Hukuk denince hemen herkesin aklına gelen, adliye binalarının, mahkeme salonlarının duvarlarını süsleyen, genelde insanoğlunun, özelde hak sahibinin, mazlumların, en fazla muhtaç olduğu gayet önemli bir ifade; "Adalet mülkün temelidir." sözüdür.Gerçekten de bir toplumda, haksızlıkların zulüm ve işkencelerin ortadan kalması, suça giden yolların kapanması, insanların huzur ve mutluluğu için adalet mekanizması sağlıklı olarak işlemek zorundadır. Onun içindir ki atalarımız; "hak denince akan sular durur." demişler.Peki yaşanan olaylar bu yönde mi tecelli ediyor derseniz; maalesef ne ülkemizde, ne de dünyada, adalet haklının hakkını korumak görevini yerine getirememektedir. Böylelikle suçlular hak ettiği cezayı almadığından dolayı da suçların ve haksızlıkların önü alınamayacak derecede artmaktadır. Toplumda infial uyandıran son tahliye olaylarına her kesimin kendi açısından bakarak değerlendirmesi, yaşanan bu olayı da içinde çıkılması güç bir hale dönüştürmüştür. Eğer ortada bir sorun varsa, bu sorunun çözümü için empati denen, yerine koyma metoduna yer vermek lazımdır. Yani bu tahliye olayını, tahliye olanlar ve itirazda bulunanlar açısından iki taraflı tahlil etmek gerekmektedir. Adalet, haklının hakkının alınması ve suçlunun cezalandırılması için oluşturulan bir sistemdir. Sistemin sağlıklı işlemediği zaman; bazen haklı olanlar suçlu, bazen suçlu olanlar haklı konumuna düşmektedirler.5 ya da 10 yıldır tutuklu olduğu halde hala suçu sabitleşmemiş, belli bir ceza almadan mahpuslarda yapmak zorunda kalan kimseler de yerine göre mazlum durumuna düşebilmektedirler. Kanundaki boşluktan istifade ederek tahliye olanların arasında haklı olarak tahliye olanlar olduğu gibi hakkı olmadan tahliye olanlar da vardır. Eğer suçlu olduğu halde tahliye edilen bazı suç makineleri ortada elini kolunu sallaya sallaya gezecekse, bu bir ayıpsa; bu ayıp adalet mekanizmasının işlemesinde ihmali olan herkesin ayıbıdır. Başta da hükümetin ayıbıdır. İcra makamında bulunan hükümet, 24 saat kesintisiz demokrasi diyerek anayasal değişiklikler için milletten oy almışsa, buna rağmen demokrasi ve hukuk sistemi günden güne daha içinden çıkılmaz bir hâl alıyorsa, kimse suçu başkasına atmaya kalkışmasın? Madem hükümetsiniz, bu duruma gelinmeden önlemleri almak zorundasınız?
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘İtibar vatandaşın alım gücüyle ölçülür’ / 06.05.2024
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024