Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Meclis'e sevkedilen 10 maddelik Anayasa değişikliğinin doğrudan doğruya AB ile bağlantılı olduğunu söyleyerek, "İlerleme raporu Haziran'dan itibaren yazılacak. Eylül, Ekim ayında bitecek, Aralık ayına da geliyoruz" dedi.
Bakan Çiçek, gündeme dair konularda açıklamalarda bulundu.
Çok kapsamlı anayasa değişikliğininin bugünkü şartlarda gerçekleştirme şansları olmadığını vurgulayan Çiçek, "Kapsamlı bir Anayasa dağişikliği sözkonusu olduğunda, o takdirde referandum gündeme gelecek. Bu da 3 aydan önce yapılamaz. Türkiye'nin zamanı yok. 2004, AB açısından fevkalade önemli bir yıldır. Bunu CHP'nin de önemsediği kanaatimdeyim. Bugüne kadar yapılan değişikliklerde CHP hep olumlu katkı sağladı. Bundan dolayı CHP'ye teşekkür ettim, bir defa daha ediyorum. AB, iktidar konusu, hükümet konusu değil, hepimizin konusudur. Bu değişiklik ise partiye göre olan değişiklikler değil herkesin ben de buna katılıyorum diyeceği değişiklikler.
Kıbrıs'taki durum
Kıbrıs'ta 24 Nisan'da yapılan referandumla, iki toplumun bir arada yaşamasını engelleyen tarafın Türk tarafı değil, Rum tarafı olduğunun hafızalardan silinmeyecek tarzda dünyaya ilan edildiğini söyledi.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Çiçek, Kıbrıs'ta yapılan referandumun ardından yaşanan gelişmelere ilişkin, Türkiye'nin 30 yılın ardından ilk defa böyle bir inisiyatifi ele geçirdiğini, Türkiye ve KKTC'nin ve Türk tarafının geçen bu 30 yıl içerisinde çözümden yana olduğunu ifade etti.
KKTC'nin 'tanınması' gündemde değil
Referandumun sonucuna rağmen AB'nin Türkiye'nin önüne yeni bazı şartlar getirip getirmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine de Çiçek, şunları kaydetti: "Bu konu 30 yıllık, daha öncesi de var ama 1974'ten beri bir konu. Kuruldu da bizden başka tanıyan olmadı. Niye tanınmadı? Bize taalluk eden kusurlar var, başkaca faktörler var. Onun için hemen anket cevaplandırır gibi biz (tanıyacağız, tanımayacağız) tarzındaki bir bağlayıcı beyanda bulunmak, bu süreçte elde edeceğimiz faydayı büyük ölçüde sınırlar."
Avrupa DEP davasında anlayışlı olmalı
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin Türkiye'nin "denetimden" çıkarılmasına ilişkin raporun görüşmesini DEP Davası'nı gerekçe gösterip ertelemesine ilişkin soru üzerine de Çiçek, Türkiye'deki Anayasa'da dahil ceza ve hukuk yargılama usullerinin hepsinin Batı'dan alındığını kaydetti. "Kararı beğeniriz beğenmeyiz, hoşumuza gider ya da gitmez. Bağımsız bir yargı organı tarafından verilmiş olan karardır" diyen Bakan Çiçek, "AB bağlamında meseleyi düşünüyorsak, AB'de hukukun temel kuralları mahkeme kararına saygıyı gerektirir. Bizim de bu kararı kabul etsek de etmesek de saygı duymamız gerekir. Bağımsız bir yargı organı tarafından verilen bir karara herkesin saygı duyması lazım. Avrupa'nın da netice itibariyle saygı duyması lazım" diye konuştu.
Onların yargısı da bağımsız
Türkiye'nin Avrupa'dan bazı şahısların iadesini istediğinde hep "Yargı bağımsızlığı var, mahkemeler var, birşey diyemeyiz" şeklinde gerekçe ileri sürdüklerini hatırlatan Çiçek, "Bize göre bunlar teröristtir. Onlarınki mahkeme de bizimki mahkeme değil mi? Meseleye bu açıdan baktığınızda kimsenin bu verilen karara birşey söylemesi mümkün değil" dedi.
Avrupa siyasi yönünü tartışıyor
Çiçek, "Terör suçu, organize suç... Diğer taraftan da bu davaların siyasi yönü var. Siyaseten tartışılan bir kısım yanları var. Bu ikisi içiçe girince sıkıntı meydana geliyor. Şu an Avrupa'nın tartıştığı yönü de belki işin bu siyasi yönüdür. Mahkeme kararını vermiştir o noktada yapılacakbir şey yok, henüz kesinleşmemiştir. Yargıtay'a gelecektir. Yargıtay konuyu değerlendirecek, belki bu mahkemenin bulamadığı çözümü Yargıtay bulabilir" dedi.
Bakan Çiçek, gündeme dair konularda açıklamalarda bulundu.
Çok kapsamlı anayasa değişikliğininin bugünkü şartlarda gerçekleştirme şansları olmadığını vurgulayan Çiçek, "Kapsamlı bir Anayasa dağişikliği sözkonusu olduğunda, o takdirde referandum gündeme gelecek. Bu da 3 aydan önce yapılamaz. Türkiye'nin zamanı yok. 2004, AB açısından fevkalade önemli bir yıldır. Bunu CHP'nin de önemsediği kanaatimdeyim. Bugüne kadar yapılan değişikliklerde CHP hep olumlu katkı sağladı. Bundan dolayı CHP'ye teşekkür ettim, bir defa daha ediyorum. AB, iktidar konusu, hükümet konusu değil, hepimizin konusudur. Bu değişiklik ise partiye göre olan değişiklikler değil herkesin ben de buna katılıyorum diyeceği değişiklikler.
Kıbrıs'taki durum
Kıbrıs'ta 24 Nisan'da yapılan referandumla, iki toplumun bir arada yaşamasını engelleyen tarafın Türk tarafı değil, Rum tarafı olduğunun hafızalardan silinmeyecek tarzda dünyaya ilan edildiğini söyledi.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Çiçek, Kıbrıs'ta yapılan referandumun ardından yaşanan gelişmelere ilişkin, Türkiye'nin 30 yılın ardından ilk defa böyle bir inisiyatifi ele geçirdiğini, Türkiye ve KKTC'nin ve Türk tarafının geçen bu 30 yıl içerisinde çözümden yana olduğunu ifade etti.
KKTC'nin 'tanınması' gündemde değil
Referandumun sonucuna rağmen AB'nin Türkiye'nin önüne yeni bazı şartlar getirip getirmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine de Çiçek, şunları kaydetti: "Bu konu 30 yıllık, daha öncesi de var ama 1974'ten beri bir konu. Kuruldu da bizden başka tanıyan olmadı. Niye tanınmadı? Bize taalluk eden kusurlar var, başkaca faktörler var. Onun için hemen anket cevaplandırır gibi biz (tanıyacağız, tanımayacağız) tarzındaki bir bağlayıcı beyanda bulunmak, bu süreçte elde edeceğimiz faydayı büyük ölçüde sınırlar."
Avrupa DEP davasında anlayışlı olmalı
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin Türkiye'nin "denetimden" çıkarılmasına ilişkin raporun görüşmesini DEP Davası'nı gerekçe gösterip ertelemesine ilişkin soru üzerine de Çiçek, Türkiye'deki Anayasa'da dahil ceza ve hukuk yargılama usullerinin hepsinin Batı'dan alındığını kaydetti. "Kararı beğeniriz beğenmeyiz, hoşumuza gider ya da gitmez. Bağımsız bir yargı organı tarafından verilmiş olan karardır" diyen Bakan Çiçek, "AB bağlamında meseleyi düşünüyorsak, AB'de hukukun temel kuralları mahkeme kararına saygıyı gerektirir. Bizim de bu kararı kabul etsek de etmesek de saygı duymamız gerekir. Bağımsız bir yargı organı tarafından verilen bir karara herkesin saygı duyması lazım. Avrupa'nın da netice itibariyle saygı duyması lazım" diye konuştu.
Onların yargısı da bağımsız
Türkiye'nin Avrupa'dan bazı şahısların iadesini istediğinde hep "Yargı bağımsızlığı var, mahkemeler var, birşey diyemeyiz" şeklinde gerekçe ileri sürdüklerini hatırlatan Çiçek, "Bize göre bunlar teröristtir. Onlarınki mahkeme de bizimki mahkeme değil mi? Meseleye bu açıdan baktığınızda kimsenin bu verilen karara birşey söylemesi mümkün değil" dedi.
Avrupa siyasi yönünü tartışıyor
Çiçek, "Terör suçu, organize suç... Diğer taraftan da bu davaların siyasi yönü var. Siyaseten tartışılan bir kısım yanları var. Bu ikisi içiçe girince sıkıntı meydana geliyor. Şu an Avrupa'nın tartıştığı yönü de belki işin bu siyasi yönüdür. Mahkeme kararını vermiştir o noktada yapılacakbir şey yok, henüz kesinleşmemiştir. Yargıtay'a gelecektir. Yargıtay konuyu değerlendirecek, belki bu mahkemenin bulamadığı çözümü Yargıtay bulabilir" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.