Bugün Dünya Şizofreni Günü
Prof. Dr. Alp Üçok, şizofrenide damgalanma korkusunun tedaviyi geciktirdiğine işaret ederek, "Oysa şizeofreni tedavi edilebilir. Hayat da devam eder" dedi.
24.05.2025 12:11:00
ÖNDER YILMAZ
ÖNDER YILMAZ





24 Mayıs Dünya Şizofreni Günü... Şizofreni, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tüm dünyada 21 milyon kişiyi etkiliyor. Şizofreni, sanıldığı gibi nadir bir hastalık değil! Her 100 kişiden birinin yaşamı boyunca bu hastalanma riski var ve sadece genetik yatkınlıktan kaynaklanmıyor. Çevresel faktörler de büyük rol oynuyor. Göçmen olmak, toplumda azınlık konumunda bulunmak, sosyoekonomik olarak dezavantajlı bir bölgede yaşamak bile şizofreni riskini artırabiliyor. Şizofreni, düşünce, algı, duygu ve davranışlarda bozulmalara yol açan kronik ve epizodik seyirli bir psikiyatrik hastalık. Genellikle ergenliğin sonları veya genç erişkinlik döneminde başlıyor. Ancak hastaların en büyük sorunu, hastalığın kendisinden çok toplum tarafından damgalanmak! Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi'nden Prof. Dr. Alp Üçok, yıllardır şizofreni hastalarıyla çalışan bir uzman olarak bu konuda önemli uyarılarda bulunuyor.
Kronik bir hastalık
Prof. Dr. Üçok; "Şizofreni, diyabet ya da hipertansiyon gibi kronik bir hastalık. Ancak bu tedavi edilemediği anlamına gelmiyor. Tedavisi mümkün ama toplumdaki önyargılar nedeniyle hastalar doktora gitmekten çekiniyor, tedaviye direnç gösteriyor" dedi. Prof. Dr. Alp Üçok, bir İngiliz hastanın "İnsanlar bizim iyi bir şey yaptığımızı asla göremeyecek. Çünkü biz sadece kötü haberlerle medyaya yansıyoruz" sözlerinin çok anlamlı ve durumu en net ortaya koyan ifade olduğunun altını çiziyor. Üçok, şunları söyledi: "Şizofreni hastaları işinde başarılı olabilir, normal bir yaşam sürebilir. Ancak haberlerde ya da toplumda hep olumsuz örneklerle anıldıkları için, insanlar bu gerçeği göremiyor. Oysaki şiddet içeren pek çok olayın arkasında ruhsal bir hastalık bulunmuyor. Türkiye'de her yıl birçok kadın şiddete maruz kalıyor, öldürülüyor ama faillerin büyük çoğunluğu psikiyatrik hasta değil! Buna rağmen şizofreni hastaları haksız bir şekilde damgalanıyor."
Madde kullanımı risk faktörü
Prof. Dr. Alp Üçok, en büyük risk faktörlerinden birinin madde kullanımı olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Esrar kullanımı dünyada yaygınlaşıyor ama zararları göz ardı ediliyor. İnsanlara tedavi için ilaç kullanmasını öneriyor, 'Ben kimyasala karşıyım' diyorlar ama esrarın içindeki kimyasalları bilmiyorlar." Esrarın yanı sıra, çocukluk çağı travmaları da şizofreni riskini artırıyor. Fiziksel ve duygusal ihmal, çocukluk döneminde maruz kalınan şiddet ya da cinsel travmalar, beynin strese tepkisini değiştirerek ilerleyen yıllarda psikoza yol açabiliyor.
Şizofreni belirtileri üç ana gruba ayrılıyor
1. Pozitif Belirtiler (zihinsel işlevlerin bozuk çalışmasının sonucu olan belirtiler):
Varsanılar (halüsinasyonlar): En sık işitsel halüsinasyonlar (sesler duyma)
Sanrılar (hezeyanlar): Gerçek dışı, sabit inançlar (örneğin takip edildiğini düşünme)
2. Negatif Belirtiler (normal zihinsel işlevlerin eksik, azalmış biçimde çalışmasının sonuçları):
Duygulanımda küntleşme (yüzdeki duygu ifadelerinin silinmesi)
Sosyal çekilme
Konuşmada fakirlik
3. Bilişsel Belirtiler:
Dikkat dağınıklığı
Bellek ve yürütücü işlevlerde bozulma
Düşünce organize etmede güçlük
Psikotik dönem, hastalığın alevlenme evresidir. Bu dönemde birey;
Gerçeklik algısını kaybedebilir,
Olmayan sesleri duyabilir,
Gerçek dışı düşüncelere kesin biçimde inanabilir,
Çevreyle iletişimi bozulur.
Bu dönemde hasta korkulu, içine kapanık ya da ajite olabilir. Ancak tedaviyle çoğu zaman bu belirtiler gerileyebilir ve kişi işlevsel yaşama dönebilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.