Bazı insanların yaptığı dualar, istedikleri gibi kabul edilmeyince duadan ve inancından şüpheye düşmektedir.
Dua hakkında ayetler ve hadisler olmasına rağmen bu konudaki sır nedir bu konuya biraz değinmek gerekmektedir.
Dua fiili, kul ile Allah arasında vazgeçilmez bir köprü, bir ilişkidir. Kulun duasının mutlak olarak Rabbimiz tarafından işitildiği hakkında, İbrahim suresi ayet 39'da haber verilmiştir: "… Şüphesiz Rabbim duayı işitendir."
Duanın Yüce Allah tarafından işitilmekle kalmayıp, kabulü konusunda da başka bir ayette şu şekilde haber verilmiştir:
"Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasını kabul ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler." (Bakara, 186).
Bu ayette nasıl bir kurallar zinciri, sebep sonuç ilişkisi var: Bir kul hakkıyla iman ederse, doğru yola giderse, Allah'ın davetine koşarsa, Onun duasının kabul edileceği müjdesi verilmiştir.
Bu iş şuna benzer: Varacağın yerin bir yönü bir vasıtası vardır. O vasıta olmadan, o yoldan gitmeden, varacağın yere varmak istemen, kural dışıdır. Gideceğin yere varamayınca suçlu aramana gerek yoktur.
Bir örnek daha verelim: Allah buğday tohumunun içine buğday başağını sığdırmış. Uygun zamanda eker, uygun şartları sağlarsan ürünü buğday olarak alırsın. Buğday ekip de "yarabbi bana nohut ver" diye gece gündüz yalvarsan buğday nohut olmaz. Çünkü Allah o kuralı koymuştur.
Rahmetli Baki Bektaş hocamız bir gün sohbetlerinde "Allah'ın öyle akıl almaz gibi gördüğünüz fiillerinin bilinmezliği yoktur. Siz bilmezsiniz o ayrı meseledir. Aslında nasıl maddi âlemde kurallar; sebep sonuç ilişkisi varsa. Manevi âlemde de kurallar sebep sonuç ilişkisi vardır. Maddi âlemdeki fiiller kulun kendi davranışı ile alakalı, sebep sonuç ilişkisi anlaşıldığı oranda bilinir. Manevi âlemdeki kurallar da sebep sonuç ilişkisi anlaşıldığı oranda bilinir. Her yaratma fiilinde dahi kurallar vardır. Bu sebeple Allah "müsebbib-ül esbabtır". Yani sebepleri yaratandır. Sebep sonuç ilişkisini kurallara bağlayandır."
Yüce Allah kendi yaratma fiilinin anlaşılması için "sünnetullah" denen kuralları koymuş ona da kendisi uymak zorunda olmadığı halde uymuştur. O zaman Allah bilinmez, ölçüsü olmaz akıl almaz bir yaratma içinde değildir.
Eğer "sünnetullah" denen kavramı bir anlayabilseniz; sebep sonuç ilişkisini de anlar, çelişkiden cehaletten kurtulursunuz. Gerçek imana da o zaman erişirsiniz.
İmam Zeynelabidin'in (a.s.) dua hakkında söylediklerine kulak verelim:
"Bir mü'min dua ettiğinde üç sonuçtan biri gerçekleşir. Ya kendisine ahirette azık olur veya bu dünyada kabul olur ya da ona ulaşacak bir belayı geri çevirir."
"Duanın kabul olmasına engel sebep olan günahlar şunlardır: Kötü niyetli olmak, batını bozuk olmak, kardeşlerine ikiyüzlü davranmak, duanın kabul olacağına inanmamak, farz namazları vakitlerini geçinceye dek geciktirmek, iyilik ve sadaka ile Allah'a yaklaşmayı terk etmek ve konuşmada küfür ve sövmeye başvurmak." (İmam Zeynelabidin, Es-Seccad/Prof. Dr. Haydar Baş).
Dua bahsini Yüce Allah'ın bize bizzat emirle öğütlediği, Peygamberinin, Velilerinin, Salih kullarının hemen herkesin en çok ettiği dua ile bitirelim:
"Ey Rabbimiz, bize dünyada da iyilik, güzellik ver, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru" (Bakara Suresi, 201)
Dua hakkında ayetler ve hadisler olmasına rağmen bu konudaki sır nedir bu konuya biraz değinmek gerekmektedir.
Dua fiili, kul ile Allah arasında vazgeçilmez bir köprü, bir ilişkidir. Kulun duasının mutlak olarak Rabbimiz tarafından işitildiği hakkında, İbrahim suresi ayet 39'da haber verilmiştir: "… Şüphesiz Rabbim duayı işitendir."
Duanın Yüce Allah tarafından işitilmekle kalmayıp, kabulü konusunda da başka bir ayette şu şekilde haber verilmiştir:
"Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasını kabul ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler." (Bakara, 186).
Bu ayette nasıl bir kurallar zinciri, sebep sonuç ilişkisi var: Bir kul hakkıyla iman ederse, doğru yola giderse, Allah'ın davetine koşarsa, Onun duasının kabul edileceği müjdesi verilmiştir.
Bu iş şuna benzer: Varacağın yerin bir yönü bir vasıtası vardır. O vasıta olmadan, o yoldan gitmeden, varacağın yere varmak istemen, kural dışıdır. Gideceğin yere varamayınca suçlu aramana gerek yoktur.
Bir örnek daha verelim: Allah buğday tohumunun içine buğday başağını sığdırmış. Uygun zamanda eker, uygun şartları sağlarsan ürünü buğday olarak alırsın. Buğday ekip de "yarabbi bana nohut ver" diye gece gündüz yalvarsan buğday nohut olmaz. Çünkü Allah o kuralı koymuştur.
Rahmetli Baki Bektaş hocamız bir gün sohbetlerinde "Allah'ın öyle akıl almaz gibi gördüğünüz fiillerinin bilinmezliği yoktur. Siz bilmezsiniz o ayrı meseledir. Aslında nasıl maddi âlemde kurallar; sebep sonuç ilişkisi varsa. Manevi âlemde de kurallar sebep sonuç ilişkisi vardır. Maddi âlemdeki fiiller kulun kendi davranışı ile alakalı, sebep sonuç ilişkisi anlaşıldığı oranda bilinir. Manevi âlemdeki kurallar da sebep sonuç ilişkisi anlaşıldığı oranda bilinir. Her yaratma fiilinde dahi kurallar vardır. Bu sebeple Allah "müsebbib-ül esbabtır". Yani sebepleri yaratandır. Sebep sonuç ilişkisini kurallara bağlayandır."
Yüce Allah kendi yaratma fiilinin anlaşılması için "sünnetullah" denen kuralları koymuş ona da kendisi uymak zorunda olmadığı halde uymuştur. O zaman Allah bilinmez, ölçüsü olmaz akıl almaz bir yaratma içinde değildir.
Eğer "sünnetullah" denen kavramı bir anlayabilseniz; sebep sonuç ilişkisini de anlar, çelişkiden cehaletten kurtulursunuz. Gerçek imana da o zaman erişirsiniz.
İmam Zeynelabidin'in (a.s.) dua hakkında söylediklerine kulak verelim:
"Bir mü'min dua ettiğinde üç sonuçtan biri gerçekleşir. Ya kendisine ahirette azık olur veya bu dünyada kabul olur ya da ona ulaşacak bir belayı geri çevirir."
"Duanın kabul olmasına engel sebep olan günahlar şunlardır: Kötü niyetli olmak, batını bozuk olmak, kardeşlerine ikiyüzlü davranmak, duanın kabul olacağına inanmamak, farz namazları vakitlerini geçinceye dek geciktirmek, iyilik ve sadaka ile Allah'a yaklaşmayı terk etmek ve konuşmada küfür ve sövmeye başvurmak." (İmam Zeynelabidin, Es-Seccad/Prof. Dr. Haydar Baş).
Dua bahsini Yüce Allah'ın bize bizzat emirle öğütlediği, Peygamberinin, Velilerinin, Salih kullarının hemen herkesin en çok ettiği dua ile bitirelim:
"Ey Rabbimiz, bize dünyada da iyilik, güzellik ver, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru" (Bakara Suresi, 201)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Allah ile kulu arasındaki yakınlık / 28.08.2025
- Şüphesiz Rabbim duayı işitendir / 27.08.2025
- Her şeye rağmen hayra çağıranlardan olunuz / 26.08.2025
- İsrail vuruyor, dinli dinsiz bütün iktidarlar seyrediyor / 25.08.2025
- Kokuşmuş ve eskimiş siyasete mecbur değilsiniz / 24.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -18- / 23.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -17- / 22.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -16- / 21.08.2025
- BTP Gençlik kampı analizi -15- / 20.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -14- / 19.08.2025
- Şüphesiz Rabbim duayı işitendir / 27.08.2025
- Her şeye rağmen hayra çağıranlardan olunuz / 26.08.2025
- İsrail vuruyor, dinli dinsiz bütün iktidarlar seyrediyor / 25.08.2025
- Kokuşmuş ve eskimiş siyasete mecbur değilsiniz / 24.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -18- / 23.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -17- / 22.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -16- / 21.08.2025
- BTP Gençlik kampı analizi -15- / 20.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -14- / 19.08.2025