Akıl var mantık var

İslam coğrafyasını kendi çıkarları istikametinde yeniden biçimlendirmek için ve iki milyara yaklaşan Müslüman nüfus içinde gelişen uyanışı ve emperyalizme karşı direnişi kırmak için bu sefer sadece "haçlı seferi" değil, haçlı-siyonist seferi başlatan ve adını da BOP koyan şer odakları, sizce bu iş için İslam ülkelerinde kimlere görev verirler?
Akıl var mantık var.
Modern haçlı seferi demek olan BOP, topyekûn İslam coğrafyasında sınırların değişmesinden rejimlerin değişmesine kadar, zihinlerin değişmesin den gönüllerin iğfal edilmesine kadar her çeşit fitne-fesat, her çeşit yalan ve talan faaliyetlerinde bulunacak ama bu projeye eş başkan olan filanca kadro ülkeye ve İslam'a hizmet edecek!
Böyle bir varsayıma inanmak için herhalde akıl ve mantıktan ve ortalama bir muhakeme kabiliyetinden hayli uzaklarda olmak lazım.
Bu söz konusu fitne-fesat projesinin düğmesine basıldığı günden itibaren İslam coğrafyasında hayatını kaybeden Müslüman sayısı on milyonu geçmiştir.
Bu talan projesi hayata geçtiği günden itibaren İslam coğrafyasında talan edilen servetlerin, yer altı ve yer üstü kaynaklarının hesabı dahi yapılamamaktadır.
Emperyalizme karşı gelişen direniş dalgalarını kırmak için, küresel tefecilerin soygun ve talan planlarına karşı oluşan uyanış hareketlerini baltalamak için başlatılan bu son haçlı-siyonist seferi başlayalı beri yurdundan-yuvasından olan, evinden-barkından olan, çoluğundan-çocuğundan ayrılan Müslüman sayısı ise birkaç tane on milyona ulaşıyor.
Böyle bir projenin eş başkanlığı ile övünen bir kadronun yönettiği ülkemizin halini, getirildiği korkunç uçurumun başını tasvir etmeye bile gerek yok.
Topyekûn İslam coğrafyasını hedef tahtasına koymuş olan böylesine bir fesat projesi eş başkanlığını üstlendiği ülkeyi teğet mi geçecekti?
Aklı başında olan, olaylara akıl ve mantık ölçülerinde yaklaşan, partizan gözlüğünü çıkarmış herkes biliyor ki,  on dört seneden beri bu ülkeyi yöneten kadronun; "Suriye bizim iç işimizdir, bıçak kemiğe dayanmıştır, sabrımız tükenmiştir, Şam'da Cuma kılacağız" naraları bu eş başkanlık görevinin bir gereği idi.
Defalarca Suriyeli muhaliflerin toplantılarına ev sahipliği yapmaları, onlara akıl vermeleri ve daha bilmem ne vermeleri bu eş başkanlık vazifesinin bir gereği idi.
Sonuç?
Viraneye dönmüş bir ülke, beş yüz bine yaklaşmış ölü sayısı, sadece ülkemize sığınan üç milyonun üzerinde mülteci, Avrupa kapılarına sığınmak için denizlerde balıklara yem olan ve sayısı belli olmayan kadın, çoluk-çocuk?
Akıl var mantık var, böyle bir projenin eş başkanlığından ülkemize ve bölgemize refah mı düşecekti, ilmi ve iktisadi gelişmeler mi düşecekti, daha iyi bir hayat standardı mı düşecekti?
"Bizim bu projede bir görevimiz var" naralarını ellerini patlatırcasına alkışlayanlar, on dört yılın sonunda, bir yaşadıkları ülkeye bir de etrafımızdaki komşu-kardeş ülkelere bakarak utanmayacaklar ve dehşet içinde ürpermeyecekler mi?
Akıl var mantık var.
İşte manzara-ı umumiyye.