Arşivler konuşur hacım kızarır
30.04.2019 00:00:00
Gün içinde gündemin birkaç defa değiştiği ülkemizde geçen ay içinde olup bitenleri, geçen yıl içinde gerçekleşen olayları hatırlamak mümkün değil.
Geride kalan yıllar içinde millet olarak ve ülke olarak hangi badireleri atlattığımızı hatırlamak için ara-sıra arşivleri karıştırmak gerekiyor.
Arşiv sayfalarını geriye doğru çevirdikçe, hacımın on sekiz yıldır aralıksız ve tartışmasız alkışladığı mevcut iktidarın karnesini seyrettikçe haliyle hacımın yüzü kızarır gibi oluyor.
Haçlı işgalci güçlerin komşumuz Irak'a haçlı seferi düzenlemeye karar verdiklerinde AKP iktidarının Meclisten tezkere geçirip altmış bin haçlı askerini Anadolu topraklarında konuşlandırmak için nasıl çırpındığını arşivden okudukça hacıma bir hal oluyor.
Meclisten izin çıkmamasına rağmen aynen izin çıkmış gibi haçlı güçlerine lojistik destek sağlandığını, zamanın Milli Savunma Bakanının, haçlı uçaklarına beş bine yakın kalkış izni sağladıklarına dair beyanını görünce hacımın yüzü kızarır gibi oluyor.
Hacımın itirazsız yıllardır alkışladığı iktidarın en tepesindeki iki isminden birinin; "Son elli yılda demokrasi uğruna en çok evladını feda eden ülke ABD'dir" dediğini, diğerinin de conilerin en az kayıpla evlerine dönmeleri için dua ettiğini hatırlayınca şöyle hafifçe başı öne eğiliyor hacımın.
Haçlı coniler tarafından Türk subaylarının başına çuval geçirildiğinde yine en tepedeki iki isimden birine; "ABD'den özür bekliyor musunuz?" şeklinde sorulduğunda "büyük devletler özür dilemez" dediğini duyunca hacım gözlerini başka tarafa çeviriyor.
Diğerine de; "Nota verecek misiniz?" diye sorulduğunda, "ne notası, müzik notası mı?" şeklinde dalga geçtiğini duyunca hacım hafiften şöyle bir "lahavle" çekiyor.
Hacımın her dönem itirazsız desteklediği mevcut iktidarın, şeker şurubu üreten Amerikan Cargil firmasına Bursa/Orhangazi'de arazi tahsisi için özel bakanlar kurulunu topladığını arşive bakıp hatırlayınca hacım bir kez daha yutkunuyor.
Mevcut iktidarın Suriye konusunda işin başından beri, hatta problemin üretilmesine ve muhalefet icad edilmesine karar verilmesinden beri hep ABD ve İsrail ile aynı safta yer aldığını ve bugün yaşanan güvenlik sorunlarının, beka meselesinin temellerinin ta o zamandan atıldığını öğrenince hacım derin bir nefes alıp bir "lahavle" daha çekiyor.
Arşiv sayfalarını çevirdikçe, biraz daha günümüze doğru yaklaştıkça Mavi Marmara meselesine gözü takılıyor, o olayda şehid olan on Türk vatandaşının kanlarının yerde kaldığını, şehit yakınlarının ellerinden şehitlerinin kanlarını dava etme haklarının da alındığını hatırlayınca bu sefer kızarır gibi değil tamamen kızarıyor.
Kızarıyor mu acaba?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
