At bi beşlik bakayım falcağızına be...

Amaaan davekuşum yumurtam, pek yakında bir yolculuk görünüyor falında.

Uzuuunnnn bir yolculuğa çıkacaksın be kuzum. Hep çıkarsın zaten.

ABD mi desem,

New York mu desem,

Washington mu desem.

Abe kuzum seni orada eski masa arkadaşların çiçeklerle karşılayacaklar.

Hep bir ağizdan; "geliyor, geliyor, bir ülkeyi batıran geliyor" diye avazları çıktığı kadar bağırarak karşılayacaklar, be kuzucuğum.

Sonra seni yemeğe getirecekler be.

Yemekte tam da "Ay Mamy Fulus" ver Başkanı, Host mu desem, yoksa Hoşt mu desem, işte tam onun yanında oturacaksın be kuzum.

Devam edeceksem bir beşlik daha toka etmen lazım be kuzum.

İşte o Hoşt denen adam bir ara yüzüne gülecek.

Hiç ara vermeyesin be kuzum, sen de gül adama. Gül ki, seni sevsin.

Cepcağızına harçlık koysun.

Yemeğe gitmeden yanına kürdan da almayı ihmal etmeyesin be.

Adam dişini karıştırmak istediği zaman ilk sen veresin kürdanı. Esirkemeyesin kurbanı.

İşte o zaman yine harçlık kor cebine.

Yaninda peçete de olsun be kuzum.

Adam üzerine yemek döker, dudağını silmek ister, hemen uzatasın peçeteyi.

Kapasın reçeteyi,

Alasın veresiyeyi,

Tutasın bu dediklerimi,

Sormayasın yediklerimi,

Anlayasın ettiklerimi be kuzum.

Dönesin memlekete sevinçle.

Yalaka basın hep seninle.

Onlar seni reklam eder,

En büyük düşmandan da cümlesi beter.

Bu kadar olur iki beşliğin falı,

Ne olacak Allahım bu memleketin hali.

(Not: Bu fal falcı Gülizar'dan alınmıştır.)

***

Bu nasıl bir utanmazlıktır bilinmez.

Prostat olmuş ABD bombarduman uçaklarının, her sörtide sehven üzerlerine 7 tonluk bomba düşürüp öldürdüğü yüzlerce masum çocuk ve halk için, ABD'den önce beyan-i özürde bulunan medyamız, kaynağı tamamen kendileri haberlerle Taliban'ın yaptığı katliamları büyük bir vahşet örneği olarak sunmaya devam ediyor.

Bu medya ne ilginç bir şeymiş meğer?