Geri sayıma devam ettiğimiz seçimler için AKP cephesi neredeyse her gün yeni bir kararla vatandaşların karşısına çıkıyor.
Son açıklanan (a)sosyal konut projesi de bunlardan biri. Hemen ardından hâlihazırda TOKİ'ye taksit ödemesi olanlara yüzde 25 indirim yapılması kararı geldi.
Emeklilikte yaşa takılanlar sorunu ve yılsonunda asgari ücrete beklentilerin üstünde zam yapılması gibi ekonomiye tekabül eden kararların yanında, bir taraftan dış politikada Ukrayna savaşında Ankara'nın da rol aldığı esir takası gibi adımlar atılırken iç politikada ise eriyen AKP oylarının geri toparlanabilmesi için peş peşe girişimler geliyor.
Devamları da gelecek. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan, işini şansa bırakmak istemiyor.
Peki ya muhalefet?
Ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.
Dün Cuma namazı çıkışında gazetecilerin muhalefetin adayı kim olacak şeklindeki sorusunu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konu bizim derdimiz değil, onların derdi niye bizi gersin ki. Biz kararlı bir şekilde onlar da kararsız bir şekilde yolumuza devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Belki de önüne her gün yenisi gelen anketlerle kamuoyunun nabzını çok yakından takip ettiğini bildiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanıtındaki 'kararlı ve kararsız' kelimeleri dikkat çekici.
Erdoğan'ın bu nitelemeleri, iktidar cephesinde seçmen nezdinde Cumhur İttifakı'nın 'kararlı', muhalefet cephesinin ise 'kararsız' olarak görüldüğünün ifadesi olabilir.
Doğruluk payı da yok değil…
Görünen o ki seçimlere 7-8 ay kalmışken muhalefet cephesi kendini toparlayıp, seçmenin karşısına 'kararlı' bir şekilde çıkamazsa durum vahim.
Durum vahim, çünkü 6'lı masanın etrafında oturan muhalefet partilerinin ortak paydaları o kadar az ki. Muhalefetin kararlı bir duruş ortaya koyup seçmene güven verebilmelerinin önündeki en büyük engel de bu maalesef…
Üstelik Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha en etkili hamlelerini yapmış bile değil. En etkili hamlelerin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından en sona saklandığından emin olabilirsiniz.
Bu etkili hamlelerden birinin ayak sesleri duyulmaya başladı bile.
Bahsettiğim o etkili hamle KKTC'nin birkaç ülke tarafından tanınması olabilir.
BM 77'inci Genel Kurul konuşmasında uluslararası toplumu bir an önce KKTC'yi tanımaya davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuyu Rusya lideri Putin'le de görüştüğünü açıklamıştı.
Şimdi önümüzdeki aylarda başta Rusya olmak üzere birkaç ülke KKTC'yi resmen tanıma kararı alırlarsa, kolay kolay bulunamayacak bir fırsat yakalayan AKP, içeride aylarca sürecek ve seçime etki etmemesi mümkün olmayan bir zafer havası estirecektir.
Bu bağlamda 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı'yla esen ve liderliğini Bülent Ecevit'in yaptığı CHP'nin 1977 genel seçimlerinde yüzde 41.38'le Türkiye çok partili siyasi tarihinde sol görüşlü bir partinin kazandığı en yüksek oy oranını kazanarak tarihe geçmesini sağlayan rüzgârın benzerini estirmek için iktidar cephesi elinden geleni ardına koymayacaktır.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024