6 Şubat 2023

2023 6 Şubat'ta

Yaman bir kasırga savurdu bizi

Vakit sabah, vakti tam da şafakta

Acı dağ dağ oldu kavurdu bizi

Bu ülkenin bugününü, yani 2023 yılının 6 Şubat'ını yazacak olan tarihçiler, şairler, edipler, sosyologlar ve elbette deprem uzmanları ne yazacaklar, nasıl yazacaklar, onu bilemeyiz ama, bizzat söz konusu tarihe şahitlik eden bizler, gelecek kuşaklar bilsin ki, neyi nasıl yazacağımızı şaşırdık.

Âşık Reyhani'nin bir şiirinde; "Tükendi mürekkep karıştı satır/ Bilmez ki bu kâtip ne yaza şimdi" dediği gibi, yaşadığımız dehşetten, şahit olduğumuz bin bir çaresizlikten ötürü, ne kalemden haberdarız ne de mürekkepten.

Ülke olarak yaşadığımız felaketin üzerinden hemen hemen bir ay geçmek üzere ama ne ölü sayısını biliyoruz ne de tam olarak yaralı sayısını.

Enkaz altında can çekişenlerin yardım çığlıklarına geç kalan iktidar sahipleri, en yakınlarını depremde kaybetmiş olan depremzedelerin ağlama seslerinden ve gözyaşlarından rahatsız oluyor ve onları bastırmaya çalışıyor.

Acı içinde, bin bir acı yaşadığımız bu günleri yazacak olan tarihçiler hem yaşanan acıları hem de yaşanan rezaletleri elbette yazacaklardır.

Millet olarak deprem bölgesine bir seferberlik başlattık ama, tıpkı iktidar sahipleri gibi, oldukça gecikmiş olarak.

İktidarı da, muhalefeti de, tüm gönüllü kuruluşları da, ne yazık ki, beton blokların altından yükselen "imdaat" çığlıklarına yetişemedik, kimseler yetişemedi, on binlerce canın yardım çağrılarına.

Hangi şiir, hangi usta şairin yazacağı ağıtlar, bu tarifsiz acıyı tam manasıyla ifade edebilir?

Kalem aciz, kelam çaresiz, lisanlar yetersiz…

Arzdan Arş'a değin yükselen feryat

Her yaştan insanlar sayısız evlat

Sönen bunca ocak kararan hayat

Kesikbaş tavuğa çevirdi bizi

Elin yaptıkları gelmişti başa

"Kader" diyorlar binlerce haşa

Arsızla hırsızla kim çıkmış başa?

Konfor köleleri devirdi bizi.