Yaş kesen, baş kesen

"...  birbirine benzeyen ve benzemeyen üzüm, zeytin, nar bağları yetiştiririz." (En'âm?99)"O, ... farklı hurma ve ekinleri, zeytini, narı, birbirine benzer ve benzemez şekilde yaratandır." (En'âm?141)"Onunla size ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler, türlü türlü meyveler bitirir." (Nahl?11)"O, mübarek bir ağaç olan zeytinden tutuşturulmaktadır. ... Yağı, ateşle yakılmasa bile hemen hemen neredeyse ışık verecektir. Nûr üstüne nûr." (Nûr?35)"Tûr?i Sinâ'da yetişen bir ağaç daha meydana getirdik ki, bu ağaç hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir." (Mü'minûn?20) "... bu şekilde orada daneler, üzümler, yoncalar, zeytinlikler, hurmalıklar, büyük ağaçlı bahçeler, meyveler, çayırlar yetiştirmekteyiz." (Abese?27?32)"Tîn'e, zeytine, Tûr?i Sinâ'ya ve bu güvenli ülkeye yemin olsun ki.." (Tîn?1?4)"Bir kimse bir ağaç dikerse Allah, o ağacın meyvesi kadar o kimseye sevap yazar." Hz. Muhammed (s.a.a.). "Kıyametin koptuğunu görseniz de elinizdeki fidanı dikin." Hz. Muhammed (s.a.a.).Muaz diyor ki:Allah'ın Elçisi (s.a.a.), "Ümmetime meşakkat verme korkusu olmasaydı, kendilerine her namaz kılarken, zeytin ağacından misvak emrederdim" buyurdu. (Sahih?i Buhari, c.3, no:484)"Ormanlarımdan bir yaş dal kesenin, başını keserim." (Fatih Sultan Mehmet) İlahiyatçı olmayan benim bile; mevcut kaynaklarım ve sosyal ağdan faydalanarak birkaç saatte bulduğum âyet ve hâdislerin, kat kat fazlasının olduğundan emînim."Yüksek ahlâkı tamamlamak üzere" gönderildiğini söyleyen Hz. Peygamber (s.a.a.)'in öğütlerini bilmeyenleri ma'zûr görmek mümkün ama "imam?hatip"li olmakla övünen, "imam?hatip"li olmayanları hakîr gören, kilise açılış kurdelasını bile "Besmele" ile kesen birinin; Kur'ân?ı Kerim ve Hâdislerde Zeytin'e nasıl vurgu yapıldığını bilmemesini hoş göremem! "Bilmiyordum!" derse, inanmam!Hadi; "Ben okumam! Danışmanlarım okur, özetini getirirler" dediğini hatırlayarak "Uzun Adam"ın danışmanlarınca uyutulduğunu varsayalım ama; "Yaş kesen, baş kesen.." darb?ı meselini duymamasına imkân yok ve "Duymadım" derse, "Hadi ordan! Yalancı!" derler, derim!Yangından mal kaçırırcasına, hakkında dava açıldığını bilerek ve sonucu tahmin ede?ede, mahkeme kararının çıkacağı günün sabahında 6.000 (altı bin) zeytin ağacını kesenleri, kestirenleri; kestirsinler diye ihale verilenleri, zeytinlerini kesip hem de köylüleri dövüp?dövdürenleri; biz affetsek, Allah affeder mi?Gündüz öfkeli hayallerimde, gece karabasan rüyalarımdalar! Yalanın, talanın, isrâfın, zûlmün boyu aştığı günlerde; ağaçtan, kuştan, börtü böcekten bahsetmekten hayâ ederdim ama zeytin katliâmı, günlük politikaların da, açılımın da, yeni servis edilen adıyla "Diyalog"un da önüne geçti! Bu sefer; "Cambaza baaak!" diyen cazgırın gösterdiği ipin üstünde 6.000 zeytin ağacı var! Çıkmıyor aklımdan, unutamıyorum!Malum; kabristanlar da ağaç doludur, yemyeşildir! Onları; ölmeden ölenler dikmiştir!Cenâzesine ihtiram gösteren her Müslüman, kabrin başucuna bir fidan diker! Her yaprağı, rüzgârla sallandıkça rahmet diler diye inanılır.Kabristanlardaki her ağacın her yaprağı, rüzgârla sallandıkça rahmet dilerken; bir kaç dakikada vahşice katledilen 6.000 zeytinin; onlarca yıl sallanırken dileği rahmetler; kesildiği an tamamen tersine lânete dönüşmedi mi?Bin odalı Kaç?AK Saray'da, odadan odaya saklanarak görünmez olabileceğini zanneden İmam Hatipli Uzun Adam'ın, bu zeytin katliâmından haberi yok mu?"... imar planlarının büyük bir bölümü Başbakan'ın talimatıyla yapıldı. ... Bu milleti rahatlatmak için Başbakan'ın istifa etmesi gerektiğini inandığımı ifade ediyorum" diyerek isyân ve feryât eden Bakan'ı unuttuk mu, unutur muyuz, unutturur muyuz?Aylardır saat başı değişen?değiştirilen gündemi takip edeceğim diye ihmâl ettiğim ama asla unutmadığım bir de mektup var elimde!Mektubun sahibi, bir Emekli Matematik Öğretmeni "İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu ki, Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de tutturdukları yoldan dönerler" (Rûm?41) âyetinden etkilenerek ömrünü, çorak İç Anadolu topraklarını yeşertmeğe ve ormanlar yetiştirmeye hasretmiş bir Öğretmen!Emekli Matematik Öğretmeni Rahim DEMİRBAŞ'tan bahsediyorum! Ülkemizin güncel olaylarını ve dünyadaki küresel ısınma ve benzer iklim değişikliklerini de dikkatle takip ettiğini, öğretmen üslubuyla anlattıktan sonra; "... para kazanma hırsına tutulmuş insanımız alabildiğine dünyayı ormansızlaştırıyor. Fosil yakıtın her türlüsünü ölçüsüzce kullanıyor. Otomotiv sektörü bütün gücüyle çalışıyor. Atmosferimiz karbondioksit ve sera gazıyla nefes alamaz hale gelmiş. Bu sıkıntılardan kurtulmanın çaresi ülkemizi yağmur ormanları haline getirmek" iddiâsıyla hem tehlikenin boyutunu, hem de çâresini söylüyor! Yetmiyor!Rahim DEMİRBAŞ Öğretmen, şahsi gayretleriyle dikip yeşerttiği ve büyüttüğü ormanından muhteşem resimler göndererek, istenirse yapılabileceğini de ispatlıyor!"Dedelerimizin mirası değil, torunlarımızın emâneti" Vatan'ı koruyup kollamayı kendine görev edinmiş bir Öğretmen Türk ile dünyalığını kazanıp ahretini bilerek ihmal eden İmam Hatipli dindar harîslerin arasındaki farkı da ortaya koyuyor!Bir yanda torunlarının emânetini canı pahasına korumaya çalışan ferâset sahibi bir Türk Dede; öbür yanda çoluk?çocuğuna, yandaşlarına?yakınlarına hadsiz?hesapsız dünyalık için yaş kesen, yakıp?yıkan, yol yapıyoruz diye yolunu bulmak için doğanın altını üstüne getiren bir BOP Eş Başkanı!Ya Rabbi! Aklımıza Sen mukayyet ol.."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...