'Aradığınız kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur'

Dünyanın gözü önünde Türkiye Cumhuriyeti devletine açık saldırı ve oyun kurulmaktadır. 50 yılı aşkın bir zamandır AB kapılarında oyalayarak Türkiye'den kopardıkları tavizler neticesinde ülkemizde 1923'den bu yana kurmuş olduğumuz fabrika, devlet kuruluşları ve telekomünikasyon dahil her şey yabancılara satıldı. AB her dönem bir bahane bularak yeni tavizler almaya devam ederek gerçek yüzünü gösterdi. Ancak siyasilerimiz bu yüzü görmemekte çok ısrarcı oldu. AB her fırsatta terör örgütlerini bize karşı destekledi ve teröristleri ülkelerinde barındırdılar. İnsan haklarını bahane ederek teröristleri korudular. Bu insan hakları bize gelince ama hiç çalışmadı. AB'nin bugüne kadar Türkiye'ye verdiği sözlerde sadık kaldığını söylemek maalesef ki mümkün değildir.
Bulgaristan ve Kıbrıs Rum kesiminin üyeliğine bile izin veren AB kriterleri, Türkiye söz konusu olduğunda nedense bir türlü çalışmıyor. Bulgaristan ve Kıbrıs Rum Kesiminin ekonomik ve demokratik değerleri AB kriterleri ile uzaktan yakından bir ilgisinin olduğunu söylemek mümkün değildir. Ama kâğıt üzerinde onlar fiilen AB üyesidirler. AB eline geçen her fırsatta bir Hıristiyan kulübü olduğunu fazlasıyla göstermiştir.
ABD ve NATO ile 65 yıldır beraberiz, müttefikiz. Ülkemizde ne kadar ihtilal oldu ise hepsinin arkasında ABD'nin izleri bulunmaktadır. 1970'li yıllarda CIA'nın Türkiye şefi olan Paul Henze generallere yakındı. 12 Eylül darbesini Başkan Jimmy Carter'a "bizim çocuklar başardı" diye haber vermişti. 1991'de çekiç güç Saddam'dan Kürtleri korumak adı altında kuruldu ancak PKK'ya askeri yardımları aşikâr oldu. Haber, soğuk bir kış günü Türkiye'nin gündemine ateş gibi düşmüştü. Cumhurbaşkanı Sözcüsü Kaya Toperi ve Genelkurmay yetkilileri olayı doğruladı. 14 Ocak 1992 günü basında çıkan haberlerde ise, Cudi Dağı'nda kıstırılan PKK'lılara Diyarbakır'dan kalkan ABD helikopterlerinin malzeme attığının, Genelkurmay tarafından tespit edildiği yazıyordu.
ABD'nin Irak'ta askerimizin başına çuval geçirilerek aşağılanmamız gibi yüzlerce ihaneti ile yüz yüze geldik. En son 15 Temmuz 2016'da Fetö'nün kalkışması da bir ABD senaryosu olduğu ortadadır. 65 yıllık beraberlikte her zaman ihanete uğrayan ülkemiz olmuştur. ABD bugün Suriye ve Irak'ta ülkemize düşman olan PYD ile PKK'ya açık destek vermektedir.
1. Körfez Savaşı sırasında Kuzey Irak'ı uçuşa kapatan ve güvenli bölge ilan eden ABD'nin burada bir Kürt devleti kuracağını o yıllarda öngören siyasilerimiz ve aydınlarımızın haklı olduğunu anladığımızda aradan 23 yıl geçmesi gerekmişti. Demek ki, komplo teorisi diye yaklaşan bir tehlikeyi görmezden gelmek komplo teorisini gerçek olmasına yardımcı oluyor. Türkiye hükümetleri bazı âlim ve aydınlarımızın uyarılarından o günlerde ders alıp gereğini yapsalardı eğer, ABD'nin Kürt devleti projesi hep komplo teorisi olarak kalacaktı. Ders alınmadı ve ABD planları hızla ilerledi ve bugünkü hale geldi.
Türk halkı cesur, azimli, güçlü, iradeli, yüreği imanla dolu, vatanına toprağına sadık bir millettir. Düşerse kalkar ama asla yıkılmaz. Türk aciz değildir, kimsenin himayesine ihtiyacı yoktur. Zaten bu hal Türk'e eziyettir, zulümdür. Biz yeter ki samimi olalım, bir olalım, el ele verelim kendi içimizdeki âlimlerimizi, ilim adamlarımızı, siyasilerimizi bir araya samimiyetle getirelim, kendi nikâhımızı kendi kıyalım.
Türk, Allah'tan başkasının karşısında asla eğilmez. Ne diyor Mustafa Kemal Atatürk: "Aradığınız kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur."