Liseye ve üniversiteye giriş sınavları için geri sayım başladı
Bugünlerde milyonlarca öğrenci ve ailesinin başlıca gündem maddesini Haziran ayında gerçekleştirilecek sınavlar oluşturuyor. 2 Haziran’da LGS, 8-9 Haziran’da da YKS sınavına sayılı günler kala, süre daraldıkça heyecan daha da fazla artıyor.
30.05.2024 00:28:00
HASAN PARLAK
Bugünlerde milyonlarca öğrenci ve ailesinin başlıca gündem maddesini Haziran ayında gerçekleştirilecek sınavlar oluşturuyor. 2 Haziran'da LGS, 8-9 Haziran'da da YKS sınavına sayılı günler kala, süre daraldıkça heyecan daha da fazla artıyor. Ancak dikkat! Sınav stresini yönetmek ve aşırı strese karşı önlem almak başarıyı doğrudan etkiliyor! Acıbadem Fulya Hastanesi'nden Uzman Psikolog Sena Sivri sınav stresinin çocuklarda yüksek düzeyde kaygı, odaklanamama sorunu, depresyon, özgüven zedelenmesi, baş ağrısı, mide şikayetleri ve yorgunluğa neden olabildiğini, sınavda beklenen performansın çok altında kalmasına yol açabildiğini söylüyor. Anne-babalara çok büyük görev düştüğünü, bu hassas süreçte çocuklarına baskıcı davranışları ve iyi niyetle de olsa bazı söylemlerinin sınav stresini çok daha fazla artırarak başarılı olmasını engelleyebileceğini vurgulayan Sena Sivri "Sınavlar çocuklar ve ebeveynler üzerinde önemli psikolojik, fiziksel ve sosyal etkiler yaratarak aile ilişkilerinde de büyük yaralar açabilir" diyor. Uzman Psikolog Sena Sivri sınava sayılı günler kala, çocukların stresini azaltmak için ailelere doğru yaklaşım modellerini anlattı.
1. Destekleyici ve anlayışlı olun
Empati kurmak ve açık iletişimde bulunmak bugünlerde her zamankinden daha değerli. Çocuğunuzun yaşadığı stresi anlamaya çalışın ve duygularını önemseyin. Empati kurarak onlara yalnız olmadıklarını hissettirin. Çocuklarınızla açık ve samimi bir iletişim kurun. Onların duygularını ifade etmelerine izin verin. Kendinizi ifade ederken yargılayıcı ve baskıcı tutumlardan kaçının.
2. Gerçekçi ve olumlu yaklaşın
Çocuklarınıza aşırı yüksek beklentiler yüklemekten kaçının. Başarı tanımınızı, onların yetenekleri ve kapasiteleri doğrultusunda belirleyin. Çocuklarınızın çabalarını takdir edin ve küçük başarılarını bile kutlayın. Olumlu geri bildirim, motivasyonu artırır.
3. Sağlıklı bir çalışma ortamı yaratın
Gerek daralan zamanı iyi şekilde yönetebilmesi gerekse düzenli ve rahat bir çalışma alanına sahip olması için destek olun. Çalışma ve dinlenme zamanlarını dengeli bir şekilde planlayın. Düzenli molalar vermelerinin streslerini azaltmalarına yardımcı olacağını unutmayın. Düzenli, rahat, sessiz ve dikkat dağıtıcı unsurlardan arındırılmış bir çalışma alanı oluşturun.
4. Fiziksel ve ruhsal sağlığına özen gösterin
Yeterli uyku, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve aktivite bu süreçte büyük önem taşıyor. Çocuklarınızın yeterli uyku almasını ve dengeli beslenmesini sağlayın. Fiziksel sağlık, zihinsel sağlığı da olumlu etkiler. Derslerden geri kalacağı kaygısıyla fiziksel aktiviteden uzak kalmasına neden olmayın. Fiziksel aktivite ve egzersiz stresi azaltmada önemli rol oynadığı için zorlayıcı olmayacak şekilde kısa süreli de olsa düzenli egzersiz yapmalarını teşvik edin.
5. Aile içinde destekleyici atmosfer yaratın
Ailece, birlikte keyifli aktiviteler yaparak çocuklarınızın rahatlamasını sağlayın. Moral ve motivasyon sağlamanız son derece değerli olduğundan onlara her zaman yanlarında olduğunuzu hissettirin ve motive edici sözler söyleyin.
6. Olağanüstü hale dönüştürmeyin
Sınava hazırlık süreçlerinde olağanüstü hal ilan edip bireysel ve aileye ait tüm düzenin değişmesi ekstra kriz ortamı yaratmaktadır. Evet, bu dönem çok önemli olmakla beraber ailenin normalinin içine entegre edilmesi çok daha sağlıklı sonuçlar getirecektir.
7. Kendi stresinizi de yönetin
Ebeveyn olarak kendi stresinizi de yönetmeye özen gösterin. Siz ne kadar sakin ve dengeli olursanız, çocuğunuza da o kadar iyi örnek olursunuz. Kendinize mutlaka zaman ayırın ve sağlığınıza dikkat edin. Kendi iyilik halinizi önceliklendirmeniz çocuğunuz için daha sağlıklı çözümler bulmanızı ve desteklemenizi sağlayacaktır.
8. Gerekirse profesyonel destek alın
Gerekirse bir psikolog veya rehber öğretmenden profesyonel destek alın. Bu, çocuklarınızın stresle başa çıkmasına yardımcı olabilir. Okulun rehberlik hizmetlerinden ve stres yönetimi programlarından faydalanın.
9. Sınav sonrası dönem için plan yapın
Sınav sonrasındaki dönem için çocuğunuzun alacağı sonuç ne olursa olsun çabasını takdir ettiğinizi ve dinlenmesini, eğlenmesini sağlayacak planlar yapın. Bu planları çocuğunuzun fikirlerine de danışarak aile olarak gerçekleştirin.
10. Sınav öncesi son güne dikkat edin!
Sınav öncesi son günü çocuğunuzun dinlenmesi, zihnini rahatlatması ve gevşetmesi üzerine çalışmalar yapmasına ayırın. Duygu ve düşüncelerini dinleyip destekleyici olun. Stresin etkisiyle sağlıksız abur cubur yiyeceklere yönelmemesine, dışarıdan ve daha önce hiç tatmadığı bir yiyecek tüketmemesine, yeterli ve kaliteli uyumasına, nefes egzersizleri yapmasını sağlamaya özen gösterin. Cep telefonu ve tabletle mümkün olduğunca az vakit geçirerek dikkatini bozmasının önüne geçilmeli ve son dakika etkileyecek söylem ve haberlerden uzak durması sağlanmalıdır.
Mersin'de bilanço ağırlaşıyor
Mersin'de, Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu'ndaki zincirleme trafik kazasında ölenlerin sayısı 12'ye yükseldi.
30.05.2024 00:20:00 / Güncelleme: 30.05.2024 08:57:20
HABER MERKEZİ/AA
TAG Otoyolu'nun Yenice Mahallesi mevkisinde 26 Mayıs'ta meydana gelen kazaya karışan otomobilde yaşamını yitiren Halil Şimşek'in ağır yaralanan oğlu Ensar Kaan Şimşek (9), tedavi gördüğü Mersin Şehir Hastanesinde hayatını kaybetti. Çocuğun cenazesi, hastane morguna kaldırıldı. İşlemlerin ardından Şimşek'in cenazesinin Adana'da toprağa verileceği öğrenildi.
TAG Otoyolu'nun Yenice Mahallesi mevkisinde, Star Diyarbakır firmasına ait Ali G. idaresindeki 34 SD 8821 plakalı yolcu otobüsü, karşı şeride geçerek 2 otomobil ve 1 kamyona çarpmış, ardından aynı bölgede bir kaza daha meydana gelmişti. İlk kazada 11 kişi hayatını kaybetmiş, 33 kişi yaralanmış, diğer kazada da 6 kişi yaralanmıştı.
Tedavisinin ardından gözaltına alınan canavar otobüs sürücüsü Ali G. tutuklanmıştı.
Seçil Erzan: En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu
Erzan, "Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu" dedi.
29.05.2024 19:42:00
İhlas Haber Ajansı
Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan'ın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada Erzan, "Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu" dedi. Mahkeme, Erzan'ın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.
Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu 28 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan'ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen 7 sanıklı duruşmada tutuklu sanıklar Seçil Erzan ile Ali Yörük ve 4 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya bazı müştekiler de taraf avukatlarıyla katıldı.
"Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu"
Duruşmada Seçil Erzan, birinci dereceden sicil amiri Sermin Tekin'in tanık beyanına karşı yaptığı savunmasında, "O dönemlerde döviz üzerindeki kısıtlamalar ve yaptırımlardan dolayı 50 bin dolar bile bir müşteri hesabından çekildiğinde bizden çok ciddi açıklama ve belge istiyorlardı. Bankada sistem ve kayıt önemlidir. Bankada 'kuvvetler ayrılığı' adı altında bir ilke var. Personel suistimali önlemek için bankanın çok dikkat ettiği bir konuydu. Benim en korktuğum şey işten atılırım korkusuydu. Bankanın içerisinde o paraya benim dokunmam kesinlikle yasaktı. Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. Çaycı bile görse dikkat edip hemen bildirmesi gereken bir konuydu. Fark edilmemesi gereken bir konu asla değildi. Sicil amirim oydu ve bayan olduğu için de Sermin hanımla görüşmek istemiştim. Sermin hanım beni çağırdı. Böyle bir şeyi bekliyordum zaten. Toparlayamadım dedim. Ben o gün Sermin hanımın 'Seçil işten atılıyorsun' demesini bekliyordum. Bizim paraya dokunmamız bile yasaktı" dedi.
"Açıkçası Seçil hanımın personelleriyle alakalı olan bir müdür olduğunu düşünmüyorum"
Tanık olarak dinlenen bankanın gişe görevlisi Ümüş Nur Yiğit, "Biz o dönemde bankanın alt katında, şube müdürleri de üst kata çalışıyordu. Bu nedenle benim valizlerle paraların gidip gelme konularını görme imkanım yok. Açıkçası Seçil hanımın personelleriyle alakalı olan bir müdür olduğunu düşünmüyorum çünkü ya dışarıda oluyordu ya da annesinin rahatsızlığı oluyordu, bir şekilde ulaşamıyordum. Çorlu'dayım diyordu ve sürekli izin alıyordu. Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan bir para çekmişti. Kapılar kapandıktan sonra olan bir şeydi. Operasyon desteği alanında oturmuştu. Seçil hanım içeri girdiğinde biz para sayarak teslimatını verdik. Ali Yörük de o paraları çantaya yerleştirdi. Okan beye para çıkışını gerçekleştirdik. Ben Ali beyi uzun süre Fatih Terim'in şoförü zannediyordum çünkü futbol camiasında isimlerle beraber görüyordum kendisini. Okan Turan'la da gelmişti. Emrah Çolak'la da birlikte gelmişti. Kendisine 'Hoca nasıl, iyi mi' diye sorduğumda geçiştirmişti ama ben öyle düşünüyordum. Ayrıca, Fatih Terim'in şubeye geldiğini hiç görmedim" şeklinde konuştu.
"Seçil Erzan'ın bahsettiği tartaklama gibi bir durum olmadı, olsa masasının altında panik butonu var"
Duruşmada tanık olarak dinlenen banka güvenlik görevlilerinden Soner Topakkaya, "Benim banka içerisinde Seçil Erzan'da tespit ettiğim herhangi bir farklılık yoktu. Sadece işe giriş çıkış saatlerinde bazen gecikirdi. Seçil Erzan'ın bahsettiği tartaklama gibi bir durum olmadı, polis bile çağrılmadı. Böyle bir durum olsa müdürlerin masasının altında panik butonu var. Orası bir banka şubesi, her müşteri büyük çantayla gelebiliyor. Seçil Erzan benden hiç arabaya para taşımamı istemedi. Ali Yörük'ü hiç görmedim. Semih Kaya, Arda Turan, Selçuk İnan ve Ayhan Akman şubeye gelirlerdi. Emre Belözoğlu'nu bir kere gördüm. Şubeye en çok Semih Kaya gelirdi. Şubeye giren herhangi bir valiz ya da Seçil hanımın odasında birini görmedim" dedi.
Basın mensubuna çirkin hareket
Tanıklar ifade vermeye devam ettikleri sırada bir basın mensubunun, tanıklardan birinin soy ismini teyit etmek istemesi üzerine izleyici olarak duruşmada bulunduğunu söyleyen bankanın avukatı Kübra K. gazeteciye bağırdı ve bunu soramayacağını söyledi. Bağırma üzerine basın mensubu da tepki gösterince mahkeme başkanı, duruşma düzeninin bozulduğu gerekçesiyle tüm izleyicileri salondan dışarı çıkardı. Salon önünde avukatın kendisinin üzerine yürümeye devam ettiğini ve taciz ettiğini gören basın mensubu bu anları kaydetmek için telefonunu çıkardı, bu kez avukat telefonu gazetecinin elinden hızla çekerek arkasına sakladı. Bu sırada olaya müdahale eden güvenlik görevlisi, avukatın sakladığı telefonu alıp gazeteciye iade etti. Daha sonra basın mensubunun, avukattan şikayetçi olduğu öğrenildi.
Kısa aranın ardından mahkemeye basın mensupları da dahil izleyiciler alınmazken mahkemenin ara kararında, sanıklar Ali Yörük ile Seçil Erzan'ın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 31 Mayıs tarihine ertelediği öğrenildi.
Hayatını kaybeden ikinci diyaliz hastası da toprağa verildi
Burdur'da 25 Mayıs günü diyaliz tedavisinin ardından fenalaşınca hastaneye dönen, sonrasında Antalya Şehir Hastanesi'ne sevk edilen ve burada hayatını kaybeden hastalardan Saniye Aksöz (87) memleketi Burdur'un Kozluca köyünde toprağa verildi.
29.05.2024 18:47:00
İhlas Haber Ajansı
Burdur Devlet Hastanesi'nde 25 Mayıs Cumartesi günü 08.00-12.00 ile 12.00-16.00 seansında diyalize giren hastalardan bazıları baş dönmesi, mide bulantısı, şuur bulanıklığı ve nakil aracından inememe tarzı şikayetlerle hastaneye geri dönmüştü.
Bunun üzerine hastane yönetimi gün içinde diyalize giren tüm hastaları hastaneye çağırıp yapılan tetkiklerin ardından, gün içinde diyaliz merkezinde tedavi olan 33 hastayı Afyonkarahisar, Isparta, Antalya, Bucak'ta bulunan devlet hastaneleri ve özel diyaliz merkezlerine sevk etti. Sevk edilen 33 hastanın 14'ü ise entübe edilmişti.
Olay sonrası entübe edilerek ambulans ile Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilerek burada tedavi altına alınan ve entübe halde tedavisi devam eden 4 hastadan biri olan 87 yaşındaki Saniye Aksöz, olaydan 4 gün sonra hayatını kaybetti.
Antalya'da Şehir Hastanesi'ndeki müdahaleye rağmen kurtarılamayan Aksöz'ün cenazesi otopsi işleminin ardından ailesine teslim edildi. Memleketi Burdur'un merkeze bağlı Kozluca evinin önüne getirilen Saniye Aksöz'ün cenazesi burada helallik alınmasının ardından köy meydanında İl Müftüsü Ali Hayri Çelik tarafından kılınan cenaze namazının ardından Kozluca köyü mezarlığında toprağa verildi.
Kozluca köyündeki cenaze törenine; Burdur Valisi Türker Öksüz, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, Baro Başkanı Ramazan Gedik, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, protokol üyeleri ve yakınları katıldı.
Öte yandan, vefat eden Saniye Aksöz'ün Kozluca eski belediye başkanı Şevket Aksöz, Burdur Güçbirliği sahibi Hasan Hüseyin Aksöz ve eski CHP İl Başkanı Kazım Aksöz'ün anneleri olduğu öğrenildi.