AKP-Cemaat kavgası tiyatro mu?

Başbakan Erdoğan her konuşmasında cemaate verip veriştirirken yardımcısı Bülent Arınç bu yapının liderine "muhterem" diye başlayan iltifatlar diziyor ve "her şey yeni baştan başlayabilir" mesajı veriyor. Erdoğan bir yandan Paralel Devlet Yapılanması dediği cemaat mensubu kamu görevlilerinin yerlerini değiştirirken bir yandan da bu yapıya karşı bir soruşturma açılmasının söz konusu olmadığını ilan ediyor.Bu yaman çelişki "AKP-Cemaat kavgası tiyatro mu?" sorusunu sormama neden oldu.Zira bir hükümet dış güçlerin talimatlarıyla ülke çıkarları aleyhine faaliyette bulunduğu ilan ettiği bir yapılanmaya karşı neden somut bir önlem almaz?İşin nirengi noktası burada. Acaba, AKP-Cemaat kavgası bir tiyatro ise amaç nedir?Gelin bu soruya birlikte cevap arayalım.* * *Toplumu kutuplaştırma Türkiye'nin geleneksel siyaset tarzı haline geldi. Geleneksel dedik ama senaryolar hep dış kaynaklı. Dış kaynaklı olması bakımından geleneksel desek daha doğru olur sanırım.Okyanus ötesinde yazılan senaryolar Türkiye'de rol kabiliyeti yüksek aktörlere oynatılıyor ve ortaya istenen tarza bir tiyatro çıkıyor. Geçmişte Türkiye'nin ağır bedeller ödemesine neden olan Sağcı-Solcu, Alevi-Sünni, Laik-İslamcı gibi ayrışmalar hep bu senaryonun bir ürünüydü.Türkiye'yi belli noktalara sürüklemek isteyenler konjonktüre uygun kutuplaştırma siyasetini devreye koydu ve büyük oranda da başarılı oldu. Örneğin bu 12 Eylül'de sağ-soldu, 28 Şubat'ta laiklik ve irticaydı.* * *Türkiye'de 2002 yılında yeni bir süreç başladı. Kutuplaştırma siyaseti bu dönemde daha katılaştı. Kutuplaştırma siyasetinin son örneği AKP-Cemaat kavgası görünümünde sahneye kondu.11 yıldır yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen, memleketin aleyhine olan ne varsa hepsinde derin ve sarsılmaz bir ittifak içinde olan AKP ile Cemaat şimdi birbirine girdi. Tarafların açıklamalarına, ekranları zapt etmiş konjonktür aydınlarının analizleriyle Türk milletine "ya AKP'densiniz, ya da Cemaat'ten" mesajı veriliyor. Verilen bu mesaja baktığınızda ortada üçüncü bir yol yok! Ya cemaatin hırsız dediği AKP'den yana olacaksınız, ya da AKP'nin vatan haini dediği cemaatten yana!* * *Millet bu iki odaktan birine yönlendiriliyor. Milletin kanalize edildiği bu iki odağın da ortak noktası ise ABD. Zira her ikisi de bunca zamandır ABD'den izinsiz bir tek bağımsız adım atmama konusunda kendisini defalarca kanıtladı. Halihazırda ABD'nin sadık müttefiki olan iki grup var karşımızda. Gerçi son dönemde Erdoğan'ın üstü çizilmiş gibi, Sam amca oyuncu değişikliği planı yapıyor gibi görünüyor ama burada şahıslardan çok yapılar önemli. Netice itibarıyla son olaylardan çıkardığım sonuç şu.* * *ABD ve doğal olarak İsrail 11 yıldır ittifak yapmalarında fayda gördüğü AKP ile Cemaati birbirine düşürüp kendi kontrollerinde 2 farklı grup oluşturmayı hedefliyor. Türk milletinin tercihi ister AKP olsun ister Cemaat sonuç olarak gideceği adres ABD ve İsrail'in istediği adres olacaktır. Böylece Türkiye'nin ABD-İsrail çizgisine girmeyen diğer tüm kesimleri bu kutuplaştırma siyasetiyle pasifize edilmek isteniyor. Yani ortada çok büyük bir toplumsal mühendislik var. AKP ile Cemaat 11 yıllık dostluklarıyla da ABD çıkarlarına uygun hareket ediyorlardı, kavgalarıyla da ABD çıkarlarına hizmet ediyorlar. Böyle bir durumda Türk milletine düşen ayık olmaktır, küresel tuzaklara düşmemektir. Bunu en azından bu sefer başarmak durumundayız. Yoksa millet olarak uçurumdan aşağı düşmemize pek bir zaman kalmadı. Allah vatanımızı, milletimizi korusun.