Berlin - Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi, Berlin İdare Mahkemesi'nin, Müslüman öğrencilerin okulda ders saati dışında namaz kılmasına izin veren kararını bozdu.
Berlin - Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi, başkentin Wedding semtindeki Diesterweg Gymnasium öğrencilerinden Yunus M.'nin okulda öğle namazı kılmasına izin vermedi. Böylelikle Berlin İdare Mahkemesi'nin öğrencinin bu yöndeki isteğini olumlu karşılayan kararı bozuldu. Berlin İdare Mahkemesi, 29 Eylül 2009 tarihinde aldığı kararına gerekçe olarak Anayasa'nın din özgürlüğü ile ilgili maddesini göstermişti. Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi ise kararında devletin eğitim ve öğretim görevinin altının çizdi. Mahkeme Basın Sözcüsü Christiane Scheerhorn, 'din özgürlüğü ile devletin eğitim görevinin tartıldığını ve din özgürlüğünün aleyhine karar verildiğini' belirtti.
Hedef hoşgörü ortamı yaratmakBerlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi kararında Diesterweg Gymnasium'da okuyan öğrencilerin sosyal yapısını dikkate aldı. Okulda farklı dinlere mensup, 29 ülkeden öğrenci okuyor. Berlin Eyaleti Eğitim Bakanlığı'nın avukatı Margarete Mühl-Jaeckel, Berlin İdare Mahkemesi'nin kararına itiraz etmelerinin nedenlerinden birinin okulun sosyal durumunun bu kararda yeterince dikkate alınmaması olduğunu söyledi. Okulda öğrencilerin farklı inançlara ve kökene sahip olduğunu hatırlatan Mühl-Jaeckel, okulun görevinin öğrencilere, birbirlerine hoşgörü ve anlayışla davranmaları ve farklı düşüncelere sahip olan insanlara karşı nasıl bir tutum izlemeleri gerektiğini öğretecek bir ortam yaratmak olduğunu söyledi.
Okulda sosyal baskıOkul Müdiresi Brigitte Burchardt da, duruşma sırasında okulda karşılaştıkları sorunları dile getirdi. Burchardt, Müslüman öğrenciler arasında bile çatışma yaşanabildiğine işaret etti. Burchardt, "Ramazan ayında öğrenciler (diğer öğrenciler tarafından) denetlenerek, oruç tutup, tutmadıkları soruluyor. 'Ne yani şimdi sen yemek mi yiyorsun?' şeklindeki bir soru benim için sosyal denetim anlamına geliyor, öğrenciler sosyal baskıya maruz kalıyor" şeklinde konuştu.
Tarafsızlık vurgusuBerlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi kararında, okulda açık bir şekilde ibadet edilmesinin, farklı dinlere ve kültürlere sahip öğrenciler arasında sorunlara yol açabileceğine dikkat çekti. Bu çerçevede öncelikli hedefin okulda huzurun sağlanması olduğu vurgulandı. Bunun da okulda din ve inanç konusunda tarafsızlık ile sağlanabileceği kaydedildi. Berlin İdare Mahkemesi'nin aldığı kararın bozulması okul yönetimi ve Berlin Eyalet Eğitim Bakanlığı tarafından memnuniyetle karşılandı. Bakanlık Basın Sözcüsü Jens Stiller kararı şu şeklide değerlendirdi: "Kuşkusuz Eğitim Bakanlığı bu kararı memnuiyetle karşıladı. Argümanlarımızın kabul edilmesi de memnuniyet yarattı. Karar, benzer bir sorunla karşılaşan Berlin'deki diğer okulların da işini mutlaka kolaylaştıracaktır."
Temyiz yolu açıkBerlin Eyaleti Eğitim Bakanlığı'nın öne sürdüğü argümanlar arasında öğle namazının kazaya bırakılabileceği ve Yunus M.'nin yeterince dindar olmadığı da bulunuyordu. Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi kararında bir üst mahkemeye temyize gidilebileceğini de kaydetti. Karar açıklanırken mahkeme salonuna gelmeyen Yunus M. ve avukatı Bülent Yaşar'ın temyize gidip, gitmeyeceği ise henüz bilinmiyor.
Berlin - Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi, başkentin Wedding semtindeki Diesterweg Gymnasium öğrencilerinden Yunus M.'nin okulda öğle namazı kılmasına izin vermedi. Böylelikle Berlin İdare Mahkemesi'nin öğrencinin bu yöndeki isteğini olumlu karşılayan kararı bozuldu. Berlin İdare Mahkemesi, 29 Eylül 2009 tarihinde aldığı kararına gerekçe olarak Anayasa'nın din özgürlüğü ile ilgili maddesini göstermişti. Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi ise kararında devletin eğitim ve öğretim görevinin altının çizdi. Mahkeme Basın Sözcüsü Christiane Scheerhorn, 'din özgürlüğü ile devletin eğitim görevinin tartıldığını ve din özgürlüğünün aleyhine karar verildiğini' belirtti.
Hedef hoşgörü ortamı yaratmakBerlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi kararında Diesterweg Gymnasium'da okuyan öğrencilerin sosyal yapısını dikkate aldı. Okulda farklı dinlere mensup, 29 ülkeden öğrenci okuyor. Berlin Eyaleti Eğitim Bakanlığı'nın avukatı Margarete Mühl-Jaeckel, Berlin İdare Mahkemesi'nin kararına itiraz etmelerinin nedenlerinden birinin okulun sosyal durumunun bu kararda yeterince dikkate alınmaması olduğunu söyledi. Okulda öğrencilerin farklı inançlara ve kökene sahip olduğunu hatırlatan Mühl-Jaeckel, okulun görevinin öğrencilere, birbirlerine hoşgörü ve anlayışla davranmaları ve farklı düşüncelere sahip olan insanlara karşı nasıl bir tutum izlemeleri gerektiğini öğretecek bir ortam yaratmak olduğunu söyledi.
Okulda sosyal baskıOkul Müdiresi Brigitte Burchardt da, duruşma sırasında okulda karşılaştıkları sorunları dile getirdi. Burchardt, Müslüman öğrenciler arasında bile çatışma yaşanabildiğine işaret etti. Burchardt, "Ramazan ayında öğrenciler (diğer öğrenciler tarafından) denetlenerek, oruç tutup, tutmadıkları soruluyor. 'Ne yani şimdi sen yemek mi yiyorsun?' şeklindeki bir soru benim için sosyal denetim anlamına geliyor, öğrenciler sosyal baskıya maruz kalıyor" şeklinde konuştu.
Tarafsızlık vurgusuBerlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi kararında, okulda açık bir şekilde ibadet edilmesinin, farklı dinlere ve kültürlere sahip öğrenciler arasında sorunlara yol açabileceğine dikkat çekti. Bu çerçevede öncelikli hedefin okulda huzurun sağlanması olduğu vurgulandı. Bunun da okulda din ve inanç konusunda tarafsızlık ile sağlanabileceği kaydedildi. Berlin İdare Mahkemesi'nin aldığı kararın bozulması okul yönetimi ve Berlin Eyalet Eğitim Bakanlığı tarafından memnuniyetle karşılandı. Bakanlık Basın Sözcüsü Jens Stiller kararı şu şeklide değerlendirdi: "Kuşkusuz Eğitim Bakanlığı bu kararı memnuiyetle karşıladı. Argümanlarımızın kabul edilmesi de memnuniyet yarattı. Karar, benzer bir sorunla karşılaşan Berlin'deki diğer okulların da işini mutlaka kolaylaştıracaktır."
Temyiz yolu açıkBerlin Eyaleti Eğitim Bakanlığı'nın öne sürdüğü argümanlar arasında öğle namazının kazaya bırakılabileceği ve Yunus M.'nin yeterince dindar olmadığı da bulunuyordu. Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi kararında bir üst mahkemeye temyize gidilebileceğini de kaydetti. Karar açıklanırken mahkeme salonuna gelmeyen Yunus M. ve avukatı Bülent Yaşar'ın temyize gidip, gitmeyeceği ise henüz bilinmiyor.