlemi için de çok önemli.
Zira Rusya, Suriye'de takındığı kuşatan ve barış yanlısı tavırla, İslam âlemi nezdinde geçmişin kötü izlerini silmeyi başardı.
Şimdi, Suriye'de oynanan oyunun benzerinin yaşandığı Kırım'da da buna devam ediyor.
Ülkesinde radikal İslam ve radikal Hıristiyanlık üzerinden yapılmak istenen bölme oyunlarını, bizim sistemlerimizi hayata geçirerek bozan Putin, benzer tedbirleri aynı bahanelerle işgaline hazırlanan Kırım için de gerçekleştirecek.
ABD'nin ekonomik veya siyasi ambargo tehdidinin ise, süper güç olan Rusya için pek de önemi yok.
Zira, Milli Ekonomi Modeli ile ekonomik bağımsızlığını tam manasıyla kazanan Rusya, doların tahakkümünden kurtulmanın formülünü Milli Ekonomi Modeli sayesinde buldu.
Putin'in ekonomi danışmanlarından Glazyev, 27 Aralık 2013'te yazdığı makalede Yunanistan, Kıbrıs ve Türkiye'nin de katılımıyla Rusya, Ukrayna ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinin içinde olduğu Avrasya Gümrük Birliği ve Avrasya Ekonomik Birliği'nin kurulmasını önermişti.
BRICS ülkeleri olan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın aralarında ticarete başladıkları zaten malum.
Rusya ve Çin milli paraları ile ticaret kuralını halen uygulamaktalar. Son olarak Putin, diğer ülkelerle olan ticaretinde de bunu hayata geçireceğini ifade etti.
Glazyev, Kırım olaylarından sonra gündeme gelen yaptırımlar konusunda, "ABD, gerçek ve tüzel kişilerin bankalardaki varlıklarını dondurduğu takdirde ABD alacaklarını alamaz.
Dolayısıyla kendileri zararlı çıkar bu işten. Bir de bizim elimizde ABD Hazinesi'nin 200 milyar dolar tutarında bonosu var. Sıkıştırılırsak bu ABD Hazine bonolarını sattırabiliriz. Böylece ABD pazarıyla ilişkilerimizi keseriz. Doları terk edip, Doğulu ve Güneyli komşularımızla yeni bir ödeme sistemi kurabiliriz" diyerek ABD dolarını dünya parası olmaktan çıkaracak formülü yeniledi.
Doların yerine kullanılabilecek ödeme şekli Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan, "ülkelerin ticarette milli paralarını kullanmaları" kuralıdır.
Böylece, dış ticaret bir sömürü aracı olmaktan çıkarılacaktır. İhracat yerli paranın etki alanlarının oluşturulması için kullanılacaktır.
Üretilen ürünlerin pazar bulduğu alanlar, aynı zamanda yerli paranın da kullanım alanı olacaktır.
Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan bu formül, ABD dolarının dünya parası olmasının önüne geçecek yegâne yoldur ve Rusya bunu uygulamaya başlamıştır. Kendine olan güveni de bundan kaynaklanmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Türk Milleti ikinci Sevr'e müsaade etmeyecektir / 06.10.2025
- Tarımda nasıl bir politika belirlenmeli? / 05.10.2025
- Asıl kurtarılması gereken devletin kasasıdır / 04.10.2025
- Atatürk vatandır / 03.10.2025
- Lider, halkının sahip çıktığı kişidir / 02.10.2025
- Bağımsızlık bir milletin can damarıdır / 01.10.2025
- Besmele ile başlamak / 30.09.2025
- AB'nin Türkiye'ye bakış açısı / 29.09.2025
- Avrupa'nın birleşmesi ve Türkiye'nin konumu / 28.09.2025
- Yolun sonu gözüküyor / 27.09.2025
- Tarımda nasıl bir politika belirlenmeli? / 05.10.2025
- Asıl kurtarılması gereken devletin kasasıdır / 04.10.2025
- Atatürk vatandır / 03.10.2025
- Lider, halkının sahip çıktığı kişidir / 02.10.2025
- Bağımsızlık bir milletin can damarıdır / 01.10.2025
- Besmele ile başlamak / 30.09.2025
- AB'nin Türkiye'ye bakış açısı / 29.09.2025
- Avrupa'nın birleşmesi ve Türkiye'nin konumu / 28.09.2025
- Yolun sonu gözüküyor / 27.09.2025
