Zâkir, Şâkir'i arkadan itmiş!

"Evimizin evi" demişti bir öğretmenimiz Vatana... Evimize girildi, evimizin evine girildi! 
Yetmez gibi evimizde, gözümüzün önünde çocuğumuzu dövüyor sanki zorba müttefik(!)imiz!
"Türkiye toprakları, aynı zamanda NATO topraklarıdır" demişti BOP Eş Başkanı Başbakanken, Cumhurbaşkanı oldu hâlâ aynısını tekrarlıyor! 
NATO'nun lokomotifinin ABD olduğunu biliyoruz! Daha doğrusu NATO'nun, ABD planıyla hareket eden yüzyılın Haçlı Birliği olduğunu biliyoruz ve "Yedi Düvel" adıyla denize döktüklerimizin bunlar olduğunu da, biz de biliyoruz Haçlı da! 
NATO adlı Haçlı'nın başı ABD'nin, Lozan Antlaşması'nı kabul etmeyen tek ülke olduğunu da, biz de biliyoruz Haçlı da!
NATO'nun da, ABD'nin de Mustafa Kemal Atatürk'ten ve Türkiye'den intikama uğraştığını anlayamamak için ya kör câhil ya da "gaflet, dalâlet ve hatta hıyânet" içinde olmak lâzım!
Lozan görüşmeleri sırasında Amiral Chester imzalı bir isteğe göre ABD, Türkiye sınırları içinde döşenmiş ve döşenecek olan bütün demiryolları boyunca rayların 20 kilometre sağında ve solunda uzayan arazilerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin bütününün kullanımını istemişti. Bu işleri yürütmek için "Osmanlı?Amerikan Şirketi" adıyla şirketlerini bile kurmuşlardı! 
Muhteşem Türk, bu imtiyaz talebini yırtıp çöpe atmış, bunun üzerine Amerika da Lozan Antlaşmasını tanımayan tek ülke olmuştu!
18 Ocak 1927'de Amerikalı Senatör Upshow Lozan Antlaşması hakkında; "Antlaşma Timurlenk kadar hunhar, Müthiş İvan kadar sefîh ve kafatasları piramiti üzerinde oturan Cengiz Han kadar kepâze olan bir diktatörün zekice yürüttüğü politikasının bir toplamıdır!
Bu canavar, savaştan bıkmış bir dünyaya, bütün uygar uluslara onursuzluk getiren bir diplomatik antlaşma kabul ettirmiştir! Buna her yerde Türk Zaferi dediler! Ve eski dünya parlamentolarını bunu kabule ikna ettikten sonra büyük sermaye grupları, soğukkanlı ticaret erbabı ve giderek güya bazı din temsilcileri bile Türkiye'yi Uygar Uluslar masasında "Uluslararası bir Konuk" durumuna yücelterek Amerika'yı yüksek ülkülerinden uzaklaştırmada birleştiler!" diye zehir?zemberek yazıyordu! (http://blog.milliyet.com.tr/abd?lozan?i?neden?tanimaz?/Blog/?BlogNo=373542)
"ABD niçin Lozan'ı tanımıyor?" sorusuna cevap aradığımızda, araştırmacılar; "... karşıma ABD çıktı! Bugün PKK'ya destek veren ABD, 1919'da da karşımızda imiş de haberimiz yokmuş" cevabını veriyorlar! 
Kamuoyundan saklanan gizli görüşmeler, "İşgal ve Direniş" adlı belgesel kitapta şöyle açıklanıyor: "... o tarihte ABD Başkanı Wilson; Paris'te yanına Fransa BaşbakanıKlemenso, İngiltere Başbakanı Loyd Corc ve Yunanistan Başbakanı Venizelos'u alıp, Türkiye'yi paylaşmak için emirler veriyor. Türkiye'yi 4'e bölen haritayı yapan da Wilson, 'İstanbul bir Türk kenti değildir. İstanbul Boğazı ve çevresini ABD mandasına almalıyız. Boğazlar'a ve İstanbul'a Amerikan askeri yerleştireceğiz' diyor. Türkler'i medenileştirmek için ülkemize 100 bin Amerikan askeri göndermeyi planlıyor."
Ve Amerika önderliğindeki NATO veya Haçlı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden Lozan'ın intikamı için her yolu deniyor! 
Amerika hâlâ Lozan'ı tanımayan tek ülke ve BOP Eş Başkanı ve Medeniyetler Arası ittifak Eş Başkanı olduğunu kendisi söylemiş olan Cumhurbaşkanı sâyesinde de, en büyük müttefik(!)imiz!
Zorba, gözümüzün önünde çocuğumuzu dövüyor ve canımın canı yanıyor!
Unutanlara veya unutturmaya çalışanlara, inadına hatırlatacağız;
2012 Aralık ayında Şırnak?Ilıca'da arazi taramasına çıkan Meteler Jandarma Özel Harekat timi, iki teröristi itlaf etmişti. Teröristlerin üzerinden ABD ordusunun kullandığı FGM?148 roketatarı ve mermisi çıkmıştı! Kato Dağı'nda yapılan bir operasyonda yine aynı silahtan iki tane ele geçirildiği, haber olmuştu!
FGM?148'ler Mehmetçik tarafından kameraya kaydedilerek savcıya teslim edilirken aynı gün 5 ABD'li subayın, US Air Force yazılı bir helikopter ile bölgeye gelmiş; yorucu bir görevden sonra kışlaya gelen askerler, sabaha karşı 05'te uyandırılarak 5 ABD'li subay tarafından 11'e kadar operasyon ve buldukları silah hakkında sorgulamıştı! ABD'li subaylar Mehmetçiğe özellikle "Operasyon sırasında başka birinin yakalanıp yakalanmadığını" sormuşlardı!
Bir Türk üsteğmeni, Amerikalı görevliden roketatarın açıklamasına isteyince; "Deneme uçuşu yapan ABD helikopterinden düşüp PKK tarafından bulunmuş!" cevabına öfkelenerek ABD'linin üzerine yürümüş hakkında soruşturma açılmıştı! (http://www.askerhaber.com/haber/8007/pkkda?abd?silahi?bulundu.html)
Türk Milleti! Sana büyü mü yaptırdılar, yoksa şarap mı içirdiler? 
"Türkiye toprakları, aynı zamanda NATO topraklarıdır" diyen bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan; itlaf edilen PKK'lının üzerinde çıkan roketatarı soran üsteğmene soruşturma açan bir alay komutanı; "Gerekirse şeytanla bile görüşür" tarifli bir MİT Müsteşârı; 40.000 kişinin katili psikopatla empati yaparak; "Ben de olsam dağa çıkardım!" diyen siyasiler ve hâlâ huzur ve istikrârdan bahseden bir hükümet ve hâlâ seyrediyorsun!
Yetmedi! Hâlâ; "Millî meselelerde AKP Hükümetine destek vermeye devam edeceğiz!" açıklamasında ısrarcı; İleri Demokrat Milliyetçi bir "Yavru muhalefet" var! 
HDP ve onları şımartan AKP ile bölücülükte hemfikir olan Y?CHP adlı ana?muhalefeti, hatırlamak bile istemiyorum!
"Evimizin evi Vatan"dan toprak satılıyor, Haçlı tarafından satın alınıyor! Hâlâ Lozan'ı tanımayan büyük müttefik(!)imiz ABD; hem PYD/PKK'ya silah veriyor, hem de İran'la anlaşıyor! 
Ve hâlâ iki kişinden biri; "Alınları secdeli Müslüman adamlar! Kime oy verelim?"  açmazında ve seyrediyorsun!..
Türk Milleti! Allah aşkına kendine gel!
Bizi de koşar adım; Irak'ın, Tunus'un, Mısır'ın, Libya'nın, Suriye'nin sonuna doğru götürüyorlar, görmüyor musun? 
"Dokunulmazlıklarını kaldıracağız!" tehdîdi ile zorla mazlumlaştırılan, PKK'nın siyasallaştırılmış dokunulmazları da Meclis'te "Açlık Grevi"ne giderek dalga geçiyorlar!
AKP'ye ve şımartılmış HDP'ye karşı koyuş gösterememiş, hâlâ; "Millî meselelerde" desteğini açıklayan İleri Demokrat Milliyetçilere bir sözün yok mu Türk Milleti? 
Yıllardır; "Türk Milleti, sarhoşsun!" diyoruz! AKP'li Zâkir'ler arkandan itti ve Şâkir'ce uçuyorsun! Uçmasına uç da, ya konamazsan?
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" vesselâm...
Selâm, sevgi,duâ...
Mustafa ASLAN
* Zâkir ve Şâkir; Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri'nin oğulları. İnşaallah bir gün kıssalarını da anlatırız.