Algı operasyonu

İstiyorlar ki;

onların istediği gibi konuşalım,

onların istediği gibi düşünelim,

onların istediği yere bakalım.

Hepimize bir at gözlüğü takıp istedikleri gibi bizi yönlendirmek istiyorlar.

Gayet de başarılılar. Uzun yıllardır yaptıkları da zaten bu değil mi!

AKP Konya Milletvekili Cem Zorlu da, "Çoban ile başbakanın farkı yok, biri sürüyü biri halkı yönetiyor!" diyerek durumu özetliyor.

Evet... Hepimize koyun sürüsü muamelesi yapılıyor.

 

* * *

 

Yaklaşan seçimler öncesi aynı taktik sahnede.

Aman vatandaş farklı yönlere bakmasın, aman vatandaş milli bir duruşa sahip olan kadroları görmesin!..

Tek dertleri bu!

Ekranları işgal etmiş yaklaşık 15-20 kişilik bir ekip var. Hangi kanalı açsanız karşınızda bu ekipten elemanlar var.

Görevleri yukarıda anlattığımız algı operasyonunu yürütmek.

Tartıştıkları, gündemde tutmaya çalıştıkları başlıca konular şunlar:

1- Başkanlık sistemi

2- Yeni anayasa

3- Çözüm süreci

4- HDP barajı geçer mi, geçmez mi?

5- Paralel yapı

 

* * *

 

Bu konuların hiçbirinin bu millete ve devlete zerre faydası yok. Bırakın faydayı bunların tamamı Türkiye'nin milli bütünlüğünü yok edecek yani Türkiye'yi bölecek, yok edecek başlıklar.

Vatandaş borç batağına saplanmış, cari açık katlanarak artmış, dolar almış başını gidiyor? Operasyon ekibinden hiçbiri bu konularla ilgilenmiyor.

Neden?

Çünkü ellerine tutuşturulan konu başlıkları arasında bunlar yok.

Onların derdi vatandaşı ölüm projelerine razı etmek, bunu yaparken de gerçekleri görmesini engellemek.

O gerçek nedir?

O gerçeğin adı Milli Ekonomi Modeli'dir.

O gerçeğin adı Bağımsız Türkiye Partisi'dir.

O gerçeğin adı Prof. Dr. Haydar Baş'tır.

İşte ekran ekran dolaşarak algı operasyonu görevini yerine getirenler vatandaşların bu gerçeklerle buluşmasını engellemek istiyor.

 

* * *

 

Tabi burada artık vatandaşa da büyük görev düşüyor.

Vatandaşın da aklını başına alıp gayri milli akımların zihinlerine operasyon yapmalarına artık izin vermemeleri gerekiyor.

Sorumluluğun büyüğü bu saatten sonra millettedir!

Zira Türkiye'nin felaketine giden adımlar, yıllardır milletin verdiği destekle atılıyor.

Bu saatten sonra yapılacak yanlışların telafisi yoktur.

Yazımızı Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Eser de takdir de milletin" başlıklı yazısının final cümlesiyle bitirelim.

Şöyle diyor Haydar hoca: "Haziran ayındaki seçimlerde, aynı masalı dinlerseniz bir daha seçme şansınız dahi olmayabilir. Takdir sizin?"

Evet? Eser de takdir de milletin.

Zira kendi düşen ağlamaz daha doğrusu ağlamamalı!

Saygılar?