logo
29 MART 2024

Anlaşılmayan ne var bunda?

29.10.2005 00:00:00
Geçenlerde bir zat ulusalcılara ve dolayısıyla da ulusalcılığa dil uzatmıştı. Bir insan altı yıl kendi ulusundan uzak bir yerde yaşarsa ve her fırsatta dünyanın en büyük gücü ve devleti ABD'dir deyip bunu eserlerine de aktarırsa başka ne beklenir ki?Bir başka şey daha var bunda anlaşılması gereken.Haçlı seferlerinin karşısında durabilecek millette iki güç olmak zorundadır; dini ve milli direnç.Ancak ve ancak bu iki duygu en güçlü düzeyde yaşanılırsa Bush'un Crusate/haçlı savaşının karşısında durulabilir.Bu duygulardan önce dinî duygu törpülendi. Bu fakirin yazılarını okuyanlar hatırlayacaktır. Hep şunu demiştim; "Dinlerarası Diyalog" bu milletin dini direncini sıfırlamayı gaye edinmiş çalışmalar mecmuudur diye. Ve eklemiştim, ancak o zaman bu ülke rahatlıkla haçlı işgaline boyun eğdirilebilir. Şunu da demiştim, bütün bu masum görünümlü diyalog çalışmalarının tek gayesi var, o da Müslüman'ın gönlünde imanının gereği var olan haça ve haçlıya tepkiyi, karşı duruşu, direnci sıfırlamak.Sıfırlandı mı? El cevap evet deme noktasına doğru gidiyor ülke. Toplumda, özellikle "bir kesim" haça ve haçlıya acayip bir sevgi besliyor. Aylar önce bir vilayetten beni arayan o vilayetin "temsilcisi" yarım saat bana, Budistlerin ve papazların ne kadar dünya tatlısı insanlar olduğu" anlattı durdu. Çünkü tam üç yıl aralarında kalmışmış. Bir milletin ikinci direnç noktası millî duyarlılık. Yani ulusalcılık. Ne hazin bir haldir ki, dini duyarlılığın yıllardır hem de acımasızca törpülenmesine sessiz ve seyirci kalanlar iş ulusalcılığa gelince galeyana geldi.Buna da şükür. Ama eksik. Vallahi de eksik.İşte ben burada Prof. Dr. Haydar Baş'ı baş tacı etmenin bir görev olduğunu söylüyorum ve söylemekle de kalmıyorum, baş tacı ediyorum.Niye?Çünkü o, yıllardır; "dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür" tezini savunuyor da ondan. Şunu da ekliyordu bu düşüncesine, bu değerlerden biri kaybolursa diğeri ayakta duramaz.Sonunda da bu herşeyi özetleyen cümleyi muhteşem eserine isim de yaptı Prof. Dr Haydar Baş; "DİNÎ VE MİLLÎ BÜTÜNLÜ?ÜMÜZE YÖNELİK TEHDİTLE." Okumayan varsa mutlak okusun bu eseri.Ne denmek istendiği müdellel bir şekilde ortaya konuyor o eserde.Ben de şöyle bir misal verirdim bu konuda; bu ülkede İslam ve değerleri tartışlımaysa başlandıktan sonra ülkenin ulusal bütünlüğü de tartışılmaya başlandı.Dinî hassasiyeti olmayanların ulusalcılığının bir tiyatlar yaklaşım olduğunu da buraya not edeyim.Dinî hassasiyetsiz bir kuvva hareketi olsa olsa bir havva-u civva hareketi olabilir.Biz Kurtuluş Savaşı'nı bu iki değeri aynı ölçüde eş değer tutarak kazandık."Dünya üzerinde İslam ülkesi yoktur" sözünün de sahibi olan söz konusu ulusalcılık karşıtı zatın ikamet ettiği ülke özellikle 11 Eylül sonrası tam bir ulusalcı çizgiye geldi.O ülkeye gidip gelen arkadaşların ifadesi bu.Acayip bir "ABD'li olmanın dayanılmaz yüceliği" havası var ülke insanında.ABD vatandaşı karşılaştığı her askere; "vatanımı koruduğun için sana müteşekkirim" anlamına gelen bir selam veriyormuş.Böyle olmak zorunda, yoksa Irak'ta öldürülen üç bin Cony'nin hesabını veremez Bush.Her taraf ABD bayrağıyla doldurulmuştu saldırı sonrası, hatırlamanız lazım.Kendi varlık şartını ulusalcıkla mümkün görenlerin yutmayı amaçladığı ülkelerde bu duygunun yok olmasını istemesi, hele de bunun için adamlar yetiştirmesinden daha tabii ne olabilir? ABD'yi tek ulus gören için ne başka ulus olabilir, ne de başka ulusalcı.Bunda anlaşılmayacak ne var ki?Ne yazık ki, eriyoruz gündüz gece.Hem de birileri bize kendi kanımıza yalatıp yutturarak yapıyor bunu.Kan bitince ne olur? Ölür.Tez elden ayıkmak nasıp etsin mevla.Nihayetinde bu bir fıkraBaşbakan Ecevit, dış destek aramak için İngiltere'yi ziyarete gitmiş. Ziyareti sırasında Kraliçe tarafından çay içmeye davet edilen Ecevit, kraliçeye kendi liderlik felsefesinin ne olduğunu sormuş. Kraliçe de 'çevremi akıllı insanlarla doldurmak' cevabını vermiş. Ecevit bunun üzerine kraliçeye çevresindeki insanların akıllı olup olmadıklarını nasıl ayırt ettiğini sormuş. Kraliçe, 'onlara doğru soruları sorarak ayırt ediyorum' diye yanıtlamış ve 'izin verin göstereyim' demiş. Hemen Tony Blair'ı aramış ve 'Sayın Başbakan, lütfen bu soruya cevap verin' demiş: "Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var ve bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu?" Tony Blair 'bu benim' diye yanıtlamış. Kraliçe 'doğru, teşekkürler, iyi çalışmalar Sir Blair' demiş. Ecevit, 'majesteleri, çok teşekkür ederim, bu metodunuzu kesinlikle kullanacağım' diyerek oradan ayrılmış. Yurda dönüşünde hemen Hüsamettin Özkan'ı çağırmış. "Hüsamettin, sana soracağım bir soruyu cevaplamanı istiyorum" demiş. Özkan cevap vermiş: "Tabii efendim, nedir?"Ecevit: "Annenin bir çocuğu var, babanın bir çocuğu var, ve bu çocuk senin ne kız ne de erkek kardeşin. Kimdir bu?" Hüsamettin Özkan sağa bakmış sola bakmış düşünmüş taşınmış ve en sonunda: "Efendim bunu biraz düşünüp sonra size cevap versem?" demiş. Ecevit kabul etmiş ve Hüsamettin Özkan vakit kaybetmeden Bakanlar Kurulu'nu toplantıya çağırmış. Saatlerce bu soru üzerinde düşünmüşler, ama kimse bir cevap bulamamış. En sonunda Hüsamettin Özkan işlerinin yoğunluğu nedeniyle toplantıya katılamayan Kemal Derviş'i aramış ve durumu açıkladıktan sonra: "Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var, ve bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu??" Derviş 'bunda bilemeyecek ne var, tabii ki benim!' diye yanıtlamış.Cevabı alan Özkan hemen Ecevit'i aramış: "Cevabı buldum efendim, kim olduğunu biliyorum, Sayın Kemal Derviş!". Ecevit büyük bir hayal kırıklığıyla cevap vermiş:"Yanlış cevap verdin! Doğru cevap Tony Blair idi."Başta Ecevit'in engin hoşgörüsüne sığınarak.
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.