Irak merkezi hükümetinin lideri Maliki, Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin Türkiye’ye petrol satışını yasa dışı ilan etti. Irak liderinin yasadışı olarak ifade ettiği bu satış bize, Irak liderinin iktidara geliş sürecini hatırlattı.
Irak, Saddam idaresinde yıllarca ABD adına hareket etmişti.
Saddam’ın Kuveyt çıkarmasına izin veren ABD, daha sonra bölgedeki Şii ve Sünni çatışmalarını körüklemek maksadı ile uzun süren Irak - İran savaşını silah satışları ile desteklemişti.
Birleşik Devletler, Saddam ile yolları ayırma kararı aldığında, Saddam ülkesinde istenmeyen kişi ilan edilmişti.
Bir bayram sabahı da asılarak idam edildi.
Bundan sonra Irak üç bölgeye ayrılmış, yani Irak fiilen parçalanmıştır.
Maliki, ömrünü ABD adına harcayan ve onun ipi ile asılan bir liderden sonra yine ABD eli ile iktidar koltuğuna oturtulan bir liderdir.
Yani Maliki önündeki kötü örneği gördüğü halde geçici menfaatlere tamah ederek bu koltuğu kapmıştır.
Kendisi de ABD’nin sivil darbesinden sonra ve onun adına iktidara geldiği için, ağzından “hukuka uygunluk” veya “aykırılık” ifadelerini duymak garip geliyor.
Saddam sonrası üçe ayrılan Irak’ta Kürt yönetiminin elinde bulunan Kuzey Irak, zengin petrol rezervlerinin olduğu kısımdır.
Fiilen kurulan Kürt devleti, malum Türkiye’nin güneydoğusunu da içine alacak geniş bir bölgede hakimiyet kurmak istiyor.
İsrail’in Arz-ı Mev’ud (Vadedilmiş Topraklar) hayali herkesçe biliniyor. Buna göre, Türkiye’nin güneydoğusu Arz-ı Mev’ud sınırlarının da içinde yer alıyor.
İsrail amacına ulaşmak için Türkiye’nin elindeki toprakları elde etmek yerine parçalanmış Irak’ın kuzey kesiminde yeni kurulmuş bir devletçikten bu vaadi elde etmeyi elbette ki tercih edecektir.
Öyleyse Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinin ardında ABD’nin yanında menfaatleri benzeşen İsrail de var.
Kuzey kesim işte bu ABD ve İsrail desteği ile Irak merkezi yönetimine sormadan bağımsız hareket etmeye başlamıştır.
Burada Türkiye’nin yapmak istediği anlaşılamamaktadır.
Türkiye, Güneydoğusunu kaybedeceği bir planda yer almakta hatta onu yaptığı ticari hamlelerle desteklemektedir.
Gelişmeler Türkiye’nin zararına olmasına rağmen izlenen siyaset endişe vericidir.
Irak, Saddam idaresinde yıllarca ABD adına hareket etmişti.
Saddam’ın Kuveyt çıkarmasına izin veren ABD, daha sonra bölgedeki Şii ve Sünni çatışmalarını körüklemek maksadı ile uzun süren Irak - İran savaşını silah satışları ile desteklemişti.
Birleşik Devletler, Saddam ile yolları ayırma kararı aldığında, Saddam ülkesinde istenmeyen kişi ilan edilmişti.
Bir bayram sabahı da asılarak idam edildi.
Bundan sonra Irak üç bölgeye ayrılmış, yani Irak fiilen parçalanmıştır.
Maliki, ömrünü ABD adına harcayan ve onun ipi ile asılan bir liderden sonra yine ABD eli ile iktidar koltuğuna oturtulan bir liderdir.
Yani Maliki önündeki kötü örneği gördüğü halde geçici menfaatlere tamah ederek bu koltuğu kapmıştır.
Kendisi de ABD’nin sivil darbesinden sonra ve onun adına iktidara geldiği için, ağzından “hukuka uygunluk” veya “aykırılık” ifadelerini duymak garip geliyor.
Saddam sonrası üçe ayrılan Irak’ta Kürt yönetiminin elinde bulunan Kuzey Irak, zengin petrol rezervlerinin olduğu kısımdır.
Fiilen kurulan Kürt devleti, malum Türkiye’nin güneydoğusunu da içine alacak geniş bir bölgede hakimiyet kurmak istiyor.
İsrail’in Arz-ı Mev’ud (Vadedilmiş Topraklar) hayali herkesçe biliniyor. Buna göre, Türkiye’nin güneydoğusu Arz-ı Mev’ud sınırlarının da içinde yer alıyor.
İsrail amacına ulaşmak için Türkiye’nin elindeki toprakları elde etmek yerine parçalanmış Irak’ın kuzey kesiminde yeni kurulmuş bir devletçikten bu vaadi elde etmeyi elbette ki tercih edecektir.
Öyleyse Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinin ardında ABD’nin yanında menfaatleri benzeşen İsrail de var.
Kuzey kesim işte bu ABD ve İsrail desteği ile Irak merkezi yönetimine sormadan bağımsız hareket etmeye başlamıştır.
Burada Türkiye’nin yapmak istediği anlaşılamamaktadır.
Türkiye, Güneydoğusunu kaybedeceği bir planda yer almakta hatta onu yaptığı ticari hamlelerle desteklemektedir.
Gelişmeler Türkiye’nin zararına olmasına rağmen izlenen siyaset endişe vericidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018