Fenerbahçe zayıf rakibi Spartak Trnava'yı 4-0 yenerek grup lideri olarak doğrudan son 16 turuna kaldı.
Bu sayede şubat ayında maç yapmayacak olan Fenerbahçe'nin kafası da rahatlamış oldu.
Öncelikle şunu söylemek lazım bu sonuna kadar hak edilmiş bir başarı.
Daha iki hafta önce rakibinden 6 gol yemiş bir takım büyük ekip refleksi göstererek ve de 4 gol birden atarak grup lideri oldu. Tebrikler.
İşin açıkçası böyle maçlar zor olur. Neden? Çünkü iddiası kalmamış zayıf rakip için bu maç onur meselesi olur.
İddiasız takım rakibine karşı şöyle motive olur. Madem yoluna devam etmek istiyorsun öyleyse beni yen bakalım.
Nitekim maça hırslı başlayan taraf Spartak Trnava oldu. Oyunu geride kabul etmeyeceklerini göstererek iştahlı ve baskılı başladılar.
Öyle ki kafamda kısa bir süre de olsa şüpheler oluştu. Hatta kafamda şimşekler çakmaya başladı.
Fenerbahçe'ye ne olmuştu. Yine bir istenmeyen durum mu yaşayacaktık.
Fakat Fenerbahçe kendine kolay geldi. Rakibin baskısı saman alevi gibi evet saman alevi gibi kısa sürdü.
Fenerbahçe'yi özellikle dirilten iki iştahlı oyuncu vardı. Fred ve Ferdi.
Fenerbahçe golü bulduğu 36. dakikadan önce 20. dakikalarda üstünlüğü ele aldı ve bir daha da rakibine üstünlüğü kaptırmadı.
Özellikle 20'den sonra Fred ve Ferdi'nin iyi oyununa İsmail Yüksek hem fizik kalitesi hem de teknik anlamda katkı verdi.
23'te Fenerbahçe ilk ciddi pozisyonunu buldu. Ferdi bireysel şov yaptığı bu anda topu klas bir pasla Dzeko'ya iletti. Dzeko golü atamadı.
33'te klas pas verme sırası Dzeko'ya gelmişti. Dzeko'nun verdiği pas öyle akılcı ve klastı ki Osayi'yi kaleciyle karşı karşıya bıraktı. Bu sefer de Osayi golü atamadı.
Fenerbahçe'nin ilk golünde Ferdi'den solo resital izledik. Bu hücumu başlatan ise yanlış görmediysem Tadic idi.
Tabii ki İrfan Can Kahveci'yi unutmuyorum. O da gayet iyi oynadı.
Golden bir dakika sonra İrfan'ın Osayi'ye yine çok şık bir pası var.
Osayi topu kafayla kontrol etmeye çalıştı ama başarılı olamadı. Hata Bright-Osayi Samuel'de idi.
İkinci yarıda da Trnava sahada yoktu. Topu Fenerbahçe'ye mi bırakmışlardı. Hayır hayır ve defalarca hayır bırakmamışlardı.
Fenerbahçe söke söke topu rakibinden alıyordu.
Şimdi soruyorum Trnava için topu Fenerbahçe'ye bıraktı demek Fenerbahçe'nin oyununa haksızlık değil mi? Hem de ne haksızlık.
Oynayan, iştahlı ve topu söküp koparıp rakibine topu göstermeyen bir takım var sahada.
Fenerbahçe'nin ikinci golü penaltıdan. Üçüncü golde yine Fred hücumu başlatıyor ve Ferdi topu taşıyor.
Dördüncü golde ise İrfan Can Kahveci büyük bir övgüyü hak ediyor. Önü kalabalıklaşınca pasını verdi. Bravo.
Bir tebrik de Dzeko'ya. İrfan'ı ve pozisyonu çok iyi takip etti. 4-0'dan sonra maç anlamsızlaştı.
Şimdi bir husus dikkatimi çekti. 65'ten sonra King, 74'ten sonra Cengiz Ünder ve Umut Nayir oyuna girdiler.
Ne var ki oyuna girenler oyundan çıkanlar kadar başarılı olamadılar. Gerçi maç kopmuştu ama oyuna sonradan giren oyuncuların da daha iyi iştah göstermelerini beklerdim.
Fenerbahçe Avrupa'da yoluna devam ediyor. Nereye kadar gider.
Bizim Premier Lig tayfasına sorarsanız son 16 turunda elenir. Öyle ya onlara göre bizim futbolcular yeteneksiz ve yetersiz.
Fakat bana sorarsınız finale bile gider. Bu bir hayal değil. Bir Ferdi bir İrfan Can ve bir İsmail Yüksek bu futbolu oynadıktan sonra onlarla her sonuca ulaşılır.
Bu sayede şubat ayında maç yapmayacak olan Fenerbahçe'nin kafası da rahatlamış oldu.
Öncelikle şunu söylemek lazım bu sonuna kadar hak edilmiş bir başarı.
Daha iki hafta önce rakibinden 6 gol yemiş bir takım büyük ekip refleksi göstererek ve de 4 gol birden atarak grup lideri oldu. Tebrikler.
İşin açıkçası böyle maçlar zor olur. Neden? Çünkü iddiası kalmamış zayıf rakip için bu maç onur meselesi olur.
İddiasız takım rakibine karşı şöyle motive olur. Madem yoluna devam etmek istiyorsun öyleyse beni yen bakalım.
Nitekim maça hırslı başlayan taraf Spartak Trnava oldu. Oyunu geride kabul etmeyeceklerini göstererek iştahlı ve baskılı başladılar.
Öyle ki kafamda kısa bir süre de olsa şüpheler oluştu. Hatta kafamda şimşekler çakmaya başladı.
Fenerbahçe'ye ne olmuştu. Yine bir istenmeyen durum mu yaşayacaktık.
Fakat Fenerbahçe kendine kolay geldi. Rakibin baskısı saman alevi gibi evet saman alevi gibi kısa sürdü.
Fenerbahçe'yi özellikle dirilten iki iştahlı oyuncu vardı. Fred ve Ferdi.
Fenerbahçe golü bulduğu 36. dakikadan önce 20. dakikalarda üstünlüğü ele aldı ve bir daha da rakibine üstünlüğü kaptırmadı.
Özellikle 20'den sonra Fred ve Ferdi'nin iyi oyununa İsmail Yüksek hem fizik kalitesi hem de teknik anlamda katkı verdi.
23'te Fenerbahçe ilk ciddi pozisyonunu buldu. Ferdi bireysel şov yaptığı bu anda topu klas bir pasla Dzeko'ya iletti. Dzeko golü atamadı.
33'te klas pas verme sırası Dzeko'ya gelmişti. Dzeko'nun verdiği pas öyle akılcı ve klastı ki Osayi'yi kaleciyle karşı karşıya bıraktı. Bu sefer de Osayi golü atamadı.
Fenerbahçe'nin ilk golünde Ferdi'den solo resital izledik. Bu hücumu başlatan ise yanlış görmediysem Tadic idi.
Tabii ki İrfan Can Kahveci'yi unutmuyorum. O da gayet iyi oynadı.
Golden bir dakika sonra İrfan'ın Osayi'ye yine çok şık bir pası var.
Osayi topu kafayla kontrol etmeye çalıştı ama başarılı olamadı. Hata Bright-Osayi Samuel'de idi.
İkinci yarıda da Trnava sahada yoktu. Topu Fenerbahçe'ye mi bırakmışlardı. Hayır hayır ve defalarca hayır bırakmamışlardı.
Fenerbahçe söke söke topu rakibinden alıyordu.
Şimdi soruyorum Trnava için topu Fenerbahçe'ye bıraktı demek Fenerbahçe'nin oyununa haksızlık değil mi? Hem de ne haksızlık.
Oynayan, iştahlı ve topu söküp koparıp rakibine topu göstermeyen bir takım var sahada.
Fenerbahçe'nin ikinci golü penaltıdan. Üçüncü golde yine Fred hücumu başlatıyor ve Ferdi topu taşıyor.
Dördüncü golde ise İrfan Can Kahveci büyük bir övgüyü hak ediyor. Önü kalabalıklaşınca pasını verdi. Bravo.
Bir tebrik de Dzeko'ya. İrfan'ı ve pozisyonu çok iyi takip etti. 4-0'dan sonra maç anlamsızlaştı.
Şimdi bir husus dikkatimi çekti. 65'ten sonra King, 74'ten sonra Cengiz Ünder ve Umut Nayir oyuna girdiler.
Ne var ki oyuna girenler oyundan çıkanlar kadar başarılı olamadılar. Gerçi maç kopmuştu ama oyuna sonradan giren oyuncuların da daha iyi iştah göstermelerini beklerdim.
Fenerbahçe Avrupa'da yoluna devam ediyor. Nereye kadar gider.
Bizim Premier Lig tayfasına sorarsanız son 16 turunda elenir. Öyle ya onlara göre bizim futbolcular yeteneksiz ve yetersiz.
Fakat bana sorarsınız finale bile gider. Bu bir hayal değil. Bir Ferdi bir İrfan Can ve bir İsmail Yüksek bu futbolu oynadıktan sonra onlarla her sonuca ulaşılır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Fenerbahçe Galatasaray'ı örnek almalı / 01.06.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025