logo
21 MAYIS 2025

Asıl kurtarılması gereken devletin kasasıdır

14.01.2002 00:00:00
İçinde bulunduğumuz ağır ekonomik krizin sebebini, mali kesimdeki yapısal bozukluklarda gören siyasi irademiz, krizin çözümünü, bu sahada reformlar yaparak aramaktadır.

Oysa, mali kesimdeki bozukluklar, yapısal değildir. Denetim ve cezaların yetersizliği ve en önemlisi bu kesimin hortumlamaya açık sistemi esas sorundur.

Zira, ülkemizi ekonomik krize götüren en önemli sebeplerden biri bankaların içinin boşaltılması suretiyle Hazine'nin talan edilmesiydi.

Devlet hazinesi üzerinde büyük bir kambur olan bankalar, aynı zamanda günümüz ekonomi politikalarında devlete borç veren kuruluşlardır. Bir anlamda, "devleti ayakta tutmak da, batırmak da ellerindedir" dersek abartmış olmayız.

Bankalara devletin kaynak aktarımını içeren yeni düzenlemeleri de bu tespitimiz ışığında değerlendirmeliyiz.

Dış borçlarını vaktinde ödemeyen devlet, emisyon hacmini genişletmesi gerekirken, borç yükünü çevirmek için yaptığı Hazine ihaleleriyle en büyük TL takipçisi olarak bankalara başvurmaktadır. Bankalar piyasada geçerli olan faiz rakamlarıyla mevduat toplamakta, devlet ise para ihtiyaçlarını yüksek faizle buralardan karşılamak zorunda kalmaktadır.

Ederinden çok yükseğe satılan parayı ödemeye uğraşan devlet, halktan topladığı vergileri ve neredeyse tüm gelir kaynaklarını, aldığı bu yüksek faizli borçlara aktarmaktadır.

Bugün, devletimiz, vergi gelirlerinin tamamını, bütçenin % 45'ini faize yatırıyor.

Devletin elinde bulunması ve halktan toplananların karşılığı olarak yine halk için kullanılması gereken para, günümüz ekonomi sisteminde para ile para kazanan bu birkaç bankada bloke edilmektedir.

İç borçların ederinden yüksek faizlerini karşılamak maksadıyla, vergiler ve sigorta harçları arttırılmakta, fatura yine halka çıkarılmaktadır.

Yatırımlara, yani projelere kaynak aktarımı yapılamadığı gibi, halk da fakirleşmiştir.

Üretimin "0"landığı, işsizliğin her geçen gün arttığı, insanların "açız" diye sokaklara döküldüğü ülkemizin bu hale gelen ekonomisinin esas meselesi bankalara devlet tarafından aktarılan bu paralardır.

Devletin dış kredi borçlarını ödemek maksadıyla başvurduğu bankalar, devleti kendilerine bağımlı hâle getirmekte, bu durum iç ve dış borç sarmalından bir türlü kurtulamayan bir hâl almaktadır.

Ayrıca devlet garantisinde olan bankalar yabancı bankalardan döviz cinsinden sendikasyon kredileri almaktadır. Daha sonra ülkemizde patlak veren döviz krizleriyle batık hâle gelen bu kuruluşların tüm yükü de Hazineye kalmaktadır.

Kısaca, şimdiye kadar uyguladığımız yanlış politikalarla geldiğimiz noktada, krizin "bankalar" boyutu böyledir.

IMF gibi kuruluşlardan aldığımız borç kredileri de bu düzende işleyen ekonomimize uygularsak; neden, sorunlarımıza çare olmadığı açıklığa kavuşacaktır. Ayrıca borç kredilerin neden sadece bankacılık kesimine aktarılmak koşuluyla verildiği de netlik kazanacaktır.

Zira, böyle uluslararası borç para veren kuruluşların gayesi, tabiî ki yeni borç kredilerin istenmesi ve varlıklarını bu sayede devam ettirmeleridir.

ABD Başkanlık Ekonomik Konseyi yöneticisi Prof. Dr. Stiglitz, IMF'nin bu yönüne dikkati çekerek şöyle söylemiştir: "IMF halkların ve ulusların çıkarlarını düşünmüyor, temsil de etmiyor. O yalnızca banka kesiminin çıkarlarını hesaplıyor. Başlıca saplantısı ise, açılmış kredilerin ödeme güvenliğidir..."

IMF'nin de tavsiyeleri dikkate alınarak yapılmasına karar verilen yeni düzenlemeler, para ile para kazanan bu tip kuruluşların menfaatlerinden ziyade; krizi aşacak, ülke ve millet yararına değişiklikler olmalıdır.

Bu bağlamda, devletin borçlandığı bankaların yöneticilerinin sorumluluğunu hafifletmek değil, bu sektörde çok daha sıkı denetimleri içeren düzenlemelere gidilmelidir.

Devletin bankalara vereceği kredi miktarı kadar, bankaların sermayelerine kaynak aktarma meselesi de bir diğer tehlikedir.

Zira, bankanın böyle yüklü miktarda parayı sermayesine bloke etmesi için nasıl yollara başvuracağı meçhuldür.

Büyük ihtimalle dışarıdan sendikasyon kredileri ile sermayeye eklenecek bu meblağ ile yeni krizlerin de beraberinde geleceği yakın geçmişimizle sabit bir hakîkattir.

Ekonomimizde bu kadar etkili olan bankaların daha serbest hareket edecekleri bir ortamı hazırlamak yerine; devleti güçlendirecek, millete sahip çıkacak uygulamaları hayata geçirmek, yasa tasarısını incelemeye alan Cumhurbaşkanımızın gözetmesi gereken temel kıstas olmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
Resmen Kolombiya'ya döndük
Diyarbakır'da uyuşturucu operasyonu
Suriye için Türkiye-ABD ortak açıklaması
"Barışık bir Suriye vizyonu..."
ABD'den Gazze'den "gönüllü göç olacak" açıklaması
İsrail, gönüllü olmaya mı zorluyor?
İsrail Gazze'de katliama devam ediyor
Dün sabahtan bu yana 78 kişi öldürdü
AB'den Suriye kararı
Tüm ekonomik yaptırımlar kaldırıldı
Marmara Denizi'nde 4 büyüklüğünde deprem
İstanbul Valisi'nden açıklama
Gel de randevu al!
MHRS şikayetleri katlandı
Yine AKP iktidarına nasip (!) oldu
İznik'te ilk resmi ayin yapıldı
TÜSİAD başkanlarının davasında ara karar
Duruşma ileri tarihe ertelendi
Dünyanın başına bela!
ABD'nin borç yükü katmerleşti
Rum Kesiminin tanınması skandalı sonrası ilk zirve
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Macaristan'da TDT Zirvesi'ne katılacak
33'ü çocuk, kadın ve yaşlı 50 kişi öldürüldü
İsrail kana doymuyor
Ekrem İmamoğlu'ndan açıklama
'İbretialem için paylaşın'
İBB operasyonunda üçüncü dalga
22 kişi gözaltına alındı
Tüketici güven endeksi açıklandı
Kötümserlik devam ediyor
Resmen Kolombiya'ya döndük
Diyarbakır'da uyuşturucu operasyonu
Suriye için Türkiye-ABD ortak açıklaması
"Barışık bir Suriye vizyonu..."
123456789101112131415
Resmen Kolombiya'ya döndük
Diyarbakır'da uyuşturucu operasyonu
Suriye için Türkiye-ABD ortak açıklaması
"Barışık bir Suriye vizyonu..."
ABD'den Gazze'den "gönüllü göç olacak" açıklaması
İsrail, gönüllü olmaya mı zorluyor?
İsrail Gazze'de katliama devam ediyor
Dün sabahtan bu yana 78 kişi öldürdü
AB'den Suriye kararı
Tüm ekonomik yaptırımlar kaldırıldı
Marmara Denizi'nde 4 büyüklüğünde deprem
İstanbul Valisi'nden açıklama
Gel de randevu al!
MHRS şikayetleri katlandı
Yine AKP iktidarına nasip (!) oldu
İznik'te ilk resmi ayin yapıldı
TÜSİAD başkanlarının davasında ara karar
Duruşma ileri tarihe ertelendi
Dünyanın başına bela!
ABD'nin borç yükü katmerleşti
Rum Kesiminin tanınması skandalı sonrası ilk zirve
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Macaristan'da TDT Zirvesi'ne katılacak
33'ü çocuk, kadın ve yaşlı 50 kişi öldürüldü
İsrail kana doymuyor
Ekrem İmamoğlu'ndan açıklama
'İbretialem için paylaşın'
İBB operasyonunda üçüncü dalga
22 kişi gözaltına alındı
Tüketici güven endeksi açıklandı
Kötümserlik devam ediyor
Resmen Kolombiya'ya döndük
Diyarbakır'da uyuşturucu operasyonu
Suriye için Türkiye-ABD ortak açıklaması
"Barışık bir Suriye vizyonu..."
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.