Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Türktaş, astımın çocuklarda ve erişkinlerde en sık rastlanan hastalıkların başında geldiğini belirterek "Astım sadece erişkinlerde değil, 1 yaşındaki bir bebek de dahi görülmeye başlandı" dedi. Adana'da düzenlenen "Astımda Kombinasyonun Güçlü Temelleri" adlı toplantıda konuşan Prof. Dr. Haluk Türktaş, astımın tüm yaş gruplarında görülmesi, hastalığın seyrinin diğer bir çok hastalığa göre daha iyi olması, çevresel faktörlerden kolayca etkilenmesi ve en önemlisi tedavi ile kısa sürede düzelmelerin sağlanması gibi özelliklerin, hastalığı popüler hale getirdiğini belirtti
Çocuklarda yüzde 5-8, erişkinlerde yüzde 3-5 oranında görülen hastalığın Türkiye'deki varlığının 3-4 milyon civarında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Türktaş, "Astım, akciğerlerde hava yollarının mikrobik olmayan iltihabı ile giden, süregen bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıkmasında iki temel faktör rol oynar. Birincisi kalıtım, ikincisi ise çevresel faktörlerdir. Astımda kalıtım çok önemlidir, ancak bu her astımlı ailenin astımlı çocuğu olacak anlamına gelmez. Anne veya babadan birisi astımlı ise çocuklarında astım görülme olasılığı 3-4 kat artarken, anne ve babanın her ikisi de astımlıysa bu oran 6-7 kata çıkmaktadır" dedi.
Astımı tedavi edecek yöntem yok
Astımı tam tedavi edecek, hastalığı ortadan kaldıracak bir tedavi yönteminin bulunmadığına işaret eden Prof. Dr. Haluk Türktaş, şöyle devam etti: "Şeker hastası, tansiyon hastası gibi astım hastası da ömür boyu ilaçlarını kullanmak zorundadır. Tedavisini doğru ve düzenli aldığı sürece hastanın hemen hiç şikayeti kalmaz, ancak tedavi aksayacak olursa sürekli nefes darlığı, öksürük ve hışıltılı solunum ile hastayı zor bir yaşam beklemektedir. Astım, hava yollarının bir hastalığıdır, dolayısıyla astım tedavisinde kullanılan ilaçların bir çoğu hava yollarına verilen ilaçlardır. Göz iltihabı olan bir hastada ilacı nasıl ağızdan ya da iğneyle değil de göz damlası şeklinde doğrudan göze veriyorsak, astımda da ilacın doğrudan hava yollarına verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle astımda kullanılan ilaçların büyük çoğunluğu sprey ilaçlardır." Çok tartışmalı diğer bir tedavi yönteminin de aşı tedavisi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Türktaş, hekimler arasında olduğu gibi ülkeler arasında da bu konuda fikir birliği bulunmadığını, aşı tedavisinin erişkin hastalarda hiç bir faydasının olmadığını gösteren çok sayıda bilimsel çalışmanın ortaya konduğunu kaydetti. Hastalığın seyrine bakıldığında, çocukluk çağı astımının yüzde 25-30 gibi bir oranda ergenlikle birlikte kaybolduğunun görüldüğünü, erişkin astımında ise bu oranın çok düşük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Türktaş, hastaların bir çoğunun ömür boyu hastalığı ile birlikte yaşadıklarını, uygun ve düzenli bir tedavinin astımlı hastaların hayatlarını rahat geçirmesini sağladığını sözlerine ekledi.
Çocuklarda yüzde 5-8, erişkinlerde yüzde 3-5 oranında görülen hastalığın Türkiye'deki varlığının 3-4 milyon civarında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Türktaş, "Astım, akciğerlerde hava yollarının mikrobik olmayan iltihabı ile giden, süregen bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıkmasında iki temel faktör rol oynar. Birincisi kalıtım, ikincisi ise çevresel faktörlerdir. Astımda kalıtım çok önemlidir, ancak bu her astımlı ailenin astımlı çocuğu olacak anlamına gelmez. Anne veya babadan birisi astımlı ise çocuklarında astım görülme olasılığı 3-4 kat artarken, anne ve babanın her ikisi de astımlıysa bu oran 6-7 kata çıkmaktadır" dedi.
Astımı tedavi edecek yöntem yok
Astımı tam tedavi edecek, hastalığı ortadan kaldıracak bir tedavi yönteminin bulunmadığına işaret eden Prof. Dr. Haluk Türktaş, şöyle devam etti: "Şeker hastası, tansiyon hastası gibi astım hastası da ömür boyu ilaçlarını kullanmak zorundadır. Tedavisini doğru ve düzenli aldığı sürece hastanın hemen hiç şikayeti kalmaz, ancak tedavi aksayacak olursa sürekli nefes darlığı, öksürük ve hışıltılı solunum ile hastayı zor bir yaşam beklemektedir. Astım, hava yollarının bir hastalığıdır, dolayısıyla astım tedavisinde kullanılan ilaçların bir çoğu hava yollarına verilen ilaçlardır. Göz iltihabı olan bir hastada ilacı nasıl ağızdan ya da iğneyle değil de göz damlası şeklinde doğrudan göze veriyorsak, astımda da ilacın doğrudan hava yollarına verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle astımda kullanılan ilaçların büyük çoğunluğu sprey ilaçlardır." Çok tartışmalı diğer bir tedavi yönteminin de aşı tedavisi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Türktaş, hekimler arasında olduğu gibi ülkeler arasında da bu konuda fikir birliği bulunmadığını, aşı tedavisinin erişkin hastalarda hiç bir faydasının olmadığını gösteren çok sayıda bilimsel çalışmanın ortaya konduğunu kaydetti. Hastalığın seyrine bakıldığında, çocukluk çağı astımının yüzde 25-30 gibi bir oranda ergenlikle birlikte kaybolduğunun görüldüğünü, erişkin astımında ise bu oranın çok düşük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Türktaş, hastaların bir çoğunun ömür boyu hastalığı ile birlikte yaşadıklarını, uygun ve düzenli bir tedavinin astımlı hastaların hayatlarını rahat geçirmesini sağladığını sözlerine ekledi.