Türkiye'de bankacılık sektöründe kontrol gücü esası ve aktif toplamı içindeki payına bakılarak yapılan hesaplamalara göre, günümüze kadar yüzde 3-5 arasında seyreden yabancı katılımının, 'son gelişmeler ve alternatif hesaplamalar' dikkate alındığında "yüzde 12'nin üzerine'' çıkmasının çok muhtemel olduğu belirtildi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Araştırma Dairesi tarafından hazırlanan "Bankacılık Sektörüne Yabancı Girişi: Küresel Gelişmeler ve Türkiye'' başlıklı raporu yayımlandı. Raporda, bu çalışmanın BDDK'nın görüşlerini yansıtmadığı ve kamuoyunu bilgilendirme amacı taşıdığı, içinde yer alan bilgi ve verilere dayanarak verilecek yatırım ya da benzeri kararların sonuçlarından, Kurum ve yazarların sorumlu tutulamayacağı belirtildi. Raporda, bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılması ve artan istikrar ortamıyla, Türkiye'ye yabancı bankalar tarafından tekrar bir ilgi olduğunun görüldüğü ifade edildi. Rapora göre, mali disiplin, düşen enflasyon oranı ve kamunun borçlanma gereğinin azalmasıyla gerileyen reel faizler Türkiye'de bankacılığın yönünü değiştirdi. Yabancı bankaların Türkiye'de hazine kağıtlarına yatırım yapabilmeleri için ulusal sektörde fiziksel bir varlığın bulunmasının gerekmediği hatırlatılan raporda, ancak finansal istikrar devam ederse ve bankalar gerçek aracılık işlevlerine dönebilirlerse, müşteri portföyü ve şube ağının önemli olacağı kaydedildi. Raporda, nitekim sektörde son dönemlerde bireysel ve konut kredilerinin önemi giderek arttığı, bu nedenle, olumlu beklentilere sahip yabancı oyuncuların sektöre bir an önce girmek suretiyle piyasadan pay kapmaya çalıştıklarının düşünüldüğü belirtildi. Rapora göre, dezenflasyon, istikrar, kar etme isteği ve Türkiye'nin büyüme potansiyelinin yanı sıra Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin de bu ilgiyi artırdığı yaygın olarak kabul edildi
Orta ölçekli bankalar
öncelikle tercih edildi'
Sektöre 2004'ten sonra giriş yapan yabancıların orta ölçekli ve piyasanın belli bölümüne hizmet veren bankaları öncelikle tercih ettiği ifade edilen raporda, ayrıca geniş şube ağı ve yüksek müşteri potansiyeli olan bankaların da ilgi görmekte olduğu vurgulandı. Rapora göre, yabancı oyuncuların sadece kurumsal müşterilere hizmet eden yerli bankalara değil aynı zamanda bireysel ve konut kredilerinde deneyimi olan bankalara da yöneldikleri görüldü. Gelecek zaman diliminde, eğer kamu bankaları da özelleştirilme yoluyla yabancı katılımına maruz kalırsa, sektördeki yabancı bankaların ağırlıkları anlamlı ölçüde artabilecek.
Kontrol gücü ve
aktif toplamı
Kontrol gücü esası ve aktif toplamı içindeki payına bakılarak yapılan hesaplamalara göre, Türk bankacılık sektörüne yabancı katılımı günümüze kadar yüzde 3 ila 5 arasında seyretti. Oysa diğer ülkelerde bu oranın bir hayli yüksek olduğu hatırlatılan raporda, son gelişmelerle ve alternatif hesaplamalara göre bu oranın yüzde 12'nin üzerine çıkmasının çok muhtemel olduğu kaydedildi. Raporda, buna ilaveten, İMKB'deki işlem gören ulusal bankaların bir kısım hisse senetlerinin "yabancı'' kurumsal ve bireysel yatırımcıların elinde tutulduğu hatırlatıldı. Raporda, "dolayısıyla, yabancı katılımının boyutuna bu açıdan da bakmakta fayda görülmektedir. Bu oranlar önümüzdeki dönemde daha da artabilecek'' denildi.
Orta ölçekli bankalar
öncelikle tercih edildi'
Sektöre 2004'ten sonra giriş yapan yabancıların orta ölçekli ve piyasanın belli bölümüne hizmet veren bankaları öncelikle tercih ettiği ifade edilen raporda, ayrıca geniş şube ağı ve yüksek müşteri potansiyeli olan bankaların da ilgi görmekte olduğu vurgulandı. Rapora göre, yabancı oyuncuların sadece kurumsal müşterilere hizmet eden yerli bankalara değil aynı zamanda bireysel ve konut kredilerinde deneyimi olan bankalara da yöneldikleri görüldü. Gelecek zaman diliminde, eğer kamu bankaları da özelleştirilme yoluyla yabancı katılımına maruz kalırsa, sektördeki yabancı bankaların ağırlıkları anlamlı ölçüde artabilecek.
Kontrol gücü ve
aktif toplamı
Kontrol gücü esası ve aktif toplamı içindeki payına bakılarak yapılan hesaplamalara göre, Türk bankacılık sektörüne yabancı katılımı günümüze kadar yüzde 3 ila 5 arasında seyretti. Oysa diğer ülkelerde bu oranın bir hayli yüksek olduğu hatırlatılan raporda, son gelişmelerle ve alternatif hesaplamalara göre bu oranın yüzde 12'nin üzerine çıkmasının çok muhtemel olduğu kaydedildi. Raporda, buna ilaveten, İMKB'deki işlem gören ulusal bankaların bir kısım hisse senetlerinin "yabancı'' kurumsal ve bireysel yatırımcıların elinde tutulduğu hatırlatıldı. Raporda, "dolayısıyla, yabancı katılımının boyutuna bu açıdan da bakmakta fayda görülmektedir. Bu oranlar önümüzdeki dönemde daha da artabilecek'' denildi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.