Bugün için dünyada gerek enerji rezervlerinin yer değiştirmesi, gerekse yapılan tahminlerin çok ötesinde iklim değişimleri, başta AB ve ABD’nin uluslararası politikalarını daha hızlı bir şekilde yerine getirmelerine sebep olmuştur.
Bilim adamlarının en son yaptığı incelemeler neticesinde, Kuzey Kutbu’ndaki buzul miktarının korkutucu bir seviyeye indiği ve mevcut erime hızının birkaç hafta daha devam edebileceği uyarısı yapıldı. Kuzey Kutbu’nda yaşanan gelişmenin ‘etkileri uzun süre hissedilecek iklim değişikliğinin habercisi olabileceği” uyarısında bulunuldu.
Yapılan son analizler, Kuzey Buz Denizi’ndeki buzul oranının, 18 Eylül 2007’de ölçülen miktara kıyasla 70 bin kilometre kare azalarak 4.10 milyon kilometre kareye indiğini gösterdi.
BM için 2001 yılında hazırlanan iklim değişikliği raporunda adı bulunan Michael E. Mann’nın açıklamalarından anlaşılacağı üzere yapılan yıllık tahminlerinin üstünde daha hızlı bir şekilde Çevresel-iklimsel felaketlerin başta ABD ve AB beklediği görülmektedir.
Enerji bağımlılığında da bulunmuş olduğumuz coğrafya ve içine girmek istediğimiz AB’nin durumuna baktığımızda; Resmi verilere göre bugün için…
1. Dünyanın kullandığı enerji kaynaklarının yüzde 35’i petrol, yüzde 29’u kömür, yüzde 25’i ise doğalgaz…
2. Petrol yataklarının yüzde 55 üzerindeki bölüm Orta Doğu’da bulunmaktadır.
3. Doğalgaz yataklarının ağırlıklı olarak yüzde 24’ü Rusya’da, yüzde 16’sı İran’da, yüzde 14’ü Katar’da bulunmaktadır.
4. Petrol ithalatında dünyada yüzde 23 ile Avrupa ülkelerinin tamamı ilk sırayı alıyor.
5. Bugün için AB tükettiği petrolün yüzde 56’sını, doğalgazın yüzde 65’ını ithal ediyor, bu oran 15 yıl içerisinde yüzde 80’lerin üzerine çıkacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Şimdi yukarıdaki iki tablo düşünüldüğünde, Ortadoğu’da yaşanan bu karışıklıklar daha iyi anlaşılabilir. Yaşanamaz bir coğrafyadan çıkmak isteyen ABD - AB, enerji ve çevresel faktörleriyle yaşanılabilir Ortadoğu’ya yerleşmek istedikleri kesin. Ekonomik olarak çok ciddi sıkıntı içerisinde olan ABD - AB, Ortadoğu’yu bir yaşam mücadelesi olarak belirlemiş durumdadır. Orta doğuda yaşanan bu kaosta, başta Müslüman olan ülkeleri kullanmaları ayrı bir hazin tablodur. Bugün Suriye’nin içine düştüğü durumda bunun bir örneğidir.
Andy-Ar sosyal araştırmalar merkezinin yapmış olduğu anketlerin sonucunda Türk halkının yüzde 67.1’lik bir kesiminin şuan ki iktidarın Suriye politikasına kesinlikle karşı çıktıklarını ve bunun neticesi olarak da AKP-CHP’nin oy oranlarında ciddi bir düşüş yaşadıklarını görmekteyiz. Türkiye’de Suriyeli Müslüman halkın yanında olup gerçekleri öğrenmemizi sağlayan Prof. Dr. Haydar Baş ve yetiştirmiş olduğu kadroya borçludur. Ben yukarıdaki iklimsel-enerji bağımlılığını ve daha pek çok etkenleri yıllar önce Prof. Dr. Haydar Baş beyden dinlemiş ve çıkış yollarını gösterdiğini daha dün gibi hatırlıyorum. Türk halkının Suriye konusunda Prof. Dr. Haydar Baş beyi dinlediği gibi diğer konularda da, onun yanında yer alırsa, bu sadece bölgemiz değil dünyada yaşayan bütün Müslüman halkın da fazlasıyla yararına olacağı kesindir.
Bilim adamlarının en son yaptığı incelemeler neticesinde, Kuzey Kutbu’ndaki buzul miktarının korkutucu bir seviyeye indiği ve mevcut erime hızının birkaç hafta daha devam edebileceği uyarısı yapıldı. Kuzey Kutbu’nda yaşanan gelişmenin ‘etkileri uzun süre hissedilecek iklim değişikliğinin habercisi olabileceği” uyarısında bulunuldu.
Yapılan son analizler, Kuzey Buz Denizi’ndeki buzul oranının, 18 Eylül 2007’de ölçülen miktara kıyasla 70 bin kilometre kare azalarak 4.10 milyon kilometre kareye indiğini gösterdi.
BM için 2001 yılında hazırlanan iklim değişikliği raporunda adı bulunan Michael E. Mann’nın açıklamalarından anlaşılacağı üzere yapılan yıllık tahminlerinin üstünde daha hızlı bir şekilde Çevresel-iklimsel felaketlerin başta ABD ve AB beklediği görülmektedir.
Enerji bağımlılığında da bulunmuş olduğumuz coğrafya ve içine girmek istediğimiz AB’nin durumuna baktığımızda; Resmi verilere göre bugün için…
1. Dünyanın kullandığı enerji kaynaklarının yüzde 35’i petrol, yüzde 29’u kömür, yüzde 25’i ise doğalgaz…
2. Petrol yataklarının yüzde 55 üzerindeki bölüm Orta Doğu’da bulunmaktadır.
3. Doğalgaz yataklarının ağırlıklı olarak yüzde 24’ü Rusya’da, yüzde 16’sı İran’da, yüzde 14’ü Katar’da bulunmaktadır.
4. Petrol ithalatında dünyada yüzde 23 ile Avrupa ülkelerinin tamamı ilk sırayı alıyor.
5. Bugün için AB tükettiği petrolün yüzde 56’sını, doğalgazın yüzde 65’ını ithal ediyor, bu oran 15 yıl içerisinde yüzde 80’lerin üzerine çıkacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Şimdi yukarıdaki iki tablo düşünüldüğünde, Ortadoğu’da yaşanan bu karışıklıklar daha iyi anlaşılabilir. Yaşanamaz bir coğrafyadan çıkmak isteyen ABD - AB, enerji ve çevresel faktörleriyle yaşanılabilir Ortadoğu’ya yerleşmek istedikleri kesin. Ekonomik olarak çok ciddi sıkıntı içerisinde olan ABD - AB, Ortadoğu’yu bir yaşam mücadelesi olarak belirlemiş durumdadır. Orta doğuda yaşanan bu kaosta, başta Müslüman olan ülkeleri kullanmaları ayrı bir hazin tablodur. Bugün Suriye’nin içine düştüğü durumda bunun bir örneğidir.
Andy-Ar sosyal araştırmalar merkezinin yapmış olduğu anketlerin sonucunda Türk halkının yüzde 67.1’lik bir kesiminin şuan ki iktidarın Suriye politikasına kesinlikle karşı çıktıklarını ve bunun neticesi olarak da AKP-CHP’nin oy oranlarında ciddi bir düşüş yaşadıklarını görmekteyiz. Türkiye’de Suriyeli Müslüman halkın yanında olup gerçekleri öğrenmemizi sağlayan Prof. Dr. Haydar Baş ve yetiştirmiş olduğu kadroya borçludur. Ben yukarıdaki iklimsel-enerji bağımlılığını ve daha pek çok etkenleri yıllar önce Prof. Dr. Haydar Baş beyden dinlemiş ve çıkış yollarını gösterdiğini daha dün gibi hatırlıyorum. Türk halkının Suriye konusunda Prof. Dr. Haydar Baş beyi dinlediği gibi diğer konularda da, onun yanında yer alırsa, bu sadece bölgemiz değil dünyada yaşayan bütün Müslüman halkın da fazlasıyla yararına olacağı kesindir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Şirin / diğer yazıları
- Duvara Davos’ladılar / 03.02.2013
- Yalan hikaye / 29.01.2013
- Ekonomide küresel bunalım Türkiye’yi ‘es’ geçmiyor / 15.01.2013
- Sözünü tutma vakti geldi! / 08.01.2013
- Gerçek olmayan ekonomik büyüme / 26.12.2012
- Ekonomideki bataklık / 18.12.2012
- ABD, AB ve Türkiye: Gerçekler / 11.12.2012
- Haçlı gözlüğü / 04.12.2012
- Bir haftalık ekonomik tablo / 27.11.2012
- Muharrem ayı ve bize düşündürdükleri… / 20.11.2012
- Yalan hikaye / 29.01.2013
- Ekonomide küresel bunalım Türkiye’yi ‘es’ geçmiyor / 15.01.2013
- Sözünü tutma vakti geldi! / 08.01.2013
- Gerçek olmayan ekonomik büyüme / 26.12.2012
- Ekonomideki bataklık / 18.12.2012
- ABD, AB ve Türkiye: Gerçekler / 11.12.2012
- Haçlı gözlüğü / 04.12.2012
- Bir haftalık ekonomik tablo / 27.11.2012
- Muharrem ayı ve bize düşündürdükleri… / 20.11.2012