Yap-İşlet-Devret Modeli: Faydalı mı, zararlı mı?
Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli, kısa vadede yatırım ihtiyacını karşılıyor gibi görünse de uzun vadede ciddi ekonomik ve yapısal sorunlara yol açabilmektedir
17.10.2025 12:22:00
Hasan Gündoğdu
Hasan Gündoğdu





Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli, kamu altyapı yatırımlarının özel sektör eliyle gerçekleştirilmesini ve belirli bir süre işletildikten sonra devlete devredilmesini öngören bir finansman yöntemidir.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kamu bütçesinin yetersiz kaldığı durumlarda tercih edilen bu model, kısa vadede yatırım ihtiyacını karşılıyor gibi görünse de uzun vadede ciddi ekonomik ve yapısal sorunlara yol açabilmektedir.
Mali yük ve gizli borçlanma
YİD projeleri, kamu bütçesi dışında finanse edildikleri için ilk bakışta borçlanma gibi görünmez. Ancak devletin özel işletmelere verdiği gelir garantileri (örneğin araç geçiş, yolcu sayısı, enerji alımı gibi) dolaylı bir borç yükü oluşturur. Bu yük, kamu borç stokuna doğrudan yansımadığı için şeffaflık ilkesini zedeler ve mali disiplinin bozulmasına neden olur.
Kamu zararı ve verimsizlik
YİD projelerinde garanti edilen gelirler, piyasa koşullarından bağımsız olarak belirlenir. Bu durum, kamu kaynaklarının verimsiz kullanılmasına yol açar.
Örneğin, garanti edilen araç geçiş sayısına ulaşamayan otoyol projelerinde devlet, işletmeciye milyonlarca lira ödeme yapmak zorunda kalır. Bu ödemeler, kamu hizmetlerine ayrılabilecek kaynakların özel sektöre aktarılması anlamına gelir.
Fiyatlandırma ve sosyal adalet sorunu
YİD modeliyle inşa edilen altyapı hizmetleri genellikle yüksek ücretlerle sunulur. Özel işletmelerin kâr odaklı yaklaşımı, hizmetlerin toplumun geniş kesimleri için erişilemez hale gelmesine neden olur. Bu durum, sosyal adalet ilkesine aykırıdır ve gelir dağılımındaki eşitsizliği derinleştirebilir.
Uzun vadeli bağımlılık ve sözleşme esnekliği
YİD projeleri genellikle 20-30 yıllık uzun vadeli sözleşmelerle yürütülür. Bu süre zarfında ekonomik koşullar, teknoloji ve toplumsal ihtiyaçlar değişebilir.
Ancak sözleşmelerin esnek olmaması, kamu tarafının değişen koşullara uyum sağlamasını zorlaştırır. Ayrıca, sözleşme hükümlerinin genellikle özel sektör lehine düzenlenmiş olması, kamu çıkarlarının yeterince korunamamasına yol açar.
Yerli üretim ve teknoloji gelişimine engel
YİD projeleri çoğunlukla uluslararası konsorsiyumlar tarafından üstlenilir. Bu durum, yerli firmaların büyük altyapı projelerinde yeterince rol alamamasına ve yerli teknoloji üretiminin teşvik edilmemesine neden olur. Uzun vadede bu, ülkenin teknolojik bağımsızlığını ve sanayi gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Yap-İşlet-Devret modeli, kısa vadeli yatırım ihtiyaçlarını karşılamak için cazip görünse de uzun vadede ülke ekonomisine ciddi zararlar verebilecek yapısal sorunlar barındırmaktadır. Mali şeffaflık eksikliği, kamu zararları, sosyal adaletsizlik ve ekonomik bağımlılık gibi sorunlar, bu modelin yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Kamu yatırımlarında sürdürülebilirlik, şeffaflık ve toplumsal fayda ilkeleri öncelikli olmalıdır.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kamu bütçesinin yetersiz kaldığı durumlarda tercih edilen bu model, kısa vadede yatırım ihtiyacını karşılıyor gibi görünse de uzun vadede ciddi ekonomik ve yapısal sorunlara yol açabilmektedir.
Mali yük ve gizli borçlanma
YİD projeleri, kamu bütçesi dışında finanse edildikleri için ilk bakışta borçlanma gibi görünmez. Ancak devletin özel işletmelere verdiği gelir garantileri (örneğin araç geçiş, yolcu sayısı, enerji alımı gibi) dolaylı bir borç yükü oluşturur. Bu yük, kamu borç stokuna doğrudan yansımadığı için şeffaflık ilkesini zedeler ve mali disiplinin bozulmasına neden olur.
Kamu zararı ve verimsizlik
YİD projelerinde garanti edilen gelirler, piyasa koşullarından bağımsız olarak belirlenir. Bu durum, kamu kaynaklarının verimsiz kullanılmasına yol açar.
Örneğin, garanti edilen araç geçiş sayısına ulaşamayan otoyol projelerinde devlet, işletmeciye milyonlarca lira ödeme yapmak zorunda kalır. Bu ödemeler, kamu hizmetlerine ayrılabilecek kaynakların özel sektöre aktarılması anlamına gelir.
Fiyatlandırma ve sosyal adalet sorunu
YİD modeliyle inşa edilen altyapı hizmetleri genellikle yüksek ücretlerle sunulur. Özel işletmelerin kâr odaklı yaklaşımı, hizmetlerin toplumun geniş kesimleri için erişilemez hale gelmesine neden olur. Bu durum, sosyal adalet ilkesine aykırıdır ve gelir dağılımındaki eşitsizliği derinleştirebilir.
Uzun vadeli bağımlılık ve sözleşme esnekliği
YİD projeleri genellikle 20-30 yıllık uzun vadeli sözleşmelerle yürütülür. Bu süre zarfında ekonomik koşullar, teknoloji ve toplumsal ihtiyaçlar değişebilir.
Ancak sözleşmelerin esnek olmaması, kamu tarafının değişen koşullara uyum sağlamasını zorlaştırır. Ayrıca, sözleşme hükümlerinin genellikle özel sektör lehine düzenlenmiş olması, kamu çıkarlarının yeterince korunamamasına yol açar.
Yerli üretim ve teknoloji gelişimine engel
YİD projeleri çoğunlukla uluslararası konsorsiyumlar tarafından üstlenilir. Bu durum, yerli firmaların büyük altyapı projelerinde yeterince rol alamamasına ve yerli teknoloji üretiminin teşvik edilmemesine neden olur. Uzun vadede bu, ülkenin teknolojik bağımsızlığını ve sanayi gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Yap-İşlet-Devret modeli, kısa vadeli yatırım ihtiyaçlarını karşılamak için cazip görünse de uzun vadede ülke ekonomisine ciddi zararlar verebilecek yapısal sorunlar barındırmaktadır. Mali şeffaflık eksikliği, kamu zararları, sosyal adaletsizlik ve ekonomik bağımlılık gibi sorunlar, bu modelin yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Kamu yatırımlarında sürdürülebilirlik, şeffaflık ve toplumsal fayda ilkeleri öncelikli olmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.