Artvin'in saklı cenneti: Karagöl-Sahara Milli Parkı
Artvin, Şavşat – Türkiye'nin "sakin şehir" unvanlı Şavşat ilçesi sınırları içerisinde yer alan Karagöl-Sahara Milli Parkı, büyüleyici doğal güzellikleri, el değmemiş ormanları ve berrak gölleriyle doğa tutkunlarının gözde mekanlarından biri olmaya devam ediyor
11.07.2025 00:10:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Artvin, Şavşat – Türkiye'nin "sakin şehir" unvanlı Şavşat ilçesi sınırları içerisinde yer alan Karagöl-Sahara Milli Parkı, büyüleyici doğal güzellikleri, el değmemiş ormanları ve berrak gölleriyle doğa tutkunlarının gözde mekanlarından biri olmaya devam ediyor.
1994 yılında milli park statüsüne alınan bu eşsiz alan, Karagöl ve Sahara Yaylası olmak üzere iki ana bölümden oluşuyor.
Dört Mevsim Büyüleyici Manzaralar
Karagöl, adını aldığı elips şeklindeki gölüyle parkın en bilinen cazibe merkezi. Yaklaşık 1600 metre rakımda yer alan ve 5 hektarlık bir alanı kaplayan bu heyelan gölü, kış aylarında buzla kaplı yüzeyiyle, ilkbaharda uyanan doğanın renk cümbüşüyle, yazın yemyeşil çevresiyle ve sonbaharın altın sarısı tonlarıyla ziyaretçilerine dört mevsim farklı bir görsel şölen sunuyor.
Sahara Yaylası ise 1700-1800 metre rakımlarda yer alan geniş düzlükleriyle, alpin bitki örtüsü ve tertemiz havasıyla ziyaretçilerine huzurlu bir kaçış imkanı sunuyor.
Doğal Yaşam ve Rekreasyon Olanakları
Milli Park, ladin, göknar ve sarıçam ağırlıklı orman örtüsüyle zengin bir ekosisteme ev sahipliği yapıyor. Ayı, kurt, geyik, tilki gibi memelilerin yanı sıra, alaca balıkçıl, karabatak, doğan, atmaca, şahin gibi birçok kuş türüne de ev sahipliği yapan park, biyolojik çeşitlilik açısından büyük önem taşıyor.
Parkta yürüyüş parkurları, kamp alanları ve Karagöl kıyısında konaklama imkanı sunan bir kır gazinosu da bulunuyor. Ziyaretçiler, gölde tekne gezintisi yapabilir, doğa fotoğrafçılığıyla uğraşabilir veya sadece doğanın huzur veren atmosferinde dinlenebilirler. Özellikle sonbahar aylarında fotoğrafçıların akınına uğrayan park, kışın karla kaplı manzaralarıyla da ziyaretçilerini cezbediyor.
Mücadele Devam Ediyor: Kabuk Böceği Tehdidi
Karagöl-Sahara Milli Parkı'nın doğal güzelliklerini tehdit eden önemli bir sorun ise son yıllarda artış gösteren sekiz dişli kabuk böceği (Ips typographus) popülasyonu. İklim değişikliğine bağlı olarak popülasyonu artan bu zararlı böcek, park ve çevresindeki ladin ormanlarında kurumalara neden oluyor.
Artvin Orman Bölge Müdürlüğü ve Artvin Çoruh Üniversitesi işbirliğiyle, zararlı böceklerle mücadele kapsamında geniş çaplı çalışmalar yürütülüyor.
Mekanik, biyoteknik ve biyolojik mücadele yöntemleri eş güdümlü olarak kullanılıyor. Bu kapsamda, feromon tuzaklarıyla milyonlarca böcek imha edilirken, laboratuvarlarda üretilen yırtıcı böcekler de doğaya salınarak biyolojik denge sağlanmaya çalışılıyor. Yaklaşık 14 bin ağacın zarar gördüğü tespit edilen parkta, böcekli ağaçların alandan çıkartılması gibi önleyici tedbirler de alınıyor.
Bu zorlu mücadele, Karagöl-Sahara Milli Parkı'nın eşsiz doğal güzelliklerini gelecek nesillere aktarabilmek adına büyük önem taşıyor. Ziyaretçilerin ve doğaseverlerin de bilinçli hareket ederek bu mücadeleye destek olması, parkın korunmasında kritik bir rol oynayacak.
Karagöl-Sahara Milli Parkı, sunduğu doğal güzellikler ve yürütülen çevresel mücadelelerle, hem bir turizm destinasyonu hem de önemli bir doğal miras alanı olarak Türkiye'nin değerli coğrafyalarından biri olmaya devam ediyor.
1994 yılında milli park statüsüne alınan bu eşsiz alan, Karagöl ve Sahara Yaylası olmak üzere iki ana bölümden oluşuyor.
Dört Mevsim Büyüleyici Manzaralar
Karagöl, adını aldığı elips şeklindeki gölüyle parkın en bilinen cazibe merkezi. Yaklaşık 1600 metre rakımda yer alan ve 5 hektarlık bir alanı kaplayan bu heyelan gölü, kış aylarında buzla kaplı yüzeyiyle, ilkbaharda uyanan doğanın renk cümbüşüyle, yazın yemyeşil çevresiyle ve sonbaharın altın sarısı tonlarıyla ziyaretçilerine dört mevsim farklı bir görsel şölen sunuyor.
Sahara Yaylası ise 1700-1800 metre rakımlarda yer alan geniş düzlükleriyle, alpin bitki örtüsü ve tertemiz havasıyla ziyaretçilerine huzurlu bir kaçış imkanı sunuyor.
Doğal Yaşam ve Rekreasyon Olanakları
Milli Park, ladin, göknar ve sarıçam ağırlıklı orman örtüsüyle zengin bir ekosisteme ev sahipliği yapıyor. Ayı, kurt, geyik, tilki gibi memelilerin yanı sıra, alaca balıkçıl, karabatak, doğan, atmaca, şahin gibi birçok kuş türüne de ev sahipliği yapan park, biyolojik çeşitlilik açısından büyük önem taşıyor.
Parkta yürüyüş parkurları, kamp alanları ve Karagöl kıyısında konaklama imkanı sunan bir kır gazinosu da bulunuyor. Ziyaretçiler, gölde tekne gezintisi yapabilir, doğa fotoğrafçılığıyla uğraşabilir veya sadece doğanın huzur veren atmosferinde dinlenebilirler. Özellikle sonbahar aylarında fotoğrafçıların akınına uğrayan park, kışın karla kaplı manzaralarıyla da ziyaretçilerini cezbediyor.
Mücadele Devam Ediyor: Kabuk Böceği Tehdidi
Karagöl-Sahara Milli Parkı'nın doğal güzelliklerini tehdit eden önemli bir sorun ise son yıllarda artış gösteren sekiz dişli kabuk böceği (Ips typographus) popülasyonu. İklim değişikliğine bağlı olarak popülasyonu artan bu zararlı böcek, park ve çevresindeki ladin ormanlarında kurumalara neden oluyor.
Artvin Orman Bölge Müdürlüğü ve Artvin Çoruh Üniversitesi işbirliğiyle, zararlı böceklerle mücadele kapsamında geniş çaplı çalışmalar yürütülüyor.
Mekanik, biyoteknik ve biyolojik mücadele yöntemleri eş güdümlü olarak kullanılıyor. Bu kapsamda, feromon tuzaklarıyla milyonlarca böcek imha edilirken, laboratuvarlarda üretilen yırtıcı böcekler de doğaya salınarak biyolojik denge sağlanmaya çalışılıyor. Yaklaşık 14 bin ağacın zarar gördüğü tespit edilen parkta, böcekli ağaçların alandan çıkartılması gibi önleyici tedbirler de alınıyor.
Bu zorlu mücadele, Karagöl-Sahara Milli Parkı'nın eşsiz doğal güzelliklerini gelecek nesillere aktarabilmek adına büyük önem taşıyor. Ziyaretçilerin ve doğaseverlerin de bilinçli hareket ederek bu mücadeleye destek olması, parkın korunmasında kritik bir rol oynayacak.
Karagöl-Sahara Milli Parkı, sunduğu doğal güzellikler ve yürütülen çevresel mücadelelerle, hem bir turizm destinasyonu hem de önemli bir doğal miras alanı olarak Türkiye'nin değerli coğrafyalarından biri olmaya devam ediyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.