Ankara-Atina hattında tansiyon düşüyor
Temmuz ayından bu yana gerilim yaşayan Ankara-Atina hattında ilk üst düzey ikili görüşme Slovakya'da gerçekleşti. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Yunan mevkidaşı Dendias'ın Doğu Akdeniz geriliminin masaya yatırdığı toplantıda istikşafi görüşmelerin yapılmasında mutabakat sağlandığı ifade edildi
08.10.2020 19:26:00
Üç ayı aşkın bir süredir Doğu Akdeniz'de gerilim yaşayan ve zaman zaman çatışmanın eşiğinden dönen Türkiye ile Yunanistan arasında ilk üst düzey temas, Slovakya'nın başkenti Bratislava'da düzenlenen Küresel Güvenlik Forumu'nda (GLOBSEC) dün gerçekleşti. Küresel Güvenlik Forumu'na katılmak üzere Bratislava'ya giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ikili ve bölgesel meseleleri görüşmek üzere Yunan mevkidaşı Nikos Dendias'la bir araya geldi. Çavuşoğlu, Yunan mevkidaşı ile yaptığı görüşmede ikili konular başta olmak üzere Doğu Akdeniz ve Kıbrıs adası çevresinde ortaya çıkan anlaşmazlık konularını ele aldı. Görüşme çok kısa sürmüş olsa da Temmuz'dan bu yana gerçekleşen en üst düzey temas olması açısından önem arzediyor. Birkaç dakika süren görüşmede, istikşafi görüşmelerin yapılmasında mutabakat sağlandığı ve ayrıca KKTC topraklarında 46 yıldır kapalı halde bulunan Maraş'ın açılmasıyla ilgili konunun da görüşüldüğü ifade edildi. Ancak henüz iki taraftan da resmi bir açıklama yapılmadı. Bakan Çavuşoğlu görüşmeyle ilgili yaptığı açıklamada, "Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias ile görüştük. İstikşafi görüşmeler ve güven artırıcı önlemlerle ilgili toplantıların tarihleri önümüzdeki günlerde belirleyeceğiz" ifadelerini kullandı. Öte yandan Associated Press büro şefi Elena Becatoros'un Çavuşoğlu ile Dendias görüşmesini 'neredeyse neşeli' şeklinde değerlendirmesi dikkatlerden kaçmadı. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Becatoros, 'Dendias-Çavuşoğlu görüşmesi neredeyse neşeli bir atmosfer gösteriyor' ifadelerini kullandı.
İstikşafi görüşmeler 4 yıldır yapılamadı
Ankara ile Atina arasında gerilimin azaltılabilmesi için en önemli gündem maddesini, her iki tarafın daha önce açıkladığı istikşafi görüşme süreci oluşturuyor. Doğu Akdeniz'de iki ülke arasında yaşanan gerilimin ardından istenmeyen olaylar ve kaza riskini azaltmayı amaçlayan mekanizma kurulmuştu. İki ülke arasında 2002'de başlatılan istikşafi görüşmelerin sonuncusu olan 60. tur, 1 Mart 2016'da Atina'da yapılmıştı. Bu tarihten sonra iki ülke arasındaki görüşmeler, siyasi istişareler formatında devam etmiş ancak istikşafi çerçeveye dönmemişti. AB dönem başkanı Almanya'nın girişimleri sonucu Ankara ve Atina, 22 Eylül'de yaptıkları ayrı ayrı açıklamalarla 2016'da askıya alınan istikşafi görüşmelerin yakın bir gelecekte İstanbul'da yapılacağını duyurmuşlardı. Taraflar, görüşmelerin çerçevesi konusunda teknik müzakerelerde bulunuyorlardı. Diplomatik kaynaklara göre, görüşmelerin çerçevesi konusunda bir uzlaşıya varılması durumunda iki ülke dışişleri bakanlıkları ortak bir açıklamayla sürecin hangi tarihte ve nasıl yürütüleceğini duyuracaklar. Yunanistan, görüşmelerin sadece kıta sahanlığının belirlenmesi konusuyla sınırlı kalmasını, Türkiye ise hava sahası, aidiyeti belirsiz ada ve adacıkların statüsü, arama-kurtarma bölgelerinin netleştirilmesi ve silahlandırılan Yunan adaları konusunu da gündeme gelmesini istiyor. 1 Mart 2016'da yapılan son toplantı Atina'da gerçekleştirildiği için Büyükelçi Pavlos Apostolidis liderliğindeki Yunan heyetinin 61. tur istikşafi görüşmeler için İstanbul'a gelmesi bekleniyor. Görüşmelerde Türkiye'yi temsilen bakanlığın İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes'in yer alması öngörülüyor.
'Eylemlerimiz bir zorunluluk'
Yunan mevkidaşı Nikos Dendias'la görüşmesinin ardından Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Forum kapsamında düzenlenen "Türkiye'nin Bölgesel ve Küresel Güvenlikteki Rolü" konulu söyleşiye katılarak önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin dış politikasındaki öncelikleri anlamak için, etrafında son 10 yılda neler yaşandığına bakılması gerektiğini söyledi. Çok sayıda değişkenin meydana geldiğini kaydeden Çavuşoğlu, terör, birçok ülkenin yüzleşmek zorunda kaldığı yabacı terörist savaşçılar gibi konulara dikkati çekerek, Türkiye'nin 125 ülkeden yabancı terörist savaşçı yakaladığını ifade etti. Çavuşoğlu, düzensiz göç, sığınmacı ve donmuş ihtilafların Türkiye'nin etrafını kuşattığına işaret ederek, Dağlık Karabağ, Kırım, Osetya, Abhazya gibi donmuş ihtilafların bölgede istikrarı tehdit ettiğinin altını çizdi. Bazı ülkelerin, bölgede birçok ülkenin üzerinde hakkı olduğu hidrokarbon rezervlerini ele geçirme çabasının olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Türkiye'nin eylemleri çoğu zaman bir seçimden ziyade bir zorunluluktur. Biz bu sorunlarla yüzleşmek zorundayız, bu nedenle biz aktif ve girişimciyiz, tabii bizim insani dış politika perspektifimiz de unutulmamalı" diye konuştu.
Rum Büyükelçiye hukuk dersi
Söyleşide Rum Büyükelçisinin "Türkiye'nin Akdeniz'de hak ihlallerinde bulunduğu" iddialarına da yanıt veren Çavuşoğlu, "Hangi kanunun Türk faaliyetlerinin yasa dışı olduğunu belirttiğini merak ediyorum. Bu, yalnızca Rumlara ve AB içerisinde Rumları destekleyen ülkelerin görüşüne göre. Size bir sorum olacak Sayın Büyükelçi; Kıbrıslı Türklerin de Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon kaynaklarda da hakları olduğunu kabul ediyor musunuz? Sizin adınıza cevaplayayım, Lideriniz Nikos Anastasiadis bunu kabul ediyor. Neden eşit gelir paylaşımı sağlamıyorsunuz? Kıbrıs Türklerinin istedikleri son derece adil: Eşit gelir paylaşımı ve 2011, 2012 ve 2019'da öneriler sundular. Bunları neden reddettiniz?" ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta bulunan Türk askerleri konusuna da değinerek, "Tüm bu konular Annan Planı çerçevesinde ve Crans Montana'da müzakere edildi. Kıbrıs Türkleri, Türkiye'nin de desteğiyle referandumda Annan Planı'nı desteklediler esasen. Siz neden 2004'te bunu reddettiniz? Neden 2017'de Crans Montana'daki tüm önerileri reddettiniz? Çünkü Kıbrıslı Türklerle hiçbir şeyi paylaşmak istemiyorsunuz. Bunu Anastasiadis söylüyor, liderleriniz bunu söylüyor. Hiçbir şeyi paylaşmak istemiyorsunuz. Anastasiadis, Kıbrıslı Rumların, Türklerle hastanelerini bile paylaşmak istemediğini söyledi. Bu yüzden bir mutabakata varamıyorlar. Bu yüzden geri adım atmak zorunda kaldı. Yani, siz kendi usulsüzlüklerinize bakın, Kıbrıslı Türklerin haklarına yönelik ihlallerinize. Türkiye Kıbrıs'ta garantörlerden biridir ve Kıbrıslı Türklerin haklarını korumak zorundadır" şeklinde konuştu.