Akran zorbalığı nedir?
Akran zorbalığı, yalnızca bir davranış problemi değil; sevgi, anlayış ve adalet eksikliğinin yansımasıdır. Sessiz kalmak yerine ses olmak, zorbalığı normalleştirmek yerine karşı durmak, daha güvenli ve sağlıklı bir toplumun anahtarıdır.
19.12.2025 15:55:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





Akran zorbalığı, benzer yaş grubundaki çocuklar veya gençler arasında, bir kişinin başka bir kişiye bilerek, sürekli ve güç dengesizliği yaratarak zarar vermesi durumudur. Bu zarar yalnızca fiziksel olmak zorunda değildir; sözler, bakışlar, dışlama ya da dijital ortamda yapılan davranışlar da akran zorbalığının parçası olabilir. Zorbalığın en belirgin özelliği, mağdurun kendini savunmakta zorlanmasıdır.
Akran zorbalığı çoğu zaman "şaka" kılığına girer. Oysa şaka, iki tarafı da güldürürken; zorbalık yalnızca yapanı rahatlatır, maruz kalanı ise incitir. Sürekli alay edilmek, lakap takılması, tehdit edilmek, sosyal ortamlardan dışlanmak ya da internette küçük düşürücü paylaşımlara maruz kalmak, bireyin kendine olan güvenini derinden sarsar.
Bu tür zorbalık, mağdur üzerinde uzun vadeli etkiler bırakabilir. Kaygı, içe kapanma, okul başarısında düşüş ve hatta depresyon gibi sonuçlar ortaya çıkabilir. Sessiz kalan çocuklar çoğu zaman "dayanırsam geçer" diye düşünür; ancak zorbalık, görmezden gelindikçe güçlenir. Bu nedenle akran zorbalığı bireysel değil, toplumsal bir sorundur.
Zorbalığı önlemenin ilk adımı fark etmektir. Öğrencilerin empati kurmayı öğrenmesi, öğretmenlerin ve ailelerin çocukları yargılamadan dinlemesi büyük önem taşır. Güçlü olanın değil, haklı olanın desteklendiği bir ortamda zorbalık barınamaz.
Akran zorbalığı çoğu zaman "şaka" kılığına girer. Oysa şaka, iki tarafı da güldürürken; zorbalık yalnızca yapanı rahatlatır, maruz kalanı ise incitir. Sürekli alay edilmek, lakap takılması, tehdit edilmek, sosyal ortamlardan dışlanmak ya da internette küçük düşürücü paylaşımlara maruz kalmak, bireyin kendine olan güvenini derinden sarsar.
Bu tür zorbalık, mağdur üzerinde uzun vadeli etkiler bırakabilir. Kaygı, içe kapanma, okul başarısında düşüş ve hatta depresyon gibi sonuçlar ortaya çıkabilir. Sessiz kalan çocuklar çoğu zaman "dayanırsam geçer" diye düşünür; ancak zorbalık, görmezden gelindikçe güçlenir. Bu nedenle akran zorbalığı bireysel değil, toplumsal bir sorundur.
Zorbalığı önlemenin ilk adımı fark etmektir. Öğrencilerin empati kurmayı öğrenmesi, öğretmenlerin ve ailelerin çocukları yargılamadan dinlemesi büyük önem taşır. Güçlü olanın değil, haklı olanın desteklendiği bir ortamda zorbalık barınamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.

















































































