Ankara büyük hazırlıklar içinde
Bazı kimselere göre Brüksel'den olumlu mesajlar alınmıştır. Şimdi yine aynı kimseler büyük hazırlıklar içinde. İki yıldan beri zaten bize verilen ev ödevleri ve paket paket yeni, kısmen yabancı nitelikli yasalar Meclisimizden şuurlu veya şuursuz olarak -o tartışılır- geçti ve kabul edildi. Şimdi ilk hazırlık 6 Ekim için sonra da Ağustos için olmaktadır.
17 Aralık'tan sonra:
1 - 2005 yılında hükümetlerarası toplantılar düzenlenecektir. Günter Ferheugen'e göre bu sürse 4-6 ay kadar sürecek.
2 - Türkiye müzakere hedeflerini belirleyecek,
3 - Bakan düzeyinde bir başkan ve heyet tespit edilecek,
4 - Bunun yanında başmüzakereci de saptanacak. Başmüzakereci bürokrat veya siyasetçi de olabilecek.
5 - Başmüzakereci, hükümet tarafından tayin edilecek. O daha sonra konuları hükümete bildirecek, Bakanlar Kurulu'ndaki kararlara yardımcı olacaktır.
Daha sonra müzakere üniteleri (chapter'lar) oluşacak!
Bunlar yaklaşık olarak 31 ayrı konuda işlem yapacaktır. Bunların işleri tamamlanmadan Türkiye tam üye olamayacaktır.
Chapter'larla ilgili bakanlıklar tarafından üyeler görüşmelere katılabilecektir.
Türkiye tamam bu konuyu tamamladık dediğinden bunu AB'ye bildirecektir. Ama Türkiye hem sahası ve hem de nüfusu ile büyük bir ülke olduğundan dolayı bunların çalışmaları uzun sürecektir.
AB, KKTC'yi kabul
etmek istemiyor
Türkiye'de yapılması planlanan, AB ve İKÖ (İslam Topluluğu 49 ülke ile AB temsilcileri) toplantısı AB'nin oyun bozanlığıyla yapılamadı, iptal edildi. Bu uzlaştırıcı toplantının iptal edilmesinin sebebi ise KKTC temsilcilerinin KKTC adı altında temsil edilmesi isteği vardı. Bunu hem Türkiye, hem de tüm İslam ülkeleri kabul etmişlerdi. Bu toplantı bir nevi uzlaştırıcı medeniyetler çatışması yerine medeniyetler uzlaşması yapılması istenmekteydi. Bu iki taraflı toplantının esas amacı bu uzlaştırıcı politikanın bulunmasıydı. Ama AB'nin Hollanda temsilcisi KKTC'nin bu isimle temsil edilmesine AB karşıdır dedi ve toplantı iptal edildi. Daha doğrusu toplantı yapıldı ama sadece İKÖ temsilcileri katıldı.
Türkiye bu hususta şunlara bilhassa dikkat çekti. KKTC sadece bir gözlemci olarak katılacaktı. Aslında Türkiye "KKTC'nin bu katılımı onun resmen tanınması demek değildir" dedi. Öte yandan BM, KKTC'yi resmen ve temsilen tanımıştı. Çünkü orada 15 Nisan'da, oylama dahi yaptırmıştı. AB ise bunu Kıbrıs Rum Kesimi tarafının baskısıyla temsil hakkını tanımamaktadır. Onlara rağmen Hollanda temsilcisi tarafından temsil edilen AB toplantıya gelmeyeceklerini söyledi.
Mehmet Ali Talat "İstanbul'da 4-5 Ekim'de yapılacak olan toplantıya Rum tarafının baskısıyla AB katılmaktan vazgeçti. AB'nin bu hareketi Güney Kıbrıs'ın Annan planını yok etme çabası olarak görülmektedir. AB'nin ise ileri derecede Rum tarafının isteklerine boyun eğdiği görülmektedir! 57 üyesi ve 3 gözlemcisi bulunan İKÖ'nün ve 25 AB üyesinin birlikte toplantı yapmasını Rum Kesimi'nin tutarsız tutumu engellemiştir! Böylece büyük bir fırsat kaçırılmış oldu" dedi.
Not: Bu tutumlar devamlı olarak tekrar edilmektedir. Ama maalesef Türkiye'deki yetkililer bu mesajları ya yanlış okuyorlar, ya anlamıyorlar, veya görmezlikten gelip yutkunuyorlar. Bu yapılanlar "sizin Türklerin şimdiki şeklinizle kabul edilemezsiniz, siz bizim istediğimiz şekle gelmedikçe, istediğimiz şekilde davranmadıkça, bizim arzu ettiğimiz şekilde birbirinizden ayrılmadıkça, kopmadıkça AB üyesi olamazsısınız" şeklindeki bir mesajıdır!
Bazı kimselere göre Brüksel'den olumlu mesajlar alınmıştır. Şimdi yine aynı kimseler büyük hazırlıklar içinde. İki yıldan beri zaten bize verilen ev ödevleri ve paket paket yeni, kısmen yabancı nitelikli yasalar Meclisimizden şuurlu veya şuursuz olarak -o tartışılır- geçti ve kabul edildi. Şimdi ilk hazırlık 6 Ekim için sonra da Ağustos için olmaktadır.
17 Aralık'tan sonra:
1 - 2005 yılında hükümetlerarası toplantılar düzenlenecektir. Günter Ferheugen'e göre bu sürse 4-6 ay kadar sürecek.
2 - Türkiye müzakere hedeflerini belirleyecek,
3 - Bakan düzeyinde bir başkan ve heyet tespit edilecek,
4 - Bunun yanında başmüzakereci de saptanacak. Başmüzakereci bürokrat veya siyasetçi de olabilecek.
5 - Başmüzakereci, hükümet tarafından tayin edilecek. O daha sonra konuları hükümete bildirecek, Bakanlar Kurulu'ndaki kararlara yardımcı olacaktır.
Daha sonra müzakere üniteleri (chapter'lar) oluşacak!
Bunlar yaklaşık olarak 31 ayrı konuda işlem yapacaktır. Bunların işleri tamamlanmadan Türkiye tam üye olamayacaktır.
Chapter'larla ilgili bakanlıklar tarafından üyeler görüşmelere katılabilecektir.
Türkiye tamam bu konuyu tamamladık dediğinden bunu AB'ye bildirecektir. Ama Türkiye hem sahası ve hem de nüfusu ile büyük bir ülke olduğundan dolayı bunların çalışmaları uzun sürecektir.
AB, KKTC'yi kabul
etmek istemiyor
Türkiye'de yapılması planlanan, AB ve İKÖ (İslam Topluluğu 49 ülke ile AB temsilcileri) toplantısı AB'nin oyun bozanlığıyla yapılamadı, iptal edildi. Bu uzlaştırıcı toplantının iptal edilmesinin sebebi ise KKTC temsilcilerinin KKTC adı altında temsil edilmesi isteği vardı. Bunu hem Türkiye, hem de tüm İslam ülkeleri kabul etmişlerdi. Bu toplantı bir nevi uzlaştırıcı medeniyetler çatışması yerine medeniyetler uzlaşması yapılması istenmekteydi. Bu iki taraflı toplantının esas amacı bu uzlaştırıcı politikanın bulunmasıydı. Ama AB'nin Hollanda temsilcisi KKTC'nin bu isimle temsil edilmesine AB karşıdır dedi ve toplantı iptal edildi. Daha doğrusu toplantı yapıldı ama sadece İKÖ temsilcileri katıldı.
Türkiye bu hususta şunlara bilhassa dikkat çekti. KKTC sadece bir gözlemci olarak katılacaktı. Aslında Türkiye "KKTC'nin bu katılımı onun resmen tanınması demek değildir" dedi. Öte yandan BM, KKTC'yi resmen ve temsilen tanımıştı. Çünkü orada 15 Nisan'da, oylama dahi yaptırmıştı. AB ise bunu Kıbrıs Rum Kesimi tarafının baskısıyla temsil hakkını tanımamaktadır. Onlara rağmen Hollanda temsilcisi tarafından temsil edilen AB toplantıya gelmeyeceklerini söyledi.
Mehmet Ali Talat "İstanbul'da 4-5 Ekim'de yapılacak olan toplantıya Rum tarafının baskısıyla AB katılmaktan vazgeçti. AB'nin bu hareketi Güney Kıbrıs'ın Annan planını yok etme çabası olarak görülmektedir. AB'nin ise ileri derecede Rum tarafının isteklerine boyun eğdiği görülmektedir! 57 üyesi ve 3 gözlemcisi bulunan İKÖ'nün ve 25 AB üyesinin birlikte toplantı yapmasını Rum Kesimi'nin tutarsız tutumu engellemiştir! Böylece büyük bir fırsat kaçırılmış oldu" dedi.
Not: Bu tutumlar devamlı olarak tekrar edilmektedir. Ama maalesef Türkiye'deki yetkililer bu mesajları ya yanlış okuyorlar, ya anlamıyorlar, veya görmezlikten gelip yutkunuyorlar. Bu yapılanlar "sizin Türklerin şimdiki şeklinizle kabul edilemezsiniz, siz bizim istediğimiz şekle gelmedikçe, istediğimiz şekilde davranmadıkça, bizim arzu ettiğimiz şekilde birbirinizden ayrılmadıkça, kopmadıkça AB üyesi olamazsısınız" şeklindeki bir mesajıdır!
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006