15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesi ile tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, ailelerine sabır diliyorum. Geride kalanlara da sağlık sıhhat afiyet diliyorum. 
Asıl mesele 15 Temmuza giden yolda taşlar nasıl döşendi buraya nasıl gelindi? Bu insanlar bu hale nasıl geldi/getirildi. Zihinsel dönüşüm nasıl sağlandı? Toplumun bir kısmının dönüşümü nasıl sağlandı?
Diyalogcu takımın söylemlerine şöyle bir göz atarak konuyu açalım.
Bunlara göre hıristiyan ve yahudiler cennete gidebilir! Burada sorulması gereken soru şu: En dindar hristiyan kiliseye en çok giden değil midir? En dindar yahudi havraya en çok giden değil midir? Nasıl oluyor da onlarla aynı cennete gidebiliyoruz? 
Çocukluk yıllarından itibaren yaz Kur'an kurslarında bizlere öğretilen bir şey vardı. En son din/en mükemmel din/tek Hak din İslam'dır diye. Sonradan bazılarına ne oldu da bunu unutup diğer dinleri de hakmış gibi göstermeye çalıştılar?
Yine çocukluk yıllarında ailemizden Kelime-i Şahadeti öğrendik: "Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve resuluhü." Kelime-i Tevhidi öğrendik: "La ilahe illallah Muhammedun Resûlullah." Bazılarına ne oldu da Kelime-i Şahadetten ve Kelime-i Tevhidden ikinci kısmını çıkarır oldular? 
"Vatan sevgisi imandandır" bunu herkes bilir ve kabul eder. Ama iş uygulamaya geldi mi kişi sayısı azalır. Diyalogcu mantığın temellerinde yer alan Nursi, işgal yıllarında memleketin kuruluşu için çalışmak/çatışmak yerine ben şurada kitap yazıyorum demiş birisidir. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları için katli vaciptir fetvası/fermanı verenler ile aynı safta yer almıştır. 
Oysa bu milleti, "Ayrımız gayrımız yoktur hep biriz beraberiz, lazı-çerkezi-kürdü-arabı-acemi?alevisi-sünnisi bir bütünün parçası gibidir" deyip bunların bir millet haline gelmesini sağlayan Hacı Bektaş Veli Hazretlerinin mantığı ile hareket etmek ve bu uğurda çaba harcamak çok mu zor? Prof. Dr. Haydar Baş tam da bunu söylemiyor mu? 
Ya da Mustafa Kemal Atatürk'ün tam bağımsızlık ruhuyla hareket edip milli ekonomi deyip bu uğurda çabalamak çok mu zor? Prof. Dr. Haydar Baş tam da bunu yapmıyor mu? "Milli Ekonomi Modeli ile Sosyal Devlet Milli Devlet projelerini hayata geçirelim" demiyor mu?
Efsanevi Türk hükümdarı Oğuz Kağan, duasında, "Türk yurdunda zenginlik o kadar artsın ki fakirlik suç sayılsın" diyor. Türk kültürünün/Müslüman-Türk medeniyetinin evladı olan Prof. Dr. Haydar Baş ta Milli Ekonomi Modeli tezi ile "asgari ücret yoksulluk sınırının üzerinde olsun" diyor, her Türk vatandaşı sırf Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşıdır diye Cumhuriyet'e sahip çıksın diye vatandaşlık maaşı alsın diyor, ev hanımları işçi gibi çalışıyor onlarda ev hanımı maaşı alsın diyor, annelerimiz doğum ikramiyesi alsın diyor, çocuklarımız çocuk maaşı alsın diyor ve bunların nasıl mümkün olacağını/nasıl verileceğini de anlatıyor.
Kıymetli dostlar bizler bunları hak ediyoruz yeter ki buna inanalım.
Prof. Dr. Haydar Baş'ı dikkate almamak Hacı Bektaş Veli'yi dikkate almamak demektir, Mustafa Kemal Atatürk'ü dikkate almamak demektir, Oğuz Kağan'ı dikkate almamak demektir. Kısacası Prof. Dr. Haydar Baş'ı dikkate almamak Müslüman-Türk medeniyetini bir kenara itmek demektir.
Haydar Hoca'nın dediklerini anlamak için illa da 15-20 sene geçmesi mi gerekiyor. Bugün söylediklerini de 15-20 sene sonra mı anlayacağız. Lütfen Haydar Baş Bey'in dediklerini dikkate alalım. Atatürk vatandır diyelim, Tevhidin Merkezi Ehli Beyt'tir diyelim, Bu vatan bizimdir bizim kalacaktır diyelim.