Emevilerin kadrolaşması ilk 3 halife döneminde başlamıştır.
Muaviye'nin Şam valisi yapılması, Peygamberimizin sürgün ettiği Mervan'ın affedilip önemli görevlere getirilmesi sadece bunlardan birkaçıdır.
Ümeyyeoğulları ile ilgili olarak, Hz. Ali'nin ikazları vardır:
"Bilin ki, bana göre sizin için fitnelerin en korkuncu, Ümeyyeoğulları fitnesidir. O fitne kör ve karanlık bir fitnedir. Bu fitneye karşı tedbir yolu görünmez, belası herkesi kaplar."
Bir başka hutbesinde şöyle buyurur:
"Allah'a yemin olsun ki, Ümeyyeoğulları Allah'ın haram kıldıklarından helal etmedikleri bir şey, çözmedikleri bir akit, zulümlerinin girmediği, himayelerinin uğrayıp ayrılmadığı köylerde edilmiş bir ev ve çöllerde bir çadır bırakmayıncaya kadar devam edeceklerdir." (Prof. Dr. Haydar Baş / İmam Hüseyin (a.s.) / sayfa 179-181)
'Ümeyyeoğulları ne peygamberin ne İmam Ali'nin emir ve tavsiyelerine uymayarak Kerbela'daki facianın oluşmasına zemin hazırlamıştır' dersek haksızlık etmemiş oluruz. Yapılanları ve sonuçlarını değerlendirdiğimiz zaman iddiamızın gerçekliğini aklı olanlar anlamalıdır.
KERBELA UNUTULUR MU?
İmam Hüseyin'den (a.s.) sonra bütün evlatlarının ömrü matemle geçmiştir.
Hele bir de İmam Zeynel Abidin (a.s.) var ki o nasıl unutsun. Bütün olaylar onun gözünün önünde cereyan etmiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynel Abidin adlı eserinde "Kerbela gününü unutamayan imam" başlığı altında imamın mateminin boyutunu şöyle dile getiriyor:
Kerbela faciasını hayatı boyunca unutamayacak olan İmam Zeynel Abidin, su içtiği her an İmam Hüseyin'in susuz öldüğünü hatırlayarak ağlardı.
Böyle bir katliamın yüreklerden ve beyinlerden silinmesine izin verilmez. Ne zaman su içmek istese ağlar ve şöyle buyururdu:
"Nasıl ağlamayayım ki, kurda, kuşa, vahşi hayvanlara serbest olan su, babama verilmemiştir."
İmam Bâkır (a.s.) buyurmuştur ki:
"And olsun ki, babam İmam Seccad (as), hayatı boyunca babası İmam Hüseyin'e (as) ağladı. Önüne yemek bırakıldığında mutlaka ağlıyordu. Öyle ki hizmetçilerinden biri İmam'a (a.s.); "Ey Resulullah'ın (sav) Oğlu! Hüznünüzün sona ermesinin zamanı gelmedi mi?" dediğinde.
İmam Zeynel Abidin (a.s.) şöyle buyurdu:
"Yazıklar olsun sana! Yakub'un iki oğlu vardı. Allahu Teala onlardan birini gaybete çektiğinde çok ağladığından dolayı gözleri görmez oldu, hüzünden dolayı saçı ağardı, gam ve kederden dolayı beli büküldü. Oysa oğlu dünyada sağ ve salimdi.
Ama ben babamın, kardeşimin, amcamın ve ailemizden on yedi kişinin yanımda katledildiklerini gözlerimle gördüm. O halde nasıl hüznüm sona erebilir?" (Prof. Dr. Haydar Baş/İmam Zeynel Abidin(a.s.) /sayfa 47-48)
İmam Hüseyin'in (a.s.) matemi için ağlamak hakkında bir hadisi şerifte buyurulur: "Mü'minlerin kalbinde Hüseyin'in (a.s.) ölümü hakkında ebediyen sönmeyecek bir hararet vardır." (İmam Hüseyin, Prof. Dr. Haydar Baş).
Ehl-i Beyt'i anlamaktan uzak olanlara, matemimizle alay edenlere kızmıyorum. Dün biz de bilmezken Haydar Hocamızdan öğrenmeden önce cahiliye hayatımızdayken cahillikler, yanlışlıklar yaptık. Ama yanlıştan dönmek asalettir, cesarettir, zarafettir, affedilmeye sebeptir.
Bilseniz bu matem onlara olan sevginin bedelidir.
Bilseniz bu matemin karşılığında ahirette neler elde edilecek, dünyaya tekrar gelip mateme ortak olmak isteyeceksiniz ama elinize geçmeyecektir.
Fuzuli diyor ki bir beytinde: "Hatıra getir ey Fuzuli, Al-i Aba hâlini, eyle âh! Çünkü âh yıldırımı ile yakılır, harmanlar dolusu günah." (Prof. Dr. Haydar Baş /İmam Hüseyin (a.s.) /Sayfa 879)
(Devam edecek…)
Muaviye'nin Şam valisi yapılması, Peygamberimizin sürgün ettiği Mervan'ın affedilip önemli görevlere getirilmesi sadece bunlardan birkaçıdır.
Ümeyyeoğulları ile ilgili olarak, Hz. Ali'nin ikazları vardır:
"Bilin ki, bana göre sizin için fitnelerin en korkuncu, Ümeyyeoğulları fitnesidir. O fitne kör ve karanlık bir fitnedir. Bu fitneye karşı tedbir yolu görünmez, belası herkesi kaplar."
Bir başka hutbesinde şöyle buyurur:
"Allah'a yemin olsun ki, Ümeyyeoğulları Allah'ın haram kıldıklarından helal etmedikleri bir şey, çözmedikleri bir akit, zulümlerinin girmediği, himayelerinin uğrayıp ayrılmadığı köylerde edilmiş bir ev ve çöllerde bir çadır bırakmayıncaya kadar devam edeceklerdir." (Prof. Dr. Haydar Baş / İmam Hüseyin (a.s.) / sayfa 179-181)
'Ümeyyeoğulları ne peygamberin ne İmam Ali'nin emir ve tavsiyelerine uymayarak Kerbela'daki facianın oluşmasına zemin hazırlamıştır' dersek haksızlık etmemiş oluruz. Yapılanları ve sonuçlarını değerlendirdiğimiz zaman iddiamızın gerçekliğini aklı olanlar anlamalıdır.
KERBELA UNUTULUR MU?
İmam Hüseyin'den (a.s.) sonra bütün evlatlarının ömrü matemle geçmiştir.
Hele bir de İmam Zeynel Abidin (a.s.) var ki o nasıl unutsun. Bütün olaylar onun gözünün önünde cereyan etmiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynel Abidin adlı eserinde "Kerbela gününü unutamayan imam" başlığı altında imamın mateminin boyutunu şöyle dile getiriyor:
Kerbela faciasını hayatı boyunca unutamayacak olan İmam Zeynel Abidin, su içtiği her an İmam Hüseyin'in susuz öldüğünü hatırlayarak ağlardı.
Böyle bir katliamın yüreklerden ve beyinlerden silinmesine izin verilmez. Ne zaman su içmek istese ağlar ve şöyle buyururdu:
"Nasıl ağlamayayım ki, kurda, kuşa, vahşi hayvanlara serbest olan su, babama verilmemiştir."
İmam Bâkır (a.s.) buyurmuştur ki:
"And olsun ki, babam İmam Seccad (as), hayatı boyunca babası İmam Hüseyin'e (as) ağladı. Önüne yemek bırakıldığında mutlaka ağlıyordu. Öyle ki hizmetçilerinden biri İmam'a (a.s.); "Ey Resulullah'ın (sav) Oğlu! Hüznünüzün sona ermesinin zamanı gelmedi mi?" dediğinde.
İmam Zeynel Abidin (a.s.) şöyle buyurdu:
"Yazıklar olsun sana! Yakub'un iki oğlu vardı. Allahu Teala onlardan birini gaybete çektiğinde çok ağladığından dolayı gözleri görmez oldu, hüzünden dolayı saçı ağardı, gam ve kederden dolayı beli büküldü. Oysa oğlu dünyada sağ ve salimdi.
Ama ben babamın, kardeşimin, amcamın ve ailemizden on yedi kişinin yanımda katledildiklerini gözlerimle gördüm. O halde nasıl hüznüm sona erebilir?" (Prof. Dr. Haydar Baş/İmam Zeynel Abidin(a.s.) /sayfa 47-48)
İmam Hüseyin'in (a.s.) matemi için ağlamak hakkında bir hadisi şerifte buyurulur: "Mü'minlerin kalbinde Hüseyin'in (a.s.) ölümü hakkında ebediyen sönmeyecek bir hararet vardır." (İmam Hüseyin, Prof. Dr. Haydar Baş).
Ehl-i Beyt'i anlamaktan uzak olanlara, matemimizle alay edenlere kızmıyorum. Dün biz de bilmezken Haydar Hocamızdan öğrenmeden önce cahiliye hayatımızdayken cahillikler, yanlışlıklar yaptık. Ama yanlıştan dönmek asalettir, cesarettir, zarafettir, affedilmeye sebeptir.
Bilseniz bu matem onlara olan sevginin bedelidir.
Bilseniz bu matemin karşılığında ahirette neler elde edilecek, dünyaya tekrar gelip mateme ortak olmak isteyeceksiniz ama elinize geçmeyecektir.
Fuzuli diyor ki bir beytinde: "Hatıra getir ey Fuzuli, Al-i Aba hâlini, eyle âh! Çünkü âh yıldırımı ile yakılır, harmanlar dolusu günah." (Prof. Dr. Haydar Baş /İmam Hüseyin (a.s.) /Sayfa 879)
(Devam edecek…)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -10- / 09.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -9- / 08.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -8- / 07.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -7- / 06.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -6- / 05.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -5- / 04.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -4- / 03.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler-3- / 02.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -2- / 01.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 30.06.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -9- / 08.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -8- / 07.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -7- / 06.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -6- / 05.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -5- / 04.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -4- / 03.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler-3- / 02.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -2- / 01.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 30.06.2025