Fransa’dan sonra İngiltere’nin kredi notu negatif durum kazandı. Bunun tek sebebi olarak yüksek borçlanma olarak gösteriliyor. Uluslararası ekonomi kulislerinde, AB ülkelerinden Kıbrıs Rum kesimi ve Slovakya’dan sonra şimdi de Fransa’nın -saklamaya çalışsalar bile- iflas edenlerin listesine konulduğu konuşulmaktadır. Fransa’da özel sektör de can çekişmektedir, geçen hafta Peugeot tekrar 1500 kişinin işine son verdiğini açıkladı ama daha da önemlisi Renault’un önümüzdeki günlerde yardım eli uzatılmazsa iflasını açıklayacağı konuşulmaktadır. Almanya tarihinde ilk defa hazine bonoları alıcı bulamamıştır. AB birlikteliği ülke ülke değerlendirilirse, birlikteliğin sadece adının kaldığı, ülke insanlarının bu yapı içerisinden çıkmak istediklerini görmekteyiz. Bill Gross gibi dünyanın en büyük tahvil alıcısı AB ülkelerinden uzak durulması gerektiğini tekrar vurgulamıştır. George Soros ABD - AB yatırımlarını hızlı bir şekilde kısmış ve altına yönelmiştir. Jim Rogers da Soros ile paralel hareket etmektedir.
Türkiye içine düşmüş olduğu ekonomik bataklıktan çıkış yolu olarak borçlanmayı düşünmektedir. Fakat kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch ve Moodys’den istediği neticeyi alamamış ve gözünü S&P’nin vereceği nota çevirmiştir. Şu anki iktidarın, kendisini ve piyasaları ayağa kaldıracak bir model üretememiş, bugüne kadar aldığı yığınla borca borç ekleyerek, bugünleri geçiştirecek başka bir formülde bulamamıştır. Bu yüzdendir ki borçlanan Türkiye Irak’ta, Afganistan’da ve Suriye’de dış ilişkiler noktasında tekrar borç alırım ümidiyle ABD - AB yanında olmuştur. Topraklarını İsrail’i korumak üzere kalkan yapan iktidar, terörist başı ile aynı masaya oturmak zorunda kalmıştır.
Türkiye’nin ABD - AB gibi borç batağına batmış bir birlikteliğin peşine düştüğünü, kendisinin de batağın içine tam batırılmaya çalışıldığını ve bu uğurda nice Müslüman kanı döktüğünü görmesi gerekmektedir.
Türkiye, ABD - AB ve dünya çapında ekonomik zenginliğini kazanmış ülkelere bakarsanız son 100 yılda uygulanan bütün ekonomik modellerin çöpe atıldığını görürsünüz. Çünkü bütün bu ülkelerin ödeyemeyecekleri bir borcun eşiğine sürüklemiştir. Yani borçlu bir ekonomi büyüdüm diyemez. Son on yılda yaşanan krizlerin asıl sebebi de bu borçlardır. Mesela ABD’nin toplam sadece dış borcu 15.5 trilyon dolardır ve bunu ödeyecek hiçbir projesi de yoktur. Dünya da özellikle son 100 yılda ekonomi şekillendikten sonra, borçlanmadan büyümeyi sağlayan, insanına hayal ettiği yaşam standartlarına kavuşturan, her türlü sahada sürdürülebilir büyümeyi tetikleyen, tek proje Prof. Dr. Haydar Baş beyin modeli Milli Ekonomi Modeli’dir. Kendisinin yakmış olduğu Ehl-i Beyt meşalesi ülkemizin her karanlık noktasını aydınlatmış, feyz yumağına çevirmeye başlamıştır. Yüzyıllar sonra Hz. Peygamberin (sav) ve Ehl-i Beyt’in o nispet kokularını bize taşımıştır. En son yapmış olduğu Abdal Musa Hz. Türbesi’ndeki konferansı Türk İslam tarihine altın harflerle motif motif işlenecek bir konuşmadır. Artık oynan oyunları görme, ayağa kalkma vaktidir, Ey Türk Milleti!
Türkiye içine düşmüş olduğu ekonomik bataklıktan çıkış yolu olarak borçlanmayı düşünmektedir. Fakat kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch ve Moodys’den istediği neticeyi alamamış ve gözünü S&P’nin vereceği nota çevirmiştir. Şu anki iktidarın, kendisini ve piyasaları ayağa kaldıracak bir model üretememiş, bugüne kadar aldığı yığınla borca borç ekleyerek, bugünleri geçiştirecek başka bir formülde bulamamıştır. Bu yüzdendir ki borçlanan Türkiye Irak’ta, Afganistan’da ve Suriye’de dış ilişkiler noktasında tekrar borç alırım ümidiyle ABD - AB yanında olmuştur. Topraklarını İsrail’i korumak üzere kalkan yapan iktidar, terörist başı ile aynı masaya oturmak zorunda kalmıştır.
Türkiye’nin ABD - AB gibi borç batağına batmış bir birlikteliğin peşine düştüğünü, kendisinin de batağın içine tam batırılmaya çalışıldığını ve bu uğurda nice Müslüman kanı döktüğünü görmesi gerekmektedir.
Türkiye, ABD - AB ve dünya çapında ekonomik zenginliğini kazanmış ülkelere bakarsanız son 100 yılda uygulanan bütün ekonomik modellerin çöpe atıldığını görürsünüz. Çünkü bütün bu ülkelerin ödeyemeyecekleri bir borcun eşiğine sürüklemiştir. Yani borçlu bir ekonomi büyüdüm diyemez. Son on yılda yaşanan krizlerin asıl sebebi de bu borçlardır. Mesela ABD’nin toplam sadece dış borcu 15.5 trilyon dolardır ve bunu ödeyecek hiçbir projesi de yoktur. Dünya da özellikle son 100 yılda ekonomi şekillendikten sonra, borçlanmadan büyümeyi sağlayan, insanına hayal ettiği yaşam standartlarına kavuşturan, her türlü sahada sürdürülebilir büyümeyi tetikleyen, tek proje Prof. Dr. Haydar Baş beyin modeli Milli Ekonomi Modeli’dir. Kendisinin yakmış olduğu Ehl-i Beyt meşalesi ülkemizin her karanlık noktasını aydınlatmış, feyz yumağına çevirmeye başlamıştır. Yüzyıllar sonra Hz. Peygamberin (sav) ve Ehl-i Beyt’in o nispet kokularını bize taşımıştır. En son yapmış olduğu Abdal Musa Hz. Türbesi’ndeki konferansı Türk İslam tarihine altın harflerle motif motif işlenecek bir konuşmadır. Artık oynan oyunları görme, ayağa kalkma vaktidir, Ey Türk Milleti!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Şirin / diğer yazıları
- Duvara Davos’ladılar / 03.02.2013
- Yalan hikaye / 29.01.2013
- Ekonomide küresel bunalım Türkiye’yi ‘es’ geçmiyor / 15.01.2013
- Sözünü tutma vakti geldi! / 08.01.2013
- Gerçek olmayan ekonomik büyüme / 26.12.2012
- Ekonomideki bataklık / 18.12.2012
- ABD, AB ve Türkiye: Gerçekler / 11.12.2012
- Haçlı gözlüğü / 04.12.2012
- Bir haftalık ekonomik tablo / 27.11.2012
- Muharrem ayı ve bize düşündürdükleri… / 20.11.2012
- Yalan hikaye / 29.01.2013
- Ekonomide küresel bunalım Türkiye’yi ‘es’ geçmiyor / 15.01.2013
- Sözünü tutma vakti geldi! / 08.01.2013
- Gerçek olmayan ekonomik büyüme / 26.12.2012
- Ekonomideki bataklık / 18.12.2012
- ABD, AB ve Türkiye: Gerçekler / 11.12.2012
- Haçlı gözlüğü / 04.12.2012
- Bir haftalık ekonomik tablo / 27.11.2012
- Muharrem ayı ve bize düşündürdükleri… / 20.11.2012