Bu mana denizi çok engindir? Orada azimet gemileri yüzer? Içinde ise Hak Yolcuları? Onlar için, ne dalganın önemi vardır; ne de çeşitli deniz tehlikelerinin? Sakın o yolcuları taşıyan gemileri küçük sanmayasın?Işte onun tarifi: "O gemiler; dağlar gibi, dalgalar arasından süzülür gider. O, yolcuları çeker, götürür," (11/42).Ve bu yüce manalar taşıyan cümle; aynı zamanda o yolcuların gemilerinin rüzgarıdır? Yelkenlerini iter.Düşün? Bir daha? Bir daha düşün?"Onlar Allah'ı; Allah da onları sever" (5/54).Bu Âyet-i Kerime'nin delâlet ettiği derin manayı düşün? O mana, engin bir denizdir? Ve bu denizin adı aşk denizidir; muhabbet ve sevgi denizidir. Muhabbet ehli bu denizde yelkenlisini açar? Ötelere doğru yol almaya başlar? Yelkenli gemilerinin; bir sağa, bir sola yatması, onları korkutmaz? Dalgalar onları yoldan alamaz?Dağlar gibi dalgalar gelir; onları altına almak ister. Fakat Hakk'ın yardımı onları korur. Onlar da bunu bilir. Yine de yalvarmadan edemezler; her biri:- "Yâ Rabbi, beni mübarek bir menzile indir. Çünkü menzil sahiplerinin hayırlısı sensin?" (21/101)diyerek yalvarmaya başlar?Bu menzil ne olabilir ki?? Lika ve Hazret-i Hakk'a yakınlıktan başka? Ne var ki, her yerde olduğu gibi burada da istidadlar konuşur?Yalvarırlar? Yakarırlar? Ama:- "O kimseler ki, haklarında tarafımızdan iyilik fermanı çıkmıştır?" (21/101)Cümlesindeki manasından başka elde bir şey yoktur? O yolda kaybolan canları kim arar ki?? Kesilen başları kim sorabilir ki?? Yalnız, kurtulması mukadder olanlar kurtulur? Çünkü ezelî istidad öyle gelmiştir?Deniz kabarsın; dalgalar, o aşk yolcularını içine alsın isterse? Hak ezelde kurtulmasını dilemişse; bir an içinde onları:- "Cudi?" (11/44)dağına salimen indirir?Artık onlara Rahman'ın cezbelerinden bir cezbe gelmiştir? Ellerinden tutmuş:- "Doğruluk makamı?" (54/55)tabir edilen yere çekmiştir?Bu makam, ezeli istidada göre lütuf ve ihsanların yağdığı bir makamdır?Makam bir değil bir çoktur. Her makamı aşıp öbürüne geçmek için arada; şahsa göre değişen bir veya birkaç durak olur? Aslında tek olarak bilinen ama aşılması oldukça zor bir durak var ki, o hepsinin uğrayacağı bir duraktır? Işte o durak:- "Ben sizin Rabb'iniz değil miyim??" (7/172).meâlindeki cümlede gizlidir? Bu durağı aşanın artık yolu, vuslat âlemine doğru uzar? Buraya kadar gelebilen istidadlı olsa gerek? Bunu o yolcular da anlar; neşe ve huzur içinde mest olurlar? Hayran olurlar?Sonra onlara ilahî nimet sofraları serilir. O sofralardan bol bol nasib alırlar? Çünkü o nimetler:- "O kimselerdir ki; onlar ihsan ettiler? Sonra bunlar için HÜSNÂ ve ZIYÂDE'si vardır." (10/26).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.