Yolun sonu geldi ...

Ülkemizi günlük politikalar ile yöneten iktidar, her elini attığı konuyu hezimetle noktaladı. İnsanın kendi kendisini mağlup etmesi diye buna denir.  Onu yapacağım dedi, eline yüzüne bulaştırdı. Bunu yapacağım dedi, eline yüzüne bulaştırdı. Kısaca "El atına binen çabuk iner" atasözü gerçeğe dönüştü. 3,5 yıllık yönetimleri döneminde gece konuştuğuna gündüz, gündüz konuştuğuna gece kendileri bile inanmadı.Avrupa Birliği uğruna verilen tavizler; tarımımızı, memurumuzu, işçimizi, emeklimizi, iş adamlarımızı sallamakla kalmadı, bitme noktasına getirdi. İçe dönük politika yerine, dışa bağımlı bir politika izleyen iktidar her alanda fiyasko ile sonuçlanan olayları önümüze serdi.  "Biz vaat ettiklerimizi yapıyoruz" diyen iktidara sormak lazım. Acaba hizmet ettiğiniz yerlere mi vaatler verdiniz? Halkımızın hali perişan, adeta bir dokun bin ah işit noktasında. Halk kendisine hizmet edilmediğini her fırsatta dile getirmektedir. Çiftçi çıkarılan Tahkim Kanunu ile toprağını ekemez hale geldi.Artık vaat edecek hiç bir şey kalmadı, halk her şeyin farkında. AKP her alanda sırtını vatandaşa döndü. Çünkü zamanında milletin efendisi (köylü) örneğinde olduğu gibi halk da sırtını onlara döndü.  Halkımız haksız mı? Hiç de haksız değil. İktidara gelmeden önce şunu yapacağım, bunu yapacağım diye vaatleri ben vermedim. İktidar hiçbir alanda Türk milletine verdiği vaatleri yerine getirmedi. Ekonomimizi IMF'ye, iç politikamızı AB'ye ve dış politikamızı da ABD'ye emanet etti. Bu halk haksız mı? Tabi ki haklı!Bu millet artık bilinçli hareket etmektedir. Seçmen kitlesi bilinçli, boş vaatlere karnı tok, hele de kendisine hizmet etmeyen kim olursa olsun, sandıkta cevabını vermek için sabırsızlıkla bekliyor. Halkımız projesi olmayan, hele de ekonomiyi düzeltecek bir projesi olmayan hiçbir partiyi iktidara taşımayacaktır. Halkımıza tavsiyem şudur; Sizleri ziyaret eden siyasileri terletin, sizlere konuşurken "şunu yapacağım, bunu yapacağım" diyenlere nasıl yapacaklarını muhakkak sorun. Örneğin; ekonomimiz çok kötü, ekonomiyi düzelteceğim diyen siyasiye muhakkak sorun: "Projeniz nedir, nasıl düzelteceksiniz?" Sizi tatmin edecek bir cevap alıncaya kadar bekleyin. İktidara getireceğiniz partinin her alanda ayağı yere basan, tutarlı politikaları olmazsa, lütfen dinlemeyiniz.  Sizleri AB, ABD ve IMF'ye hizmet ettirecek zihniyetlerden kaçınız. Kim sizleri rahat ettirecek, cebinize para koyup, ekonomik sıkıntılarınızı çözecekse onu iktidara taşıyın. Ben şahsen uzun zamandır yaptığım araştırmalarda bizleri ekonomik olarak rahatlatacak,  tutarlı politikaları ile ülkemizi zirveye taşıyacak tek bir lider ve kadro görüyorum: Prof. Dr. Haydar BAŞ ve kadrosu. Takip etmenizi tavsiye ederim. Yoksa, başkalarına bağımlı olan zihniyetler sizleri yarı yolda bırakır. İşte iktidar örneğinde olduğu gibi, sizleri her alanda yalnız bırakıp, başkaları ile işbirliği içerisine girerler. Bundan kesinlikle ders çıkarmanız gerekmektedir.Artık iktidar için yolun sonu geldi.