logo
14 MAYIS 2024

Avrupa Birliği Maceramızı Tarih Affeder mi?

29.08.2001 00:00:00
Entellektüel Haçlı Seferi : Oryantalizm

ENTELLEKTÜEL HAÇLI SEFERİ OLARAK ORYANTALİZM

Doğu ile Batı arasında olduğu gibi Türkiye ile Avrupa arasındaki başlıca entellektüel sorun oryantalizmdir. Oryantalizm ile Avrupa kendi kafasında "Hayali bir Doğu" icad etmiştir. Avrupa, her türlü kötülüğün kaynağı olarak Doğu'yu her türlü iyiliğin kaynağı olarak da kendini görmüştür. Buna göre Doğu barbar Batı uygardır, Doğu karanlık Batı aydınlıktır. Ezcümle Doğu, tümüyle Batı'nın karşıtıdır, daha da ötesi ezeli ve ebedi düşmanıdır. Popüler deyişle Doğu, Batı'nın "ötekisi"dir. Güya Doğu, yanlış adına, çirkin adına ne varsa hepsinin kaynağı, Batı ise doğru adına, güzel adına ne varsa hepsinin ana kucağı. Bu nedenle oryantalizm, bize göre emperyalizmin keşif kolu olmanın ötesinde halen devam eden entellekütel karakterli bir haçlı seferidir.

Batılılaşma süreciyle ilginçtir "Batılı" olmuş değiliz, ama kendimize "entellektüel haçlı olan oryantalistler" gibi bakar olduk. Bu yüzden de Batıcı/Avrupaî aydınlarımız kendilerinden nefret eder hale geldi, tarihimizden, medeniyetimizden utanır oldu. Örneğin romanları Türkiye'de en çok satan -Hilmi Yavuz'un deyişiyle- Pamuk Prensimiz Türkiye'nin önünde iki seçenek var diyordu bir söyleşisinde: "Ya Avrupa Birliği yani uygarlık ya da barbarlık."

Sanırım şimdi Pamuk Prensimizin, "Beyaz Kale" gibi tümüyle oryantalist görüş açısına dayalı kitaplarının Batı dillerine niçin çevrildiğini Batı'da niçin el üstünde tutulduğunu daha iyi anlamışızdır.

Prof Dr Haydar Baş'ın ısrarla vurguladığı gibi sözde Türk aydınları (!?) için Batı'da popüler olmanın kestirme yolu Türk milletine, İslam medeniyetine "yabancılaşmak"tan geçmektedir. Bu da içselleştirdiğimiz oryantalizmdir. Başka deyişle Haçlı işbirlikçiliğidir.

İkinci kısmın bu alt bölümünde "oryantalizm"i ele alacağız.

Oryantalizm'in Temelleri

Modernlik, Descartes'la birlikte insanı, gezegenin yegane efendisi, F. Bacon'la birlikte bilgiyi bir güç ve tahakküm aracı olarak tanımladı. (1) Modern bilimin de nihai amacı "kontrol" başka deyişle "tahakküm"dür. Oryantalizm, böyle bir organizmanın ürünü olduğu için onu da bir tür "Doğu kültür ve medeniyetlerinin mühendisliği" olarak tanımlamak mümkün. Başka deyişle oryantalizm, Batı'nın Doğu üzerinde tahakküm kurmak, kendi çıkarlarına göre yeniden yapılandırmak amacıyla geliştirdiği bir yoldur. Yine bir oryantalistin ifade ettiği gibi "Oryantalistlere güven duyulmamasının sebeplerinden biri 'ne yaptıkları'dır. Milletleri araştırır, ne olduğunu, nasıl konuştuğunu, tarihini, dilini ve dinini, her şeyini öğrenir ve size anlatırlar. İnsanlara bu milletlerle ilgili konularda nasıl düşünmeleri gerektiğini salık verirler. O zaman bu, bir çeşit siyasi kontrol aracı olabilmektedir. Çünkü eğer siz bir toplumu bu kadar tanıyorsanız, bu bilginizi onları kontrol etmek ve onlardan bir şeyler kazanmak için kullanabilirsiniz. Bu tür şeyler oldu. Bu bir gerçektir." (2)

Oryantalizm İslam'ı beşerî bir fenomen olarak görür

Oryantalizmin gözlüğü modernizm olduğu ve modernizmin de hakim karakteri sekülarizm (:bu-dünyacılık) olduğu için İslam'ı "Vahy'e dayalı din" olarak değil de "tarihsel ve toplumsal bir fenomen" olarak görür. Gerçi pek çok oryantalist İslam'ın olağanüstülüğünü vurgularsa da yine de salt beşerî bir fenomen olarak tanımlamaktan vazgeçmez.(3)

Oryantalizmin yaslandığı bilgi anlayışının modern bilim olduğuna işaret etmiştik. Modern bilimin karakteristik özelliği pozitivist oluşudur. Pozitivizm, sekülarizmi vurgulamanın yanı sıra modern bilimin genel geçer, evrensel ve nesnel tek bilgi türü olduğunu da ileri sürer. Başka deyişle oryantalizm, bir anlamda bilgi ve bilim faşizmine yaslanır.

Emperyalizm'in keşif kolu olarak oryantalizm

Bu nedenle oryantalizmi Edward Said'in "Batı'nın Doğu üzerindeki bir egemenlik aracı" (4) olarak, Cemil Meriç'in "sömürgeciliğin keşif kolu" (5) olarak görmesi haklıdır. (6)

Bilimsel oryantalizm denen dönemin Sylvestre de Sacy'nin 1795'te Paris'te "Ezoles Bes Languages Oriantales"i kurması ile başladığı kabul edilir. Kendisi de Ernest Renan'ın arkadaşlığı olan Şinasi'nin "medeniyetin resûlü" (!?) diye övdüğü Tanzimat'ın sadrazamı Mustafa Reşit Paşa ile Sacy'nin dostluğu da ayrıca ilgi çekicidir. (7)

Oryantalizmin disiplin olarak belirdiği zamanlarda emperyalizmin de boy göstermiş olması dikkat çekicidir. Bu da oryantalizmin, emperyalizmin ihtiyacı olan bilgi desteğini sağladığını gösterir. Bunun çarpıcı örneklerinden birisi de Napolyon'un Mısır'ı işgal sırasında pek çok bilim adamının da yanında götürüp Mısır hakkında 23 ciltlik kitap yazdırmasıdır. (8)

Bu bağlamda oryantalizmin bir toplum ve kültür mühendisliği olduğu söylenebilir. Başka deyişle oryantalistler, Müslüman halkları Batı uygarlığının çıkarlarına göre yeniden yapılandırmayı amaçlıyordu.

Burada şunu da belirtelim: Bazı oryantalistlerin iyi niyetli olsa bile onların emperyalizmin keşif kolu olarak kullanılmasına engel ol(a)maz. Örneğin ünlü oryantalist Louis Massignon, Fransız Dışişleri Bakanlığında çalışmış, sonra da Fas'taki Fransız sömürge yönetiminde görev almıştır. (9)

Emperyalizmin bir başka keşif kolu da "Antropoloji" özellikle "Sosyal/Kültürel Antropoloji" olduğu unutulmamalı. Her hangi bir standart Antropoloji kitabında örneğin Bozkurt Güvenç'in "İnsan ve Kültür" çalışmasında bu durum açıkça dile getirilir. İkinci derecede olmakla birlikte "sosyoloji"nin de böyle bir işlevi söz konusudur. Doğu halklarının yeniden yapılandırılması bir anlamda "toplumsal mühendisliğin" dayanağı olan sosyolojiye ihtiyaç duyurmaktadır.

Bu bağlamda pozitivist sosyolojinin kurucusu sayabileceğimiz, en azından sosyolojinin isim babası olan August Comte'un Tanzimatçılarımızın önderi Mustafa Reşit Paşa'ya yazdığı bir mektupla İslam'ın yerine geçmek üzere "Pozitif Politika Sistemi" adı altında önerdiği "insanlık dini projesi" anılmaya değer. Bu dinin tanrıçası da Comte'un aşık olduğu ama öldüğü için evlenemediği bir kadındı.(9)

O. V. Grunebaum İslam'ın incelemesinde antropolojik ve sosyolojik araştırmaların önemini vurgulamıştır. Bu bağlamda Taha Akyol'un izini sürdüğü bir sosyolog oryantalist olarak Max Weber de anılmaya değer. (10)

Oryantalislerin Azınlık Tuzağı

Sadece masa başında İslam hakkında araştırma yapan oryantalizm dönemi artık geride kalmıştır. Oryantalistler artık sahaya inmiş durumdadır.

Oryantalizm ve toplumsal antropoloji farlılıkları vurgulayarak ve abartarak Müslüman halklar arasına fitne tohumları ekmektedir. Bizden bir örnekle yetineceğim, Türkiye de Alevilik ile ilgili yabancı çalışmalar yerli çalışmalarla kıyaslanamayacak kadar çoktur.(11) Ve bu çalışmalar farklılıkları olağanüstü derecede abartmaktadır. Bu çalışmalarda Aleviliğin Hıristiyan etkisiyle oluştuğu iddiası da yer almaktadır. Başka deyişle Alevilik güya, içi hıristiyanlık dışı müslümanlık olan eklektik bir inanıştır.(12)

Son zamanlarda Aleviliği daha çok bir "azınlık" olarak görme eğiliminin bir ürünü olarak yapılan oryantalist çalışmalar da vardır. Üstelik bu çalışmalara ev sahipliği yapan da bizleriz. İstanbul'daki İsveç Araştırma Enstitüsü'nün 25-27 Kasım 1996 tarihleri arasında düzenlediği "Osmanlı ve Modern Türkiye Alevilerinde Din, Kültürel Kimlik ve Toplumsal Örgütlenme" başlıklı konferansa sunulan tebliğlerde hem Alevilik hem de Bektaşilik bir tür azınlık olarak tanımlanmaktadır. Bunun da ötesinde Sabetaycılık, Ehl-i Hak, Nusayrilik, Dürzilik gibi bazı marjinal heterodoks akımlar da Türkiye'nin bir tür azınlıkları olarak gösterilmektedir.

İsveç'in PKK'ya verdiği entellektüel propaganda desteğini hesaba kattığımızda AB sürecinde İsveç Araştırma Enstitüsü'nün Türkiye'deki faaliyetlerine göz yumanların gaflet değilse ihanet içinde olduğunu söylememiz gerekmez mi?

Oryantalistlerin azınlıklar konusundaki görüş açıları ile Avrupa Birliği'nin azınlık politikası arasındaki uyuma dikkat çekmeye gerek var mı bilmiyorum.Oryantalizm bu defa Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi yıkıp kendi kafasına göre yeniden yapılandırma aracı oarak iş görmektedir. "Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az" diyor ya atalarımız.

Yarın: Oryantalizmin bir paranoya mı?

Dipnotlar:

1 Capra, Fritjof, Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası / The Turning Point-Science, Suciety And The Cising Culture- , çev., M. Armağan, 2. Bası, İnsan Yay., İst.- 1992.

2 Katolik Universitesi Sami ve Mısır Dilleri Bölüm Başkanı Prof. Sidney Griffith, 1.2.1998 tarihli Zaman Gazetesi'ndeki söyleşisi.

3 Albert Hourani, Batı Düşüncesinde İslam, çev. Celal.A. Kanat, İst.-1994, Sarmal yay. Hourani, Albert , İslam in European Thought, Cambridge; 1. bas. 1991. Richard W. Southern, Ortaçağ Avrupasında İslam Algısı, çev., Ahmet Aydoğan, İstanbul 2000, Yöneliş Yayınları.

4 Edward Said, Oryantalizm, çev. S. Ayaz, İst.- 1991, Pınar yay.

30 Cemil Meriç, Kültürden İrfana, İst.-1986, İnsan yay., s. 61

5 Oryantalizm hakkında ayrıca bkz., Prof Dr Haydar Baş, Dini ve Milli Bütünlüğümüz, II. Bölüm.

6 Bkz., Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Yeniden Doğuşu, çev., M. Kıratlı, Ank.-1970, s. 106.

7 A. Hüseyin vd, s. 20.

8 A. Hüseyin vd, s. 20.

9 Mektup ve konu hakkında bilgi için bkz., Murteza Korlaelçi, Bazı Tanzimatçılarımızın Pozitivistlerle İlişkileri, Tanzimat'ın 150. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu, Ankara: 31 Ekim-3 Kasım 1989, Ank.-1994, Türk Tarih Kurumu yay.; s. 25-43; ayrıca bkz., aynı yazar, Pozitivizmin Türkiye'ye Girişi ve İlk Etkileri, İst.-1986, İnsan yay.

10 Bilgi için bkz. A. Hüseyin, s. 20 vd; Turner, s. 35; Max Weber'in temel düşünceleri için bkz., Max Weber, Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu, çev. Zeynep Aruoba, İst.-1997, 2. Bası, Hil yay.; Sosyoloji Yazıları, çev., Taha Parla, İst.-1993, Hüriyet Vakfı yay.

11 Son zamanlarda Aleviliği daha çok bir "azınlık" olarak görme eğiliminin bir ürünü olarak yapılan çalışmalar da vardır. Editör: T. Olsson , C. Raudvere , Elisabeth Özdalga, Alevi Kimliği (Alevi Identity), çev., H. Torun, B. K. Torun , İst.-1999, Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

12 Bu konuda geniş bilgi çin bkz., Prof Dr Mehmet Eröz, Türkiye'de Alevilik-Bektaşilik, Ank.-1990, Kültür Bakanlığı yay; Prof Dr Orhan Türkdoğan, Alevi-Bektaşi Kimliği, Sosyo-Antropolojik Araştırma, İstanbul 1995, Timaş Yayınları. Modern bir Alevi akademisyenin görüşleri için bkz., Fuat Bozkurt, Aleviliğin Toplumsal Boyutları, İstanbul 1993, Tekin Yayınevi, Nejat Birdoğan, Alevi Kaynakları -

1, İstanbul 1996, Kaynak Yayınları.

Ali KARATEPE /İbrahim BERK /Mustafa ÇİÇEK

Parlamentoyu işgal etmek istediler
Gürcistan'da 'yabancı fon' gerginliği
İl başkanlarını sert sözlerle uyardı
'Bizim siyaset geleneğimizde yeri yoktur'
Seferler yapılamıyor
Metroda arıza çilesi
Belediye meclisinde kabul edildi
İstanbul'da suya fahiş zam!
IMS'siz IMF programı faturayı üretene kesti
Çiftçiyi de Şimşek çarpacak
Alçak cinayet kamerada
Üniversiteli Ata Emre'yi böyle katletti
Tasarruf paketi açıklayan Saray'a mesaj verdi
Seninle mücadele edeceğiz!
Bulunan kemiklerin kime ait olduğu belli oldu
Korhan Berzeg öldürüldü mü?
Savaştaki ülkeden buğday ithal eden ülkeyi kim yönetiyor?
'Tarım bitti' demek cehaletmiş!
Özgür Özel'den tasarruf paketi önerisi
'Milletvekilleri de dışında kalmasın'
Rusya Devlet Başkanı Putin, Çin'i ziyaret edecek
Seçildikten sonraki ilk yurt dışı ziyareti
CHP'li başkan odasında bulmuştu
'Böcek' soruşturmasında takipsizlik
Yargıtay seçiminde düğüm çözüldü
37. turda başkan seçildi
Bahçeli'den 'Vaat edilmiş topraklar' uyarısı
'Nihai hedef Anadolu topraklarıdır'
Yeniden aday olacak mı, İmamoğlu'na kırgın mı?
En yakınındaki isim konuştu
Parlamentoyu işgal etmek istediler
Gürcistan'da 'yabancı fon' gerginliği
İl başkanlarını sert sözlerle uyardı
'Bizim siyaset geleneğimizde yeri yoktur'
Seferler yapılamıyor
Metroda arıza çilesi
Belediye meclisinde kabul edildi
İstanbul'da suya fahiş zam!
IMS'siz IMF programı faturayı üretene kesti
Çiftçiyi de Şimşek çarpacak
Alçak cinayet kamerada
Üniversiteli Ata Emre'yi böyle katletti
Tasarruf paketi açıklayan Saray'a mesaj verdi
Seninle mücadele edeceğiz!
Bulunan kemiklerin kime ait olduğu belli oldu
Korhan Berzeg öldürüldü mü?
Savaştaki ülkeden buğday ithal eden ülkeyi kim yönetiyor?
'Tarım bitti' demek cehaletmiş!
Özgür Özel'den tasarruf paketi önerisi
'Milletvekilleri de dışında kalmasın'
Rusya Devlet Başkanı Putin, Çin'i ziyaret edecek
Seçildikten sonraki ilk yurt dışı ziyareti
CHP'li başkan odasında bulmuştu
'Böcek' soruşturmasında takipsizlik
Yargıtay seçiminde düğüm çözüldü
37. turda başkan seçildi
Bahçeli'den 'Vaat edilmiş topraklar' uyarısı
'Nihai hedef Anadolu topraklarıdır'
Yeniden aday olacak mı, İmamoğlu'na kırgın mı?
En yakınındaki isim konuştu

Kadıköy-Sabiha Gökçen metro hattında seferler durdu

İstanbul'da M4 Kadıköy-Sabiha Gökçen metro hattında meydana gelen arıza nedeniyle seferler durunca metro istasyonunda yoğunluk yaşandı. Bunun üzerine akşam saatlerinde işten ve okuldan eve dönen vatandaşlar isyan etti.
14.05.2024 19:53:00 / Güncelleme: 14.05.2024 19:57:06
İhlas Haber Ajansı
Kadıköy-Sabiha Gökçen metro hattında seferler durdu
Kadıköy-Sabiha Gökçen metro hattında seferler durdu
M4 Kadıköy-Sabiha Gökçen metro hattında saat 17.00 sıralarında teknik bir arıza nedeniyle seferler bir süreliğine Kadıköy-Tavşantepe metro istasyonu arasında yapıldı.

Metro arızası nedeniyle akşam saatlerinde işten ve okuldan eve dönmek isteyen ve seyahat etmek için havalimanına gidecek olan vatandaşlar istasyonlarda ve Otobüs duraklarında yoğunluk oluşturdu. Bazı vatandaşlar da ticari taksilerle ulaşım sağladı.

Metro arızasını fırsata çevirdiler

Arıza nedeniyle vatandaşlar Tavşantepe metro istasyonunda indirildi. Seyahat etmek için havalimanına yetişmeye çalışan vatandaşlar otobüs duraklarında yoğunluk oluşturdu. Metronun arızalandığını duyan ve bunu fırsata çeviren bazı taksi şoförleri Sabiha Gökçen havalimanına gitmek isteyen yolcuları kişi başı 200 ila 300 lira arasında değişen fiyatlarla havalimanına taşıdı.



"Taksi ve otobüslerle ulaşmaya çalışıyorlar"

Metro arızası nedeniyle mağdur olan vatandaşlar, "Bizi buraya atıp gittiler. Kimse bize sahip çıkmadı. Metro bozuldu. Metro gitmediği için vatandaş böyle perişan oldu. Eve gidecektim bir saattir gidemedim. Uçağı olan var biletler yanacak. Taksi ve otobüslerle ulaşmaya çalışıyorlar" diye konuştu.

Öte yandan yaklaşık 1 saat süren arıza sonrasında Metro İstanbul 'X' hesabından yaptığı açıklamada, M4 Kadıköy-Sabiha Gökçen metro hattında seferlerin normale döndüğü bildirildi.

Antalya'da 'sahte doktor' hakkında işlem başlatıldı

Antalya'nın Konyaaltı ilçesinde kendisini doktor olarak tanıtan İranlı şüphelinin, ruhsatsız muayenehane çalıştırmasına ilişkin adli ve idari işlem başlatıldı

14.05.2024 13:05:00 / Güncelleme: 14.05.2024 13:07:35
AA
Antalya'da 'sahte doktor' hakkında işlem başlatıldı
Antalya'da 'sahte doktor' hakkında işlem başlatıldı

Konyaaltı Kaymakamlığı koordinesinde İlçe Sağlık Müdürlüğü ve İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, ruhsatsız çalıştırılan muayenehane ile güzellik merkezlerine yönelik operasyon düzenledi.

Sosyal medya üzerinden tespit edilen Liman Mahallesi'ndeki bir muayenehanede gerçekleştirilen denetimde kendisini doktor olarak tanıtan İran asıllı şüphelinin, diplomasının olmadığı, muayenehanenin de ruhsatsız olduğu belirlendi. Ayrıca, insan sağlığını olumsuz etkileyebilecek ve sadece uzman hekimler tarafından yapılabilecek tıbbi işlemlerin yetkisiz, liyakatsiz kayıt dışı ve izinsiz biçimde uygulandığı tespit edildi.

Operasyonda, işletmede çok sayıda estetik amaçlı dolgu maddesi, botoks ürünü, gençlik aşısı olarak bilinen antioksidan madde, saç solüsyonu, serum, damar yolu açmak için kullanılan aparatlar, kan tüpleri ve şırıngalar ele geçirildi.

Şüpheli ile kaçak işletme hakkında adli ve idari işlem başlatıldı. 

Diyarbakır'da cezaevinde 115 hükümlü ve personel hastanelik oldu

Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde yapılan yemekten yedikten sonra zehirlenme şüphesiyle hastanelere kaldırılan 115 hükümlü ve personel taburcu edildi.
14.05.2024 12:33:00
İhlas Haber Ajansı
Diyarbakır'da cezaevinde 115 hükümlü ve personel hastanelik oldu
Diyarbakır'da cezaevinde 115 hükümlü ve personel hastanelik oldu
Alınan bilgiye göre, açık cezaevinde yapılan 'kıymalı makarna, çorba ve yoğurtlu kızartma' menüsü, diğer cezaevlerine dağıtıldı.

Kampüste bulunan cezaevlerinde dün öğle yemeğinden sonra rahatsızlanan 62'si hükümlü 14'ü personel 76 kişi, 112 Acil Sağlık ekiplerince kentteki hastanelere kaldırıldı.

16 hükümlü ve 11 cezaevi personeli, tedavilerinin ardından taburcu edildi. 46 hükümlü ve 3 personelin tedavisi sürerken, bir süre sonra rahatsızlanan 30 hükümlü ve 9 personel daha ambulansla hastanelere kaldırıldı.

Tedavileri tamamlanan 76 hükümlü ve 12 personel taburcu edildi.

115 hükümlü ve personelin etkilendiği olayla ilgili yemeklerden alınan numunelerin incelenmesi ile başlatılan adli ve idari soruşturma sürüyor.

Akran zorbalığı

Günümüzde okullarda sıkça rastlanan ve çocukların psikolojisini derinden etkileyen akran zorbalığı, toplumun en hassas kesimlerinden birini tehdit ediyor
14.05.2024 10:28:00
Hasan Parlak
Akran zorbalığı
Akran zorbalığı
Günümüzde okullarda sıkça rastlanan ve çocukların psikolojisini derinden etkileyen akran zorbalığı, toplumun en hassas kesimlerinden birini tehdit ediyor.

Uzmanlar, akran zorbalığının çocukların akademik başarılarını olumsuz etkilediğini, sosyal izolasyona ve ciddi psikolojik sorunlara yol açabileceğini belirtiyor.

Akran zorbalığının kökeninde birçok faktör yatıyor. Uzmanlar, güç dengesizliği, ailevi problemler, duygusal sorunlar, medya etkisi ve arkadaş grubu baskısını bu davranışın başlıca sebepleri arasında sayıyor.

Ayrıca, zorbalık yapan çocukların kendilerinin de zorbalığa maruz kalmış olabileceği, aile içinde şiddet görmüş veya şahit olmuş olabileceği düşünülüyor.

Zorbalık Türleri ve Belirtileri: Fiziksel, sözel, sosyal ve siber zorbalık olmak üzere birçok türde kendini gösteren akran zorbalığı, çocukların ve gençlerin gelişim süreçlerinde ciddi hasarlara yol açabiliyor.

Fiziksel zorbalık, sözlü tacizler, sosyal dışlama ve internet üzerinden yapılan siber zorbalık, bu davranışın en yaygın şekilleri arasında yer alıyor.

Mücadele Yöntemleri: Eğitimciler ve psikologlar, akran zorbalığı ile mücadelede farkındalık yaratmanın ve erken müdahalenin önemini vurguluyor. Ailelerin ve öğretmenlerin çocukların davranışlarındaki değişikliklere dikkat etmeleri, zorbalık belirtilerini erken fark edebilmeleri için önem taşıyor.

Toplumun Rolü: Toplum olarak akran zorbalığına karşı duruş sergilemek ve bu konuda bilinçlenmek, çocuklarımızın daha sağlıklı bir geleceğe sahip olmaları için kritik bir adımdır. Her bireyin bu konuda sorumluluk alması ve destek olması gerekmektedir.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.