Kimse bu başlığın altında akılsızca manalar aramasın!
Askerler neden sus pus dememden kasıt, ülkenin tek gündemi haline dönüştürülen yeni açılım sürecine dair asıl söz söyleme hakkına sahip bulunan askerlerin tek bir kelam etmemiş olmasıdır?
Efendim Milli Savunma Bakanı da asker ve sürekli konuşuyor diyebilirsiniz.
Ben Genel Kurmaydan ve kuvvet komutanlarından bahsediyorum.
Ama askerlerin konuştuğu dönemlerin geride kaldığını da biliyorum!
Asıl bedeli ödeyen askerler değil mi?
Bu konuyu enine boyuna en iyi bilen ve milletimizin en çok güvendiği kurum olan Türk ordusu, Sevr sevicilerinin hortladığı bu süreçte neden ve niçin hiç konuşmamaktadır?
Askerlik mevzularına ilişkin konuların sivil siyasetçiler tarafından gereği gibi anlaşılabilmesi mümkün müdür?
Askerlerin bütünüyle bu sürecin dışında kaldığını söylemiyorum elbette ama bu kadar hayati meselelerin tartışıldığı bir süreçte sadece siyasetçilerin karar verici olmaları, güvensizlik yaratmaktadır.
Bir kere şu husus çok net olarak bilinmelidir.
Türkiye terörden arındırılmıyor! Bilakis Cumhuriyetin temellerine dinamit döşeniyor.
Terör örgütünün en son yapmış olduğu açıklama ve yayımladığı bildiri, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı adeta meydan okuma niteliği taşımaktadır!
Lozan ve 1924 Anayasası'nın devre dışı kalması gerektiği açıkça yer alan bildiride, "Kürtlere soykırım yapılmıştır" gibi alçakça iftiralarda eklenmiştir.
İşte Tunceli vakası…
Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, terör örgütünün azılı katillerinden bazılarının anılmak istenmesine dair istenilen izni vermemesi, Türkiye'de işini doğru düzgün yapan çok sayıda vatansever bürokratın olduğuna delildir.
Sonra Ankara'dan izin gelmiş ve teröristlerin mezarları başında anma etkinliği yapılmıştır!
Vali bey de Ankara'da farklı bir göreve getirilmiştir.
Sonra ne mi olmuş?
Etkinlikte sadece Kürtçe yazıların taşınması ve Türkçe hiçbir yazıya yer verilmemiş olması, şimdiye kadar hangi tehlikeye dikkat çektiğimizi daha net ortaya koymaktadır.
Hedef tam olarak, Türkiye'nin etnik yapılar üzerinden federasyonlara ayrılması ve parçalanmasıdır.
Çok net anlaşılmaktadır ki, mesele gerçekten de Türkiye'yi terörden temizlemek ve ekonomik olarak ayağa kaldırmak değildir.
Susanlar sussun ama bilinsin ki, yerin altından sesler yükselmektedir!
Askerler neden sus pus dememden kasıt, ülkenin tek gündemi haline dönüştürülen yeni açılım sürecine dair asıl söz söyleme hakkına sahip bulunan askerlerin tek bir kelam etmemiş olmasıdır?
Efendim Milli Savunma Bakanı da asker ve sürekli konuşuyor diyebilirsiniz.
Ben Genel Kurmaydan ve kuvvet komutanlarından bahsediyorum.
Ama askerlerin konuştuğu dönemlerin geride kaldığını da biliyorum!
Asıl bedeli ödeyen askerler değil mi?
Bu konuyu enine boyuna en iyi bilen ve milletimizin en çok güvendiği kurum olan Türk ordusu, Sevr sevicilerinin hortladığı bu süreçte neden ve niçin hiç konuşmamaktadır?
Askerlik mevzularına ilişkin konuların sivil siyasetçiler tarafından gereği gibi anlaşılabilmesi mümkün müdür?
Askerlerin bütünüyle bu sürecin dışında kaldığını söylemiyorum elbette ama bu kadar hayati meselelerin tartışıldığı bir süreçte sadece siyasetçilerin karar verici olmaları, güvensizlik yaratmaktadır.
Bir kere şu husus çok net olarak bilinmelidir.
Türkiye terörden arındırılmıyor! Bilakis Cumhuriyetin temellerine dinamit döşeniyor.
Terör örgütünün en son yapmış olduğu açıklama ve yayımladığı bildiri, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı adeta meydan okuma niteliği taşımaktadır!
Lozan ve 1924 Anayasası'nın devre dışı kalması gerektiği açıkça yer alan bildiride, "Kürtlere soykırım yapılmıştır" gibi alçakça iftiralarda eklenmiştir.
İşte Tunceli vakası…
Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, terör örgütünün azılı katillerinden bazılarının anılmak istenmesine dair istenilen izni vermemesi, Türkiye'de işini doğru düzgün yapan çok sayıda vatansever bürokratın olduğuna delildir.
Sonra Ankara'dan izin gelmiş ve teröristlerin mezarları başında anma etkinliği yapılmıştır!
Vali bey de Ankara'da farklı bir göreve getirilmiştir.
Sonra ne mi olmuş?
Etkinlikte sadece Kürtçe yazıların taşınması ve Türkçe hiçbir yazıya yer verilmemiş olması, şimdiye kadar hangi tehlikeye dikkat çektiğimizi daha net ortaya koymaktadır.
Hedef tam olarak, Türkiye'nin etnik yapılar üzerinden federasyonlara ayrılması ve parçalanmasıdır.
Çok net anlaşılmaktadır ki, mesele gerçekten de Türkiye'yi terörden temizlemek ve ekonomik olarak ayağa kaldırmak değildir.
Susanlar sussun ama bilinsin ki, yerin altından sesler yükselmektedir!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Askerler neden sus pus? / 25.05.2025
- Türkler 15 bin yıldır Anadolu’da / 21.05.2025
- Türkiye’yi ver, koltuğu al! / 20.05.2025
- “Terörsüz Türkiye” tuzağına dikkat! / 19.05.2025
- Haine hain demeyen, HAİNDİR! / 15.05.2025
- Özgür Özel’in yapması gerekenler! / 14.05.2025
- Ümmetçilik değil, Muaviye’cilik! / 13.05.2025
- Kötü gidişin sorumlusu millettir! / 12.05.2025
- Türkiye ittifakı kurulsun / 05.05.2025
- Kıbrıs Türkiye’ye katılmalıdır / 04.05.2025
- Türkler 15 bin yıldır Anadolu’da / 21.05.2025
- Türkiye’yi ver, koltuğu al! / 20.05.2025
- “Terörsüz Türkiye” tuzağına dikkat! / 19.05.2025
- Haine hain demeyen, HAİNDİR! / 15.05.2025
- Özgür Özel’in yapması gerekenler! / 14.05.2025
- Ümmetçilik değil, Muaviye’cilik! / 13.05.2025
- Kötü gidişin sorumlusu millettir! / 12.05.2025
- Türkiye ittifakı kurulsun / 05.05.2025
- Kıbrıs Türkiye’ye katılmalıdır / 04.05.2025