Bu hafta "zaferler" haftası? Bir değil binlerce zafer barındırıyor bağrında her günümüz. Lakin Ağustos ayı bir başka? Avrupa'nın "yas günleri"dir bu günler.Binlerce yıllık Türk tarihinin "altın levhaları"nı bu köşeye sığdırmamız ne mümkün.
Bir buket destanTeberrüken, son devrin birkaç destanını hatırlayalım?26 Ağustos 1071'de Malazgirt ovasında üstündeki beyaz kaftanını işaret ederek "Ölürsem, kefenim olsun" diye kükreyen cennetmekân Alparslan hanın aziz hatıraları Ağustos zaferidir.23 Ağustos 1921 öncesi "Hatt-ı müdafaa yoktur; sath-ı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz" diye gürleyen Mustafa Kemal Atatürk ile tek yürek-tek bilek olan milletimizin, Sakarya Meydan muharebesi destanını yazdığı günlerdir Ağustos sonu Eylül başı? Ve nihayet 26 Ağustos 1922'de başlatılan Büyük Taarruz'un 9 Eylül 1922'de İzmir'in işgalden kurtarıldığı ve Yunan Başkomutanı Trikopis başta olmak üzere binlerce Yunan'ın esir alınarak vatanın düşmandan temizlendiği Başkumandanlık Meydan Muharebesi'nin zafer günleridir bu günler?
Amerika'nın ve "milli hafızalarını yitirenler"in yas günleriAğustos sonu ve Eylül başı? Türk milletinin zafer günleri, işgalci Haçlı soyunun "yas günleri"dir. Sadece Avrupa'nın mı yas günleri? Hayır. Amerika'nın da yas günleri bu günler...ABD'nin, topu topu iki-üç asırlık devlet geçmişinde ilk ve tek Türkçe anlaşma yapmak durumunda kaldığı, yıllık "12 bin Osmanlı altını vergi"ye bağladığımız günler bu günler?Ankara'da bazıları, hafızalarını yitirmiş olabilirler.Ankara'da bazıları, medeniyet kimliklerini değiştirmiş veya kaybetmiş olabilirler.Ankara'da bazıları, tarihlerini, destanlarını, ecdatlarını unutmuş olabilirler? Dolayısıyla "Varsa yoksa AB, varsa yoksa ABD; bilmiyoruz başka çıkar yol?" diyor olabilirler. Bu sebeple "Ege Ordusu lağvedilecek, 3. Ordu terhis edilecek" diyor olabilirler.Türk Milleti henüz hafızasını yitirmedi. Ankara'da, senenin her gününü ve özellikle Ağustos sonunu "zaferler" günü coşkusuyla yaşayan vatan evlatları tükenmedi.Avrupa, tarihini ve hafızasını yitirmediği için AB diyor. Amerika da mazisini capcanlı tuttuğu için BOP diyor. Üç aşağı-beş yukarı hepsi, Türk Milletine bileğleniyor. Hepsi bizim coğrafyamız üzerinde oynuyor, Türk vatanı üstüne bahis açıyor. O halde bazılarımıza ne oldu ki, "AB ve BOP"tan gayrı bir şey sayıklamıyor. "AB ve BOP taşeronluğu"nu ve lejyonerliğini "vazife" kabul ediyor, "onur" addediyor, "son kullanma tarihini uzatma fırsatı" görüyor? Hafızası, kimliği ve yüreği yitiklerin sayıklaması bu.
Amerika'yı 12 bin Osmanlı altını yıllık vergiye bağladıkYüzlerce zaferler sıkıştırdığımız bu Ağustos günlerinin anısına ve "Ankara'daki bazılarının hafızasını tazelemesi" adına, ABD'nin kendi seyyah-tarihçilerinin kaleminden bir levha sunalım şanlı tarihimizden?1776'da İngiltere'den bağımsızlığını kazanan ABD, 1783'lerden itibaren denizlerde mütevazi türden bayrak gezdirmeye başlar. Çevre sahillerine sataşırlar. Derken 25 Temmuz 1785'te Cezayir korsanları, Cadiz açıklarında, ABD'nin Kaptan İsaak Steven'in Mariası'nı enselerler. O zamanlar Cezayir, meşhur Gazi Hasan Paşa'nın beylerbeyliği altındadır.Ardından kaptan O'Brien'ın Dauph'ini aynı akıbete uğrar. Cezayir'e getirilir. Türkler, 1793 Ekim ve Kasım'ında 11 ABD gemisini daha enselerler. Kongre, 27 Mart 1794'te Türklere karşı koyacak güçte bir donanma için Başkan G. Washington'a 688 bin 900 altın dolar harcama yetkisi verir. Ancak Washington, kısa zamanda böyle bir donanmanın mümkün olmayacağını fark eder. ABD Başkanı, Osmanlı beylerbeyi Cezayirli Gazi Hasan Paşa ile temasa geçer, himmet diler.ABD Başkanı Washington ile Osmanlı padişahı değil, beylerbeyi muhatap olur. 5 Eylül 1795'te Cezayirli Gazi Hasan Paşa, 22 maddelik şartnameyi hazırlar, Washington'a imzalatır. Anlaşma Türkçe'dir; Amerikan tarihinde ilk ve tektir. Anlaşma, kuruluş tarihinden bu tarafa Amerika'yı "vergi"ye bağlayan, Osmanlı Türkçesi ile "seneviye"ye bağlayan ilk ve tek anlaşmadır.
Yürekleri hoplayanlarO gün bugündür, bu anlaşmayı gören Amerikan başkanlarının yüreği, "Türk" adı geçtiğinde yürekleri hoplar, kan sayımları yükselir. Washington'u su yoluna çeviren Ankara'daki bazı devlet erkanımız da, herhalde ABD başkanlarından mikrop kapmış olacaklar ki; "Türk"üm demeye yürekleri ve aidiyet duyguları yetmiyor, "Türkiyeliyim" lafını geveliyorlar?1795 Muahedesine göre, ABD, Osmanlı beylerbeyliğine bağlı Cezayir'e def'aten 642 bin altın dolar ve her yıl 12 bin Osmanlı altını ödeyecektir. ABD gemileri çevre sahillerini rahatsız etmeyecektir. Bunlara karşılık Cezayir'deki Amerikan deniz esirleri serbest bırakılacak; Cezayir korsanları denizlerde ABD gemilerine dokunmayacaklardır.Bu muahedeyle denizlerde nefes alan ABD yönetimi, Kaptan Albay William Bainbridge'in yönetimin de ve Cezayir beylerbeyi Osmanoğlu Mustafa Paşa kılavuzluğunda G. Washington fırkateyni ile, Osmanlı Sultanı III. Selim'e 2 arslan, 2 pars ve sair hediyeler göndererek şükranlarını arz eder. Kaptan-ı Derya Damad Küçük Hüseyin Paşa, padişah namına hediyeleri kabul eder, Albay Brainbridge'i ağırlar ve uğurlar.(Bkz. Thomas Harris, Life and Services of Commodore William Bainbridge, Philadelphia 1837, s. 45-61).
Maya sağlam?Türk Milletinin asaleti, adaleti, izzeti, onur ve bağımsızlığına düşkünlüğü mayasındandır, karakterindendir. Zaten bu hasletler, sonradan elde edilemez. Türk milleti, tarihini işte bu karakterleriyle destanlaştırdı. Bugün işte bu "milli karakter"e ve bu bağlamda her türlü maddi-manevi donanıma ihtiyaç vardır. Tarihini, hafızasını, medeniyetini, kimliğini ve Türk milletine aidiyetini yitirenler, ancak "ecnebi"lerden onur ve ikbal dilenirler, ecnebilerin "emir kulu" olurlar, sadece zillet elde ederler. Zillet ile asla izzet elde edilemez. Tarihini, hafızasını, medeniyetini, kimliğini ve Türk milletine aidiyetini muhafaza edenler ise hayatlarını, tarihleri gibi destanlaştırırlar. Ankara bugün, hayatlarını, tarihleri gibi destanlaştıracak yürekleri bekliyor? Var mısınız?Zaferler Haftamız kutlu olsun, ecdad ve şühedamızın ruhları şâd olsun?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019