Bir süredir gizliden gizliye terör örgütü PKK ve terörist başı Öcalan'a af propagandası yapılıyor.
Kamuoyunun buna hazırlanması lazım yani yeni bir hazmettirme süreci şart.
Gerçi milletimiz buna hazır!
Son 10 yılda yapılanları gözönüne aldığımızda hazım kapasitemizin epeyce geniş olduğu görülüyor.
Ancak bu geniş hazım kapasitesi bile PKK'ya affı kaldıramayabilir.
O halde yeni bir formül bulunmalı.
Yeni formül eski bir yöntem.
O da din!
Halkı uyutmanın, zalimi mazlum göstermenin en ideal yolu din istismarı yapmak.
(Yanlış anlaşılmasın burada yüce dinimiz İslam'ın hiç bir suçu yok, suç bu yüce dini kendi çıkarları için istismar edenlerde ve bunlara kanıp arkasından yürüyenlerde.S on 10 yılda dindar hükümet, dindar cumhurbaşkanı söylemleriyle nereye geldiğimiz ortada.
Müslüman Türk milleti “dindar” kadroların elinde adeta haçlı ordusunda müslüman avı yapar hale geldi).
O halde ne yapmak lazım?
Çok açık; PKK'ya dini bir kimlik giydirmek lazım.
Uzun süredir alttan alta yürütülen bu plan, "Öcalan namaz kılardı" sözüyle aleniyet kazandı.
Artık bu propaganda açıktan yapılıyor.
İlk işaretle birklikte yandaş medya da harekete geçti.
Yıllarca bu milletin bağrından çıkmış Türk Silahlı Kuvvetleri için "dinsiz" propagandası yapan medya bir anda "dindar PKK" propagandası yapmaya başladı.
Yakında TV dizilerinde namaz kılan, Kuran okuyan teröristler görürseniz hiç şaşırmayın.
Yani yeni konseptimiz şu; dindar PKK, dindar Öcalan ve buna karşılık dinsiz TSK.
***
Şunu açıkça ifade edelim ki, hükümetimizin açılım politikası kanlı örgütün Kürt kardeşlerimiz nezdinde zemin bulmasına neden oldu.
Öcalan'a "bebek katili" lakabını Kürt kardeşlerimiz takmıştı çünkü PKK eylemlerine Kürt köylerini basarak, kundaktaki bebekleri kurşunlayarak başlamıştı.
Bu durum yıllarca devam etti ama bölge halkı tüm baskılara rağmen PKK'yı benimsemedi.
Bu noktada Başbakan Erdoğan'ın 2005 yılında yaptığı Kürt sorunu çıkışı bir dönüm noktası, bir kırılma noktası oldu.
Hükümet çok büyük bir stratejik hata (!) ile batı destekli terörün adını Kürt sorunu koydu.
Bu durum PKK'nın ekmeğine yağ sürdü.
Bu söylem bölge halkında demekki Apo haklıymış intibası uyandırdı.
İyi niyetle de yola çıkmış olabilirler ama sonuç ortada.
Açılım yapıyoruz denilerek Kürt kardeşlerimiz adeta PKK'nın kucağına itildi.
Evet... Kürt sorunu çıkışı bölücü örgütün halk nezdinde taraftar bulması yolunda çok büyük bir adım oldu.
Ancak bu tek başına yeterli değildi.
Çünkü hedef, yazımızın başında da ifade ettiğimiz gibi PKK için bir genel af gibi görünüyor.
(Örgütün ve arkasındaki güçlerin hedefi çok açık. Önce özerklik sonra Irak, Suriye ve İran'dan koparılacak parçalarla birleşerek bağımsız bir Kürt devleti kurmak.)
Bunun için daha fazlası gerek!
Müslüman Kürt halkının PKK'yı tam anlamıyla benimsemesi için işin içine dinin de sokulması, bölücülüğün dinle kamufle edilmesi gerekiyor.
Tıpkı Şeyh Sait isyanında olduğu gibi, tıpkı Arap dünyasının Osmanlı'dan koparılışında olduğu gibi.
İşte son zamanlarda başlatılan "dindar PKK, dindar Apo" tartışmasının temelinde bu yatıyor.
***
Şu günlerde PKK'nın nasıl ortaya çıktığına dair de sıkça tartışma yapılmaya başladı.
Yandaş medya ısrarla MİT'i işaret ediyor, amaçları yine suyu bulandırmak.
Neden ise hiç kimse bu kanlı örgütün arkasındaki dış desteğe değinmiyor.
Oysa geçmiş yıllarda PKK'nın ABD, İsrail, Ermenistan ve AB ülkeleriyle bağlantısına dair çarşaf çarşaf haberler yapılır, yetkililer bu minvalde açıklamalar yapardı.
Şimdi hepsi dut yemiş bülbüle döndü!
Haydi hayırlısı...
Kamuoyunun buna hazırlanması lazım yani yeni bir hazmettirme süreci şart.
Gerçi milletimiz buna hazır!
Son 10 yılda yapılanları gözönüne aldığımızda hazım kapasitemizin epeyce geniş olduğu görülüyor.
Ancak bu geniş hazım kapasitesi bile PKK'ya affı kaldıramayabilir.
O halde yeni bir formül bulunmalı.
Yeni formül eski bir yöntem.
O da din!
Halkı uyutmanın, zalimi mazlum göstermenin en ideal yolu din istismarı yapmak.
(Yanlış anlaşılmasın burada yüce dinimiz İslam'ın hiç bir suçu yok, suç bu yüce dini kendi çıkarları için istismar edenlerde ve bunlara kanıp arkasından yürüyenlerde.S on 10 yılda dindar hükümet, dindar cumhurbaşkanı söylemleriyle nereye geldiğimiz ortada.
Müslüman Türk milleti “dindar” kadroların elinde adeta haçlı ordusunda müslüman avı yapar hale geldi).
O halde ne yapmak lazım?
Çok açık; PKK'ya dini bir kimlik giydirmek lazım.
Uzun süredir alttan alta yürütülen bu plan, "Öcalan namaz kılardı" sözüyle aleniyet kazandı.
Artık bu propaganda açıktan yapılıyor.
İlk işaretle birklikte yandaş medya da harekete geçti.
Yıllarca bu milletin bağrından çıkmış Türk Silahlı Kuvvetleri için "dinsiz" propagandası yapan medya bir anda "dindar PKK" propagandası yapmaya başladı.
Yakında TV dizilerinde namaz kılan, Kuran okuyan teröristler görürseniz hiç şaşırmayın.
Yani yeni konseptimiz şu; dindar PKK, dindar Öcalan ve buna karşılık dinsiz TSK.
***
Şunu açıkça ifade edelim ki, hükümetimizin açılım politikası kanlı örgütün Kürt kardeşlerimiz nezdinde zemin bulmasına neden oldu.
Öcalan'a "bebek katili" lakabını Kürt kardeşlerimiz takmıştı çünkü PKK eylemlerine Kürt köylerini basarak, kundaktaki bebekleri kurşunlayarak başlamıştı.
Bu durum yıllarca devam etti ama bölge halkı tüm baskılara rağmen PKK'yı benimsemedi.
Bu noktada Başbakan Erdoğan'ın 2005 yılında yaptığı Kürt sorunu çıkışı bir dönüm noktası, bir kırılma noktası oldu.
Hükümet çok büyük bir stratejik hata (!) ile batı destekli terörün adını Kürt sorunu koydu.
Bu durum PKK'nın ekmeğine yağ sürdü.
Bu söylem bölge halkında demekki Apo haklıymış intibası uyandırdı.
İyi niyetle de yola çıkmış olabilirler ama sonuç ortada.
Açılım yapıyoruz denilerek Kürt kardeşlerimiz adeta PKK'nın kucağına itildi.
Evet... Kürt sorunu çıkışı bölücü örgütün halk nezdinde taraftar bulması yolunda çok büyük bir adım oldu.
Ancak bu tek başına yeterli değildi.
Çünkü hedef, yazımızın başında da ifade ettiğimiz gibi PKK için bir genel af gibi görünüyor.
(Örgütün ve arkasındaki güçlerin hedefi çok açık. Önce özerklik sonra Irak, Suriye ve İran'dan koparılacak parçalarla birleşerek bağımsız bir Kürt devleti kurmak.)
Bunun için daha fazlası gerek!
Müslüman Kürt halkının PKK'yı tam anlamıyla benimsemesi için işin içine dinin de sokulması, bölücülüğün dinle kamufle edilmesi gerekiyor.
Tıpkı Şeyh Sait isyanında olduğu gibi, tıpkı Arap dünyasının Osmanlı'dan koparılışında olduğu gibi.
İşte son zamanlarda başlatılan "dindar PKK, dindar Apo" tartışmasının temelinde bu yatıyor.
***
Şu günlerde PKK'nın nasıl ortaya çıktığına dair de sıkça tartışma yapılmaya başladı.
Yandaş medya ısrarla MİT'i işaret ediyor, amaçları yine suyu bulandırmak.
Neden ise hiç kimse bu kanlı örgütün arkasındaki dış desteğe değinmiyor.
Oysa geçmiş yıllarda PKK'nın ABD, İsrail, Ermenistan ve AB ülkeleriyle bağlantısına dair çarşaf çarşaf haberler yapılır, yetkililer bu minvalde açıklamalar yapardı.
Şimdi hepsi dut yemiş bülbüle döndü!
Haydi hayırlısı...
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021