ABD saldırısının üzerinden günler geçtikçe, Bin Ladin bahanesiyle başlatılan postmodern Haçlı seferinde hedefin söylendiği gibi "teröre karşı mücadele olmadığı" açığa çıkmaktadır. Bu bağlamda zaman, ABD'nin aleyhihe çalışmaktadır. Dolayısıyla ABD "enformatik güdüm"le dünya kamuoyunu yönlendirerek acilen çeşitli noktalara bindirmeler yapmak için sabırsızlanmaktadır.
Global mühendisler işbaşında
Körfez Savaşı sonrasında W. Bush'un babası G.Bush her ne kadar "Yeni Dünya Düzeni"nin kurulduğunu belirtti ise de; dağılan Rusya'nın kısa sürede Putin tarafından yeniden toparlanması, "hedeflenen düzen"in taşlarını yerine oturmadan oynatmıştır. Bu bakımdan ABD'nin son manevrası, yeni dünya düzenine geçiş stratejisinin çelişkiler ve ilginçlikler yumağı halindeki taktik ikinci adımı olarak da değerlendirilebilir.
Göze çarpan ağırlıklı iki odak sözkonusu; ABD-İngiltere ve Almanya-Rusya. Bu arada şimdilik çok fazla hesapta görülmeyen Çin, Japonya ve Türk dünyasının ileriye dönük stratejilerinin maalesef "oluşmamış"lığı da konjonktürel bakımdan "global mühendisler"e fırsat vermektedir.
Avrasya'da kadastro çalışması
Körfez Savaşı'nın üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen ABD ve İngiltere, BM'nin yaptırım gücünü adeta istismar ederek Ortadoğu'nun hava sahasını işgale ve Irak topraklarında savaş uçaklarıyla sortilerine devam etmektedir. Rusya'nın az-çok toparlanması üzerine Teksaslılar, Ortadoğu'da "şimdilik" ayak sürtmeyi yeğlemektedir. Ancak bölgemizi birebir avuçlarının içine alamasalar da, bu arada "dağınık gibi görünen" bir Kürt devletçiği oluşturarak, kontrollerine aldıkları bir gerçektir.
ABD-İngiltere ikilisi, Rusya-Almanya lobisiyle Akdeniz'de dalaşarak güç kaybetmek yerine, yeraltı zenginlikleri dillere destan olan Avrasya'nın bakir steplerinde beraberce "kadastro çalışması" yapmanın daha yerinde olacağını düşünmektedir.
Sus payı Çeçenistan mı?
Ladin bahanesiyle Afganistan'a odaklanan ABD, aynı zamanda Rusya'ya Çeçenistan'da zorluk çıkartmama tahhüdünde bulunması son derece dikkat çekicidir. Önceki gün Washington'da biraraya gelen ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile Rusya Dışileri Bakanı İgor İvanov, Çeçenistan'la Afganistanı aynı anda masaya yatırdılar. Powell, ilk defa önceki gün açıkça "Rusya, Çeçenistan'da farklı bir meydan okumayla karşı karşıyadır ve biz bu tehdide cevap verme hakkını tanıyoruz" diyor. Avrasyadaki düğüm cümlesi belki de budur.
Bu son manevra çerçevesinde korkarım Pakistan, konuşulduğu üzere 18 milyar dolar bedel karşılığında ABD ile anlaşmanın ceremesini Körfez'de bizim çektiğimiz türden çekecektir. Böylece ABD, Kuzey Irak'tan Ortadoğu'yu gözetlediği gibi Afganistan'dan da Avrasya'yı tarassut edecek bir kule edinecektir. Kimse sizi aldatmasın; Taliban veya Ladin, bu taktiğin sadece bahanesidir.
Asıl şanssız olan biz miyiz?
Bütün bunlar olup biterken büyük bölümü Türk dünyası olan Avrasya üstünde ortak aklın emrettiği gibi "asıl strateji üretmesi gereken Türkiye" ise, maalesef strateji ve taktik olarak "gelişmeleri hangi pencereden seyredelim" noktasında depelenip durmaktadır. Hatta global mühendislerin düzenine alternatif bir oluşumu düşünme egzersizine dahi girmemektedir. Varsa yoksa AB, varsa yoksa ABD deyip gitmektedir.
Ülkenin geleceği üstüne kafa yorması gereken beyin ve iradelerin dağılmışlığının yanısıra bu aymazlığımız, yürürlükteki "mandacı"lığı kökleştirdikçe kökleştirmektedir. En basit ekonomik problemlerin hallini bile IMF ve sair ithal beyinlere havale eden bir hükümet anlayışından ve devlet idaresinden, olan bitenlere aval aval bakmak dışında bir şey beklemek zannederim fazla hayalcılık olur. Bu açıdan Teksaslıların kumarına Afganlıların değil, asıl bizim, çok şanssız bir süreçte yakalandığımızı görüp acil tedbirler almak zorunluluğumuz vardır.
Aksi halde Avrasya, umudunu, tabi eğer kendisine sus payı olarak Doğu Türkistan sunulmazsa Çin'in mahmurluğunu üzerinden atmasına kadar saklayacaktır.
Global mühendisler işbaşında
Körfez Savaşı sonrasında W. Bush'un babası G.Bush her ne kadar "Yeni Dünya Düzeni"nin kurulduğunu belirtti ise de; dağılan Rusya'nın kısa sürede Putin tarafından yeniden toparlanması, "hedeflenen düzen"in taşlarını yerine oturmadan oynatmıştır. Bu bakımdan ABD'nin son manevrası, yeni dünya düzenine geçiş stratejisinin çelişkiler ve ilginçlikler yumağı halindeki taktik ikinci adımı olarak da değerlendirilebilir.
Göze çarpan ağırlıklı iki odak sözkonusu; ABD-İngiltere ve Almanya-Rusya. Bu arada şimdilik çok fazla hesapta görülmeyen Çin, Japonya ve Türk dünyasının ileriye dönük stratejilerinin maalesef "oluşmamış"lığı da konjonktürel bakımdan "global mühendisler"e fırsat vermektedir.
Avrasya'da kadastro çalışması
Körfez Savaşı'nın üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen ABD ve İngiltere, BM'nin yaptırım gücünü adeta istismar ederek Ortadoğu'nun hava sahasını işgale ve Irak topraklarında savaş uçaklarıyla sortilerine devam etmektedir. Rusya'nın az-çok toparlanması üzerine Teksaslılar, Ortadoğu'da "şimdilik" ayak sürtmeyi yeğlemektedir. Ancak bölgemizi birebir avuçlarının içine alamasalar da, bu arada "dağınık gibi görünen" bir Kürt devletçiği oluşturarak, kontrollerine aldıkları bir gerçektir.
ABD-İngiltere ikilisi, Rusya-Almanya lobisiyle Akdeniz'de dalaşarak güç kaybetmek yerine, yeraltı zenginlikleri dillere destan olan Avrasya'nın bakir steplerinde beraberce "kadastro çalışması" yapmanın daha yerinde olacağını düşünmektedir.
Sus payı Çeçenistan mı?
Ladin bahanesiyle Afganistan'a odaklanan ABD, aynı zamanda Rusya'ya Çeçenistan'da zorluk çıkartmama tahhüdünde bulunması son derece dikkat çekicidir. Önceki gün Washington'da biraraya gelen ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile Rusya Dışileri Bakanı İgor İvanov, Çeçenistan'la Afganistanı aynı anda masaya yatırdılar. Powell, ilk defa önceki gün açıkça "Rusya, Çeçenistan'da farklı bir meydan okumayla karşı karşıyadır ve biz bu tehdide cevap verme hakkını tanıyoruz" diyor. Avrasyadaki düğüm cümlesi belki de budur.
Bu son manevra çerçevesinde korkarım Pakistan, konuşulduğu üzere 18 milyar dolar bedel karşılığında ABD ile anlaşmanın ceremesini Körfez'de bizim çektiğimiz türden çekecektir. Böylece ABD, Kuzey Irak'tan Ortadoğu'yu gözetlediği gibi Afganistan'dan da Avrasya'yı tarassut edecek bir kule edinecektir. Kimse sizi aldatmasın; Taliban veya Ladin, bu taktiğin sadece bahanesidir.
Asıl şanssız olan biz miyiz?
Bütün bunlar olup biterken büyük bölümü Türk dünyası olan Avrasya üstünde ortak aklın emrettiği gibi "asıl strateji üretmesi gereken Türkiye" ise, maalesef strateji ve taktik olarak "gelişmeleri hangi pencereden seyredelim" noktasında depelenip durmaktadır. Hatta global mühendislerin düzenine alternatif bir oluşumu düşünme egzersizine dahi girmemektedir. Varsa yoksa AB, varsa yoksa ABD deyip gitmektedir.
Ülkenin geleceği üstüne kafa yorması gereken beyin ve iradelerin dağılmışlığının yanısıra bu aymazlığımız, yürürlükteki "mandacı"lığı kökleştirdikçe kökleştirmektedir. En basit ekonomik problemlerin hallini bile IMF ve sair ithal beyinlere havale eden bir hükümet anlayışından ve devlet idaresinden, olan bitenlere aval aval bakmak dışında bir şey beklemek zannederim fazla hayalcılık olur. Bu açıdan Teksaslıların kumarına Afganlıların değil, asıl bizim, çok şanssız bir süreçte yakalandığımızı görüp acil tedbirler almak zorunluluğumuz vardır.
Aksi halde Avrasya, umudunu, tabi eğer kendisine sus payı olarak Doğu Türkistan sunulmazsa Çin'in mahmurluğunu üzerinden atmasına kadar saklayacaktır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019