Kamuda tasarruf: Ekonomik iflasın göstergesi

AKP hükümetinin yetkilileri, "Ekonomi iyiye gidiyor" diye diye, sonunda ülkeyi "kamuda tasarruf" noktasına getirdiler. 

Kamuda tasarruf edilecekse bu zaten ekonomide işlerin hiç de iyi gitmediğinin en büyük ispatıdır, başka ispata da gerek yok!

Bir süredir gündemde olan 'kamuda tasarruf paketi', dün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. 

Paketin temel amacı, "enflasyonla mücadeleye katkı sunmak" olarak açıklandı.

Paketin detaylarına girmeden önce ifade etmeliyiz ki, alınan tasarruf kararları vatandaşların tepki gösterdiği konularda değil, devletin vatandaşlarına hizmetiyle alakalı konularda. Yani birileri yine itibardan tasarruf etmiyor, kamuda tasarruf adı altında yine vatandaşların kemeri sıkılıyor. Hükümet, her zaman olduğu gibi "kamuda tasarruf" dendiği zaman bunu, halkın kemerini sıkmak olarak algılıyor.

Şimdi paketin detaylarına biraz girelim. 8 ana başlık altında sıralanan ve uymayanlara para cezası öngörülen pakette öne çıkan bazı maddeler şöyle:

* 3 yıl süreyle yeni araç satın alma ve kiralama yapılmaması.

* Kanunla izin verilenler hariç araç kullanımının yasaklanması.

* İhtiyaç fazlası ve ekonomik ömrünü tamamlamış taşıtların tasfiyesi.

* Savunma ve güvenlik hariç, kamuda personel servisi hizmetinin toplu taşıma olan yerlerde kaldırılması.

* Deprem riski hariç, yeni hizmet binası alımının/yapımının 3 yıl süreyle durdurulması.

* Yeni bina kiralanmaması, mevcut kiralamaların bir takvimle sonlandırılması.

* Doğal afet ve güvenlik hariç, yeni lojman ve sosyal tesis alımı/yapımı ve kiralanmasının süresiz olarak yasaklanması.

* Savunma ve güvenlik hariç, mevcut sosyal tesislerin ekonomiye kazandırılması

* Lojman kiralarının ve sosyal tesis ücretlerinin rayiç bedel dikkate alınarak gözden geçirilmesi.

* Kamuda yeni personel istihdamının emekli olanlarla sınırlandırılması (3 yıl)

* Kamuda çalışanlar için yönetim kurulu ücretlerine tavan sınır getirilmesi, aşan kısmın bütçeye gelir kaydedilmesi.

* Hizmet içi eğitim, toplantı vb. faaliyetlerin kamu tesislerinde yapılması.

* Temsil ve tanıtma ödeneklerinde 2024 yılında yüzde 25 kesinti yapılması, devam eden yıllarda da bunun baz alınması.

* Zorunlu haller hariç, demirbaş alımlarının 3 yıl süreyle durdurulması.

* Mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde yüzde 15 kesinti…

Pakete göre, yeni lojman kiralanmasının durdurulması, kamuda personel servisi hizmetinin kaldırılması, sosyal tesislerin satılması memurların sosyal haklarının tırpanlanması anlamına geliyor. Ayrıca kamuda yeni personel istihdamının 3 yıl boyunca emekli olanlarla sınırlandırılması ve destek personeli sayısının azaltılması memurların iş yükünün artmasına neden olacak.

Mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde ise yüzde 15 kesinti, devletin vatandaşlara olan hizmetlerinde sınırlama anlamına gelmektedir.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, hükümetin kamuda tasarrufa bakışını eleştirmiş ve tasarrufun nereden başlanması gerektiğini de şu cümlelerle ifade etmişti:

"Kamuda tasarruf diyorlar; işçiye emekliye esnafa vatandaşa yükleniyorlar! Kamuda tasarruf, örtülü ödenekten başlamalı. Saray'ın harcamalarından başlamalı. Cumhurbaşkanı maaşı, bakanların maaşı, milletvekili maaşlarından başlamalı. Yap-işlet-devret modelindeki yandaş müteahhitlerden başlamalı. Emekliden, memurdan, devletin milletine hizmetinden değil!"

Evet, açıklanan tasarruf paketine bakıyoruz, Sayın Baş'ın "başlamalı" dediği yerlerden tasarrufa başlanmadığı, bunların hiç gündemde bile olmadığı görülüyor.

Uzmanlar, paketteki birçok maddenin 11 trilyon liralık bütçe içinde devede kulak bile olmadığına işaret ederek, paketin amacın "kamuoyu algısını yönetmeye çalışmak" olduğunu vurguluyor.

BTP lideri Hüseyin Baş'ın "kamuda tasarruf" ile alakalı şu sosyal medya paylaşımlarını da hatırlayalım:

"En son kamuda tasarruf çağrısını 2021 yılında Erdoğan yapmıştı. Sonucunda kamudaki araç sayısı artmıştı. Mehmet Şimşek IMF'den aferin almak için 40 takla atıyor ama vatandaşa faydası yok."

"Bütün yetkililer 'kamuda tasarruf' çağrısı yapıyor. Peki, kamuda tasarrufu gerektirecek israfı kim yaptı?"

"Hükümetin uyguladığı kemer sıkma politikası değil boğaz sıkma politikası."

"Emniyet verilerine göre, Erdoğan'ın 3 aylık koruma maliyeti 616 milyon lira. Günlük 6,7 milyon lira korumaya para harcıyoruz. Bu arada terörle mücadele, narkotik suçlarla mücadele dairesi falan bile daha az harcıyormuş. Sokakların niye güvensiz olduğu anlaşılıyor di mi?"