Zamanında kesilmedi yol oldu

Ülkenin "Yüce Divan" diye de bilinen en yüksek mahkemesi AYM'nin verdiği bir karar hakkında; "Bunu çok açık net söyleyeyim ve verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum" diyen birinin Cumhurbaşkanı olduğu, yetmez gibi Başkanlık istediği bir ülkede yaşıyoruz!
Önce çok bilinen ama maalesef sık sık lazım olan bir kıssamız var:
Devrin birinde, çevresinde itibarı olan saygın ve sakallı birisi, bir ağacın gölgesinde şekerleme yaparken suratındaki kıpırtılarla uyanmış ve bakmış ki bir fare sakalı üzerinde geziniyor!
Fareyi kovarak hemen berberin yolunu tutmuş.
Berbere olanları anlatıp, "Hemen kes kökünden kazı!" demiş.
Berber, adamı iknaya uğraşmış; "Etme Efendi! Altı üstü bir fare gezinmiş, bu kadarcık bir şey için bu kadar yıllık sakal kesilir mi?" Diye vaz geçirmeye çalışmış ama nafile; "Olmaz! Hemen kökünden kes ve kazı; o fare sakalımda gezindi bir kere, eğer hemen kesmezsem yol olur!" Der ve sakalı kestirip kazıttırır...
Şimdi de kıssadan hissemize bakalım:
Yıllardır sağcısı-solcusu, demokratik solcusu, sosyal demokratı, bölücülük yapan bütün azınlık ırkçıları milletvekili dokunulmazlığına itiraz ettiler.
Ve bir gün, Anayasa Mahkemesince, "Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline gelmek"ten suçlu bulunarak kapatılmayıp "Hazine Yardımının Kesilmesi"yle cezalandırılan AKP önderliğinde, dokunulmazlıklar kaldırıldı!
HDP'nin iki Eş-Genelbaşkanı ve 9 milletvekili önce gözaltına alındı, sonra tutuklandılar!
Yurt dışında olan iki milletvekili için de gözaltı kararı var.
Terör soruşturması kapsamında haklarında fezleke olan ama dokunulmazlık dolayısıyla ifadeleri alınamayan milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılınca, Cumhuriyet Savcılıklarınca ifadeye çağrıldılar.
Y-CeHaPe ve "Yavru Muhalefet MeHaPe" Genel başkanlarının da fezlekeleri vardı, dokunulmazlıklar kaldırıldıktan sonra ifadeye çağırıldılar ve gidip ifadelerini verdiler.
Terör kapsamında fezlekeleri olan HDP'liler ise ifadeye gitmeyeceklerini aylar önceden açıklamışlardı.
Çünkü yol olmuştu bir kere!
Ayaklarına seyyar mahkemeler taşınmış, mülki amirlere; "Karışmayın!" talimatı verilmiş, bütün ülkeyi kan gölüne çevirmekle tehdit etmişler, "Biz sırtımızı PYD'ye, PJD'ye, PKK'ya dayıyoruz" diye bağırmışlardı ve bir şey olmamıştı!
Bebek katili terörist başının İmralı'dan yazdığı mektubu, Diyarbakır Meydanına zorla toplanan bir milyon kişiye demokrasi muhtırası diye okunmuş ve bir şey yapılmamıştı!
Ve Cumhuriyet Savcılarının ifadeye çağrılarına uymayacaklarını açıkça söylemişlerdi, çünkü ilkinde sakal kesilmemiş ve artık yol olmuştu!
Devlet adına yasalar, ifadeye gitmeyenleri, ifade vermeye getirtti, olan bu ve bu kadar olması gereken bir yasal işlem!
Ama aylar önce yani Kılıçdaroğlu ve Bahçeli gidip ifadelerini verdikten hemen sonra uygulanmalıydı bu yaptırım, niye bu kadar beklendi, iş neden bu kadar savsaklatıldı, bu konudaki şüpheleri kim yok sayabilir?
Asla kat'a siyasallaştırılmış PKK'lı bölücülere destek gibi bir düşüncem yoktur, olamaz da!
Mehmetçiklerimizi, Polislerimizi, Korucularımızı kahpece şehit eden ve çatışmalarda itlaf edilen teröristlerin cenazelerine katılan, o törenlerde abuk-subuk tehditler savuran, Emniyet Müdürü tokatlayan, Vali ve kaymakamları tehdit eden dokunulmazlık zırhına bürünmüş bölücülere gecikmeli de olsa hadleri bildirilmeliydi..
Ama Parlamenter Sistemi ve milletvekili dokunulmazlığını; bütün siyasi parti genel başkanlarının tekrar gözden geçirmelerini öneririm!
AKP'nin Meclis çoğunluğu sonsuza kadar devam etmez.
Biz, hükümet olarak seçimlere girip muhalefete düşen, hatta hükümetken meclis dışı kalan partileri hatırlamıyor muyuz?
Yarın, haklarındaki fezlekeler dolayısıyla -Cumhurbaşkanı hariç- Başbakan ve bakanlar da dahil bütün AKP'lilere de aynı uygulamalar yapılmayacak mı ki böyle devam edilirse o günler de yakındır.
Milletvekili diye elbette kimsenin yaptığı yanına kâr kalmasın ama milletvekilliği ve dokunulmazlık uğruna, partilere yapılan bağışları, seçim sath-ı mailinde çılgınca harcanan paraları, hatırlatırım!
Ha! Başkanlık uğruna, parlamento ve milletvekilliği itibarsızlaştırılıyorsa o başka!
Yarın AKP ve diğer partiler milletvekili aday adayı müracaatlarında, aday adayı bulamakta zorlanacaklar, hatırlatırım!
İyi yapmıyorsunuz AKP'liler! Doğru hiç yapmıyorsunuz!
Bumerang, mutlaka atana geri döner!
Bu gözaltı ve peşine tutuklama sırası size de gelir!
Hadi, Erdoğan'ın karizması arkasına saklanarak O'nun sağılığında hep kazanacağınızı varsayalım ama -Allah hayırlı ömürler versin- Erdoğan'ın da ölümlü olduğunu, fâni olduğunu hatırlatırım!
Sayın Erdoğan'sız, seçimleri hiç düşündünüz mü?
Açılım süreci, Seyyar Mahkemeler, mülki amirlere; "Karışmayın!" talimatlarından dolayı haklarında fezleke bulunan epeyce AKP'li vekil vardır herhalde.
Israrla ve altını kalın çizgilerle çizerek hatırlatmalıyım ki; arkalarını PYD'ye, PJD'ye, PeKeKe'ye dayadığını söyleyenler kadar, "Açılım" süresince HDP'ye gizli koalisyon ortağı tavrı takınan AKP Hükümetleri de veballidir!
Günü geldiğinde yasalar, bu veballerin hesabını da mutlaka sorcaktır, sormalıdır.
Yani bugünkü milletvekillerine takınılan tavır, yarın size de takınılacaktır.
Hazırız diyorsanız eyvallah...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN."  Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...