Vuruşan fetvalar!

Çocukken; "Biri kuzeye, biri güneye bakan iki koyun hem otlayıp hem de birbirlerini nasıl görürler?" diye bir bilmece sorardık ve kendisine sırtı dönük gibi algılanan birini görebilmek için arkadaşlarımızın eğilip bacaklarının arasından arkaya bakmaya çalışmalarını, kahkahalarla izlerdik... Ne kadar uğraşırsa uğraşsın hiç kimse arkasında zannettiği kişinin yüzünü görebilecek pozisyona giremezdi! Gülerdik, gülmekten kasılırdık ve ya biz gülmekten bıkınca, ya da şekilden şekile giren arkadaşımızın yalvarmalarına dayanamayarak; "Koyunlar karşı-karşıya, yüz yüzeler ve biri kuzeye, diğeri güneye bakar..." diye cevabı öğretip, bu kadar kolay bir bilmecenin bilinememesine şaşkınlığı seyrederdik! Bu bilmeceyi, milyonların gözü önünde tatbikat yaparak soruyorlar ve cevabı bilinmedikçe de kahkahalarla gülüyorlar emînim... BOP Eş Başkanı Başbakan'ın; "Cemaat bizden ne istedi de vermedik?" sitemine muhatap olduktan sonra da frene basmayan ve yine BOP Eş Başkanı tarafından; "Paralel Yapılanma" diye ifşâ edilen "Hizmet Grubu A.Ş.", şimdi de "Terör Örgütü" ve "Haşhaşîler" diye vasıflandırıldı! Aynı paylaşım masasına karşılıklı oturan ve birinin yüzü Vatikan'a, diğerinin yüzü Pentagon'a dönük iki gayr-ı millî unsur, paylaşımdaki büyük elebaşı payını kaptırmamak için kapıştılar! Millete de zıt yönlere baktıkları halde birbirlerini görmelerinin mümkün olmadığını ispatlamak için çocukken saf arkadaşlarımıza sorup nasıl olabileceğini göstermeğe çalışırken kahkahalar attığımız pozisyonlara girerek izaha çalışıyorlar! Biz bu basit soruya kahkahalar atarak büyüdüğümüz için hallerine gülemiyoruz, üstelik öfkeleniyoruz! Devreye tâli salakları sokuyorlar! "Berâber yürüdük biz bu yollarda" sloganının, "Berâber ıslandık yağan yağmurda" kısmına uymayan, yağmur yağdığında mutlaka kaçıp bir yerlere saklanan kurnazlar yüzünden hayır işlerini ayağa düşürdüler! Ayaz Bebeğin ayazdan ve açlıktan öldüğü memleketimizde, dört buçuk (4,5) milyon dolarlar ayakkabı kutularında muhafaza edilmişmiş, sevk edilmişmiş! *** Kırk yıl, belki de daha fazla birbirinizden haberdâr olarak, karanlık dehlizlerde yarasaca çoğalacaksınız! Kırk yıl belki de daha fazla fısıltı iftirâlarla Türk Milletinin ve memleketin Kahramanlarına saldıracak, millî dindârlarına iftiralar, hakâretler edeceksiniz! Allah ile aldatarak; "Devletin kılcal damarlarına sirâyet edinceye kadar gerekirse on milyar harcayın, bir lira kazanmayın! Hakim satın alın, savcı satın alın!" fetvâlarıyla karanlıkta ne yediklerine bakmadan ellerine geleni lüpleyip semizleşen; "Gerekirse mezardakileri kaldırıp oy kullandırın!" fetvâsıyla demokrat(!)laşan "Paralel Yapılanma Haşhaşînler"in; Ordu'ya, Millî Kurumlara, Millî karakterli gazetecilere, yazarlara; helâl-harâm tefrîkinde titizlik gösteren mütedeyyin Müslüman iş adamlarına; Devlete-Millete sâdık gayr-ı Müslîm Türk vatandaşlarımıza olmadık düzmece belge ve bilgilerle iftiralar ederek, "Paralel Yapılanma"nın -en fazla yoğunlaştığı söylenen- Yargı eliyle perîşan edilmelerine göz yuman, hatta; "Ergenekon Davası'nın Savcısıyım!" diyerek işlenen günahlara ortak olan BOP Eş Başkanı Başbakan, İslâmî olmayan bir davranışla, günâh çıkarmaya başladı sanki! "Söz dinleyin ki sözünüz dinlensin" atalar öğüdünden habersiz oldukları ve kendilerini güçlü vehmettikleri günlerde hiç bir şeyin olduğu gibi gücün de ilânihâye sürekli olmadığının farkında olmayarak, doğru uyarılara kulaklarını kapatarak bugünlere geldiler! 20 yıldan fazladır Türkiye'yi karış karış dolaşan, İslâm ve Türk Milleti'nin arasına sızmış "Truva Atları"nı ifşa ederek anlatan ve her toplantısında muhakkak AKP'lileri ve Başbakan'ı da uyarmayı ihmal etmeyen Baştürk Haydar Hoca'ya azıcık kulak verselerdi; şimdi karşılıklı oturdukları paylaşım masasında, birbirlerinin gırtlaklarına sarılmazlardı! Türk Milleti ve Türk Devleti'nin hem yılları, hem de alın teriyle kutsanmış helâl vergileri böyle ayakkabı kutularıyla ayağa düşürülüp ziyân ve murdar edilmezdi! Hz. Peygamberimizin (s.a.v.); "Kınamayınız. Kınadıklarınızı aynen yaşamadan ölmezsiniz"  uyarısından da habersizlermiş bu Dinci Müslümanlar!... "BEN BİR TÜRK'ÜM. DÎNİM, CİNSİM ULUDUR." Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...