Fişinizi yanınıza almadan evinizden dışarı adımınızı atmayın.
Yooo. Reklam falan değil.
Bilmem nereye danışmadan paranıza yön vermeyin diye bir reklam vardı ya, o, bu değil.
Bu bir dost nasihati.
Fişsiz dışarı adım atmayın.
Eskiden kimliksiz dışarı çıkmamak modaydı, şimdi fiş kimliğin yerini aldı.
Yani, fişimiz kimliğimiz oldu.
KDV de herşeyimiz.
Ekonominin dibe vurmak şöyle dursun, çukura indiği bir dönemde bazı "kahramanlar" köşe bucak yoklama yapıyorlar.
Ani baskınlar yapıyorlar.
Kontrataklarda bulunuyorlar.
Gerilla taktiklerini aratmayacak opereyşınler düzenliyorlar.
Sebep;
vergi kaçıranı
savurup saçıranı yakalamak.
Vergi kaçırmak yerine keçileri kaçırmak suç değil.
Uzmanlar iş başında.
Bazı mimlenmiş kurum ve kuruluşlar var, sadece onların etrafında akbabalar gibi dolaşıp duruyorlar.
İki yılda dünya devi olanların mahallelerinden bile izinsiz geçmeleri yasak.
Bankalar hortumlanırken horul horul uyuyanlar, dev gibi uyandılar ve kapılara dayandılar.
Dayanın beyler dayanın.
İster kavrulun ister yanın.
Benden söylemesi, fişiniz yanınızda yokken sakın ha, sokağa çıkmayın.
Elektrik fişi değil ha.
Mesela yeni giydiğiniz donun fişini, don eskiyene kadar yanınızda bulundurmayı ihmal etmeyin.
Sonra hiç beklenmedik bir yerde ve pek uygun olmayan bir pozisyonda bir "görevli" yolunuzu keser;
- Göster!
- Efendim!
- Anlamadım numaraları yapma, göster!
- Neyi beyefendi?
- Ya fişi, ya da donu.
- Niye?
- Donuna bakacağım, donuna.
- Sana ne benim donumdan?
- Bana soru sorma, donuna bakacağım, eskiyse sorun yok. Yeni ise ve bir de fişi yanında yoksa yandın işte!
Siz gülün bakayım.
Gülün, gülün.
Ha bir de kaçak çalışan tuvaletlere sakın gitmeyin.
Kayıtlı olması yetmez, çıkarken de fişinizi mutlaka alın.
Büyük, küçük, farketmez.
Bitmedi, evde dolabınızda fişi olmayan hıyar, patlıcan, domates de bulundurmayın.
Zeytin, peynir, helva için de geçerli bu ikazım.
Hiç beklenmedik bir zamanda, hiç beklenmedik bir saatte kapınızın zili çalar ve "görevliler" gelir.
Sadece hıyarı, peyniri, domatesi alsalar iyi, incelemek için dolabınızı bile götürebilirler.
Aman götürsünler mi dediniz?
Onlar götürmüyor, size taşıttırıyorlar.
Sırtınızda koca buzdolabı.
Merdivenlerden aşağı zangır zungur, neredesin Zati Sungur, iniyorsunuz.
Zor iniyorsunuz.
Mahalledeki sineklerin bile ne yaptığını bilen Rıza efendi kapıda:
- Hayrola Nuri efendi, servise mi?
- Yok, yok Rıza efendi. Kontrole, kontrole.
- Allah, Allah. Bu servisler de bir tuhaf oldu. Dolapları evlerde niye kontrol etmezler ki?
- Bu o değil Rıza efendi.
Anlat Rıza efendiye derdini, tabi anlatabilirsen.
Neye yanarsınız?
Dolabın gittiğine mi?
Dolabında fişsiz hıyar saklayan komşu diye adınızın çıkmasına mı?
Canım güzel hıyarların gittiğine mi?
Ama ona yanmayın. Piyasada bolca var.
Boy, boy.
Çeşit, çeşit.
Aman siz siz olun fişsiz ne bir don alın, ne bir kaçak WC'ye gidin, ne de evinizde hıyar, marul, maydanoz saklayın.
Benden söylemesi.
Hiç dikkat ettiniz mi?
Ülkemizde yıllarca insan yetiştiren ve hiç bir kanunsuzluğa adı karışmamış onca vakıf "irtica" bahanesiyle kapatılıp, yetkilileri hakkında yasal işlem yaptırılırken, tam da bu süreçte yabancı menşeli bir sürü "Vakıf" ülkemizde türedi.
Her birinin ihaneti müseccel, ülkemiz aleyhine çalıştığı apaçık ortada olmasına rağmen kimsenin sesi çıkmıyor.
Yanılıyor muyum?
Yooo. Reklam falan değil.
Bilmem nereye danışmadan paranıza yön vermeyin diye bir reklam vardı ya, o, bu değil.
Bu bir dost nasihati.
Fişsiz dışarı adım atmayın.
Eskiden kimliksiz dışarı çıkmamak modaydı, şimdi fiş kimliğin yerini aldı.
Yani, fişimiz kimliğimiz oldu.
KDV de herşeyimiz.
Ekonominin dibe vurmak şöyle dursun, çukura indiği bir dönemde bazı "kahramanlar" köşe bucak yoklama yapıyorlar.
Ani baskınlar yapıyorlar.
Kontrataklarda bulunuyorlar.
Gerilla taktiklerini aratmayacak opereyşınler düzenliyorlar.
Sebep;
vergi kaçıranı
savurup saçıranı yakalamak.
Vergi kaçırmak yerine keçileri kaçırmak suç değil.
Uzmanlar iş başında.
Bazı mimlenmiş kurum ve kuruluşlar var, sadece onların etrafında akbabalar gibi dolaşıp duruyorlar.
İki yılda dünya devi olanların mahallelerinden bile izinsiz geçmeleri yasak.
Bankalar hortumlanırken horul horul uyuyanlar, dev gibi uyandılar ve kapılara dayandılar.
Dayanın beyler dayanın.
İster kavrulun ister yanın.
Benden söylemesi, fişiniz yanınızda yokken sakın ha, sokağa çıkmayın.
Elektrik fişi değil ha.
Mesela yeni giydiğiniz donun fişini, don eskiyene kadar yanınızda bulundurmayı ihmal etmeyin.
Sonra hiç beklenmedik bir yerde ve pek uygun olmayan bir pozisyonda bir "görevli" yolunuzu keser;
- Göster!
- Efendim!
- Anlamadım numaraları yapma, göster!
- Neyi beyefendi?
- Ya fişi, ya da donu.
- Niye?
- Donuna bakacağım, donuna.
- Sana ne benim donumdan?
- Bana soru sorma, donuna bakacağım, eskiyse sorun yok. Yeni ise ve bir de fişi yanında yoksa yandın işte!
Siz gülün bakayım.
Gülün, gülün.
Ha bir de kaçak çalışan tuvaletlere sakın gitmeyin.
Kayıtlı olması yetmez, çıkarken de fişinizi mutlaka alın.
Büyük, küçük, farketmez.
Bitmedi, evde dolabınızda fişi olmayan hıyar, patlıcan, domates de bulundurmayın.
Zeytin, peynir, helva için de geçerli bu ikazım.
Hiç beklenmedik bir zamanda, hiç beklenmedik bir saatte kapınızın zili çalar ve "görevliler" gelir.
Sadece hıyarı, peyniri, domatesi alsalar iyi, incelemek için dolabınızı bile götürebilirler.
Aman götürsünler mi dediniz?
Onlar götürmüyor, size taşıttırıyorlar.
Sırtınızda koca buzdolabı.
Merdivenlerden aşağı zangır zungur, neredesin Zati Sungur, iniyorsunuz.
Zor iniyorsunuz.
Mahalledeki sineklerin bile ne yaptığını bilen Rıza efendi kapıda:
- Hayrola Nuri efendi, servise mi?
- Yok, yok Rıza efendi. Kontrole, kontrole.
- Allah, Allah. Bu servisler de bir tuhaf oldu. Dolapları evlerde niye kontrol etmezler ki?
- Bu o değil Rıza efendi.
Anlat Rıza efendiye derdini, tabi anlatabilirsen.
Neye yanarsınız?
Dolabın gittiğine mi?
Dolabında fişsiz hıyar saklayan komşu diye adınızın çıkmasına mı?
Canım güzel hıyarların gittiğine mi?
Ama ona yanmayın. Piyasada bolca var.
Boy, boy.
Çeşit, çeşit.
Aman siz siz olun fişsiz ne bir don alın, ne bir kaçak WC'ye gidin, ne de evinizde hıyar, marul, maydanoz saklayın.
Benden söylemesi.
Hiç dikkat ettiniz mi?
Ülkemizde yıllarca insan yetiştiren ve hiç bir kanunsuzluğa adı karışmamış onca vakıf "irtica" bahanesiyle kapatılıp, yetkilileri hakkında yasal işlem yaptırılırken, tam da bu süreçte yabancı menşeli bir sürü "Vakıf" ülkemizde türedi.
Her birinin ihaneti müseccel, ülkemiz aleyhine çalıştığı apaçık ortada olmasına rağmen kimsenin sesi çıkmıyor.
Yanılıyor muyum?
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024