Soru: Sovyet müdahalesi ve Taliban'ın zaferinden sonra Afganistan nasıl analiz edilebilir?
Tarık Ali: Ordu içinde güçlü bir tabanı buluna PDPA (Afganistan Demokratik Halkın Partisi, Afgan Komünist Partisi) 1978'de darbeyle Davud'un yoz rejimini devirdi. Halk değişimi hoş karşıladı. PDPA başlangıçta popülerdi. Önemli sosyal reformlar ve demokrasi vaat etti. Fakat, özgür eğitim ve kızlar için açılan okullar gibi önemli eğitim reformları yapılsa da ikinci söz asla tutulmadı.
Kentlerde kızlar ve erkekler aynı okullara gitmeye başladı. Sağlık hizmetleri ilerledi. Fakat, şiddetli bir fraksiyon mücadelesi, kitleleri baskı altına alma kampanyasına girişen Hafizullah Emin önderliğindeki Pol-Pot fraksiyonunun zaferiyle sonuçlandı. Bununla birlikte, ABD köktencileri silahlandırarak ve Pakistan ordusunun bunlara yardım etmesini sağlayarak, rejimin dengesini bozmaya karar verdi. Amerikalılar bir ayı tuzağı hazırladı ve Sovyet liderliği de bu tuzağa düştü. Kriz daha da şiddetlendi ve ABD komünizme karşı cihat çağrısı yaptı. Pakistan ordusu, Suudi bir prensin gelip mücadelenin başına geçmesi durumunda cihada yardımcı olacağını düşündü. Fakat buradan gönüllü olarak gelen yoktu.
Suudi rejimi Usame bin Ladin'i CIA'e (ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı) önerdi. Bu, onaylandı ve Usame bin Ladin eğitilip Afganistan'a gönderildi. İyi savaştı Bin Ladin. Bir eylemde kız-erkek karışık okullardan birine saldırılması ve bütün öğretmenlerin öldürülmesi emrini verdi. ABD bunu onaylayarak seyretti. Gerisi tarih. Sovyetler Birliği yenildi ve 1989'da güçlerini çekti. İç savaş başladı ve İran, Tacikistan ve Pakistan'a bağlı güçleri içeren bir koalisyon oluştu. İstikrarsızlık hüküm sürdü. Sonrasında, Pakistan Taliban'ı güçlendirdi. Pakistan ordusunun açık desteğiyle savaşmak için özel dini okullarda eğitildiler. Kâbil ele geçirildi ve rejim kendi egemenliğini zamanla tüm ülkeye yaydı. Amerikan thinktank'leri birkaç ay öncesine kadar Orta Asya cumhuriyetlerini istikrarsızlığa sürüklemek için Taliban'ı kullanmayı düşünüyordu. Şimdi, Pakistan ve ABD kendi ürettikleri bir rejimi devirmek için savaş yürütüyor. Tarihin ironik olmaya devam etmediğini kim söyleyebilir?
Soru: Taliban'ın İslamcılığında özel olan nedir?
Tarık Ali: Öldürücü, mezhepci, ultrapüriten geleneği büyük ölçüde Vahhabilik'ten, yani Suudi Arabistan'ın resmi devlet ideolojisinden etkilenir. Taliban'ı Suudiler eğitti. Kâfirlere ve diğer Müslümanlara (özellikle Şiilere) karşı sürekli cihada inanırlar. Bin Ladin'in kendisi de safkan Vahhabidir. VII. yüzyılda, Muhammed önderliğinde yaşanan İslam'a dönüşü isterler. Anlamadıkları, Maxime Rodinson'ın mükemmel biyografisinde açıkladığı gibi Hz. Muhammed'in çok esnek bir peygamber-politikacı olduğu.
Soru: ABD'nin, SSCB'ye karşı direnişinin en sert çizgisinde ve genel olarak İslam dünyasında Bin Ladin'inki gibi gruplar içerisinde üstlenmesinin stratejik amacı neydi?
Tarık Ali: Soğuk Savaş süresince ABD İslam'ı komünizm ve devrime karşı bir siper olarak kullandı. Bu, sadece Güney Asya'da değil bütün İslam dünyasında yaşandı. Öyleyse, bahsettiğimiz İslam'ın emperyalizmin ve modernitenin bir ürünü olduğunu söyleyebiliriz.
Soru: Bölgede olacakların anahtarı Pakistan. Bu ne tür bir rejim, önemli noktaları ne, karşılaştığı çelişkiler neler?
Tarık Ali: Askeri bir rejim. Fakat, üreticisi gibi şiddetli değil. Pakistan'da neoliberalizmi (Yani IMF'nin önerdiği politikaları hayata geçiren, küreselleşmeci bir rejim) hayata geçirmeye çalışan bir rejim. Ordu tabii ki bölünmüş, fakat ordu içerisindeki Taliban yanlısı akımın gücü tartışmalı. Yüzde 15-30 arasında olabilir. İslamcılar, Pakistan toplumunun bütünü içerisinde hayli zayıflar. Bu olguyu anlamak çok önemli. Seçimlerde, Pakistan'da, İsrail'dekinden çok daha az sayıda insan fanatiklere oy verdi. Pakistan'daki Taliban'ın ordu içerisine sızmaya karar vermesinin nedeni budur. Eğer ABD, Afganistan'da çok fazla kan dökerse, bir yıllık sürede sonuçları, Pakistan ordusu içerisinde korkunç bir durum yaratabilir.
Soru: Bugünlerde Müşerref ABD ile uzun süreli bir beraberlik istiyor gibi görünüyor. Pakistan'ın, ABD'nin Afganistan'a müdahalesinin lojistik bir desteği olması mümkün mü?
Tarık Ali: Pakistan lojistik destek vermeyi kabul etti. Aslında Pakistan ordusu bütün operasyon için gerekliydi. ABD uçakları ve askerleri Soğuk Savaş döneminde inşa edilen Belucistan'daki Gwadur'da üslendiler. Pakistan'ın 1954-1992 yılları arasında ABD'nin Soğuk Savaş müttefiki olduğu unutulmamalı. Her iki taraf birbirlerini çok iyi tanıyor. Pakistan'ın seçkinleri ülkenin borcu (36 milyar dolar) silinerek memnun edildi ve daha fazla para için söz verildi. Bunun karşılığı olarak Taliban'ın silahsızlandırıldığını ve bozguna uğratıldığını görmek istiyorlardı. İslamabad (Pakistan'ın başkenti), Kâbil'i Taliban'la birlikte aldıklarında bozguna uğrattıkları Kuzey İttifakı'ndan nefret ediyordu.