Bugün modern dünyanın sorunlarından biri kibirliliktir. Bu da yine varoluş sorunuyla alakalı olarak kendi konumunu kabullenmeme demektir. Kibirlenme, büyüklenme demektir. Yani insanın insan üzerinde üstünlük, ayrıcalık, büyüklük sahibi olduğuna inanması demektir. Bu anlayış, İslam'a tamamen terstir. Zira İslam'da tek büyük vardır o da yaratıcı Allah'tır. Bütün insanlar ise yaratılmış varlıklardır ve bu noktada eşittirler. Yaratılmış kul olan insan eksiklerle, yanlışlarla doludur. Kendisi gibi yaratılmış kul olan başka insanlar üstünde üstünlük, büyüklük taslayamaz, gururlanamaz. Böyle yaptığı takdirde zulüm, haksızlık ve kötülük yapma ihtimali artar. Bu bağlamda mesela Firavun, kendisini diğer insanlardan üstün gördü; hatta kendisini tanrı ilan etti ve bu yanılgıyla insanlar üzerinde korkunç bir baskı ve zulüm yaptı. Onun için İslam, kibirlenme, büyüklenme konusunda Firavun'u ibret alınması gereken kötü bir örnek olarak verir. Ahmet Yesevî bu İslam anlayışına bağlı kalan bir Türk bilgesi olarak şiirlerinde bu konuyu ele almış ve kibirlenmeyi terk ederek arınma ve bu yolla mükemmel insan (insan?ı kâmil) olma yolunu tutmuştur. Bir hikmetinde şöyle der: "On üçümde nefs arzusuna kapılıverdim; Nefs başına yüz bin belâ tutup saldım; Kibirlenmeyi yere vurup yenebildim; On dördümde toprak gibi oldum işte" Toprak gibi olmak, tevazu sahibi olmaktır. Toprak nasıl başı göklerde değil de yerlerde serili vaziyette ise ve hiç büyüklük göstermeden sessiz sedasız mütevazi bir şekilde sürekli meyve sebze gibi faydalı değerler üretmeye devam ediyorsa kibirden arınan insan da öyle olur.Çağımızın, modernitenin en büyük hastalıklarından biri, kendisinde üstün özellikler vehmeden bazı kişilerin bu ayrıcalıklarından dolayı nefislerini, egolarını, benliklerini ilahlaştırmaları, bir bakıma modern anlamda firavunluk taslamalarıdır. Bugün bunu her alanda görüyoruz. Siyasi parti liderleri, cemaat, tarikat şefleri, ideolojik grup başları, ya da başka türlü topluluklarda önderlik konumuna gelmiş kişilerde bu hastalık oldukça yaygındır.Ahmet Yesevî, bu meseleyi kendi içerisinde halletmiş ve bir insanın ne olursa olsun neticede her zaman kusurlu, eksik, hatalı olmaya eğilimli aciz bir beşer olduğunu, hiçbir zaman kendisini tanrılaştıramayacağını, tanrılık konumunda bulunamayacağını, kişiliğini kutsallaştıramayacağını vurgulayarak insanî anlamda var oluşuna uygun bir tevazuyu telkin eder ve şöyle der:"Kul Hoca Ahmet, sen kötülerin en kötüsüHerkes buğday oldu, sen samansın samanYoldan sapan günahlıların en cahilisin senGelin toplanın zikreden kullar, zikredeyim sizinle"Bugün bir siyasi parti üyesi, başkanını ucundan kıyısından eleştirmeye kalksa hain ilan edilir ve hemen partiden atılır. Bir cemaat şefi eleştirilse, eleştiren kişi tamamen aforoz edilir; hatta kâfir ilan edilir. Hiçbir lider kendisini kusurlu, eksik, yanlış görmez. Hepsi âdeta birer çağdaş Firavun gibi dolaşır, tevazuun adı bile geçmez. Bugünkü çağdaş Firavunlar, kendilerini beğenirler, başkalarının da sadece kendilerini beğenmelerini beğenirler. Böylesine patalojik bir sapma, bir hastalık içindedirler. Bütün Türk dünyasını manevî nüfuzu altında tutan Ahmet Yesevi'nin yukarıda verilen tavrı, yönetişim sorunlarımızın halli için bugün bize çok lazım.İnsan tabiatında var olan, dizginlenmezse toplumsal felâketlere yol açan Karunlaşma ve Firavunlaşma eğilimini Yesevi, açık bir dil ve üslupla şöyle anlatır:"Dünya ehli malını görüp hevâ kılar;Benlik fikriyle dava?yı Hüdâ kılar;Öldüğünde imanından cüdâ kılar;Can verende hasret ile gider dostlar."
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015